Selma Kara / Demokrat Haber Kayseri

Kayseri Hacı Bektaş-ı Veli Kültürünü Araştırma, Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Kenan Akpınar, Kayseri’de imam hatip okullarının Alevi vatandaşların daha yoğun olduğu bölgelerde açıldığını ve ayrıca Alevi köylerindeki çocukların taşımalı eğitimle Sünni köylerindeki okullara götürüldüğünü söyledi.

Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisi’nin 4+4+4 sistemi ile ilgili yaptığı araştırmada, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin zorunlu tutulmasının, Alevi öğrencileri zora soktuğuna dair sonuçları yorumlayan Kenan Akpınar, Kayseri’de de benzer olayların meydana geldiğini savundu. Söz konusu sonuçları, ‘Türkiye’nin iç yüzünü ortaya koyan bir çalışma’ şeklinde niteleyen Akpınar, yaşananların tesadüf olmadığını kaydetti.

“İMAM HATİPLERLE ASİMİLASYON UYGULANIYOR”

Akpınar, Kayseri’de imam hatip okullarının özellikle Alevilerin yoğun olduğu bölgelerde açıldığını iddia etti ve şöyle konuştu:

“İmam hatipler Kayseri’de Alevi nüfusun yoğun olduğu bölgelerde açıldı. Mesela Ziya Gökalp Mahallesi, Mustafa Şimşek İlköğretim Okulu, burası Alevilerin yoğun olduğu bölge. Neden Boydak ya da başka bir okul imam hatip olmadı da Ziya Gökalp mahallesine böyle bir şey koydular?

Ayrıca Sarız’daki Alevi öğrencileri, yine Alevi köyü olan Kırkısrak’ta Yatılı Bölge Okulu varken, Sarız merkeze getirdiler. Ne yapacak orada çocuk, namazı bilmiyor, niyazı bilmiyor. Orada bir baskı altına girecek, hakir görülecek, ötekileştirilecek. Türkçe’yi bilmeyen çocukların (Bu köyler Kürt Alevi), dilini konuşmayan insanların içine sokmakla hem kültürleri elinden alınıyor hem de inançları. Düşünün Sarız’ın on bir tane Alevi köyü var.

CD’YE ÇEK GETİR, SENİ SINIFTAN GEÇİRECEĞİM”

Bunun örneklerinin birisi de Battalgazi İlköğretim Okulu’nda yaşandı. Din dersi öğretmeni, ‘Sen Müslüman değil misin, sen nasıl namazı bilmezsin? Sen nasıl ibadet yapamıyorsun, sen nasıl Arapça okuyamıyorsun?’ diye çocuğu orada rencide ediyor. Sıranın üzerine çıkartıp namaz kıldırmak istiyor. Çocuk namazı kılamayınca, ‘Sen annenle beraber namazı kıl, CD’ye çek getir, seni sınıftan geçireceğim’ diyor. Bu bir baskıdır. Doğrudan doğruya onu asimile etmektir. Böyle anlayışlar toplumu birbirine düşman ediyor. Kindar bir toplum oluşuyor.”

“ANAYASANIN 24. MADDESİ UYGULANSIN”

12 Eylül’den bu yana devam eden söz konusu asimilasyon politikaları karşısında yalnızca Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ndan medet umduklarını dile getiren Akpınar, “Sözde laik olan bir Türkiye var. Herkes o anayasanın 24. maddesi gereğince eşitse biz de o haklarımızı istiyoruz. Bu, Avrupa İnsan Hakları olgusu ile de çözülecek bir sorun değil. Sorunlarımızı kendi iç hukukumuz çözer. Biz anayasanın 24. Maddesinin uygulanmasını istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti topraklarında herkesin temsil edilmesini bekliyoruz. Sadece birey için değil, herkes için demokrasi . Yoksa Türkiye’deki sorunları bireye indirgeyerek ya da inançlara indirerek bu sorunlar çözülmez. Çözülmesi gereken yer TBMM” ifadelerini kullandı.