Kabil'in merkezinde birçok dükkanın vitrininin bize son birkaç yıldır artık tanıdık gelen bir şekilde süslendiğini gördüm, kırmızı ve beyaz gül buketleri, kalp şeklinde balonlar ve güzelce kaplanıp birbirinin üzerine konulmuş boş kutular.

Evet, Sevgililer Günü ve havada aşk var. Bir anlığına bütün bunlar gerçeküstüymüş gibi göründü.

Kabil geçen ay bombalı saldırılara sahne oldu, yüzden fazla kişi öldü ve çok daha fazlası yaralandı.

Ama bu korku ve umutsuzluk içinde, bu antik kentin halkı son yıllarda sık sık yapmaya zorlandıkları gibi sadece hayatlarına devam ettiler.

Son yıllarda Sevgililer Günü başkentteki eğitimli gençlerin kutlama yapma ve sevgilerini hissetmeleri için elde ettikleri çok az fırsattan biri oldu.

Bu durumda Afganistan'da sevmenin ve sevilmenin ne anlama geldiğini düşünmeden edemedim.

Tabii ki insanoğlunun bu en güçlü duygusuna yabancı değiliz. Ancak erkeklerimiz sevgilerini ifade etmekte hiç iyi olmadılar ve kadınlarımızın bunu yapabilmesine hiç izin verilmedi.

Bir Afgan kadını olarak, sevginizi ifade etmeniz yasak. Benim kuşağım ve benden önceki kuşakların kadınları için de geçerliydi bu.

BBC'den Shafiqa Khpalwak Afgan kadınlara hiç aşık olup olmadıklarını sormaya karar verdi.

AŞIK OLDUĞUNU SÖYLEDİĞİ İÇİN ÖLDÜRMEYE ÇALIŞTILAR

30'lu yaşlarının ortasındaki, adının açıklanmasını istemeyen bir kadın sekiz yıldan uzun süre önce aşık olduğunu, annesinin bunu duyduğunda erkek kardeşine söyleyip 'kurtulun bundan" dediğini anlatıyor:

"Birçok kez saldırdılar bana. Beni her öldürmeye geldiklerinde odama koşuyor ve elime bir Kuran alıyordum. Beni affetsinler diye ağladım, yalvardım, Kuran aşkına öldürmemelerini istedim. Bir şekilde hayatta kaldım. Ama ailede bu olanlardan sonra kimse benimle evlenmek istemedi. İnsanlar oğulları için yeterince temiz olmadığımı düşündü"

Bir öğrenci, bir erkeğe aşık olduğunu öğrendiklerinde sınıfındaki diğer kızların kendisiyle konuşmayı kestiğini söyledi. Bazı öğrenciler sevdikleri erkekle evlenseler bile hala hor görüldüklerini anlattı.

Bir kız bana "Görümcem bana namussuz olduğumu söyledi. Çünkü evlenmeden önce kardeşiyle bir gönül ilişkim olmuştu." dedi.

ERKEKLERE FARKLI MUAMELE

Erkekler içinse durum çok farklı.

Afgan erkekler, kız arkadaşları veya sevgilileri olmasıyla övünür.

Erkekler için işler ters giderse, aileleri ve anneleri tarafından korunurlar ama aynı gönül ilişkisindeki kadın utanç, sosyal tecrit ve hatta ölümle cezalandırılır.

Ancak yine de, aşkın tüm bunlara değdiğini düşünen kadınlar var.

Genç bir kadın "Arkadaşlarım ilişkimdem memnun değil ama ben aldırmıyorum. Annem duyarsa beni öldürür, biliyorum. Beni aileye utanç vermekle suçlar. Ama aşk bütün bunlara değer. Aşık olmayı planlamazsınız, birden olur işte" diyor.

O gün, şiirlerimizde ve edebiyatımızda kadınların nasıl aşklarını anlattığını, sevdiklerine aşklarını itiraf ettiğini düşündüm. Onlar başka bir tür Afgan kadını mıydı?

Sanırım o kadınların mirası hala aşık olan genç ve cesur Afgan kadınlarda yaşıyor.

Kaynak: BBC Türkçe