Ben Tuzluçayır da doğdum. Orada okudum orada büyüdüm. Tuzluçayır deyip de geçmemek lazım. 1980 öncesinin Küçük Moskova'sıdır Tuzluçayır. Sivil faşistler Türkiye genelinde devrimcileri kast ederek “Komünistler Moskova’ya” diye duvarlara sloganlar yazarken resmi faşistler de Turluçayır’ı devrime ve devrimci mücadeleye vermiş olduğu destekten dolayı “Küçük Moskova” ilan etmişlerdi.

Tuzluçayır sıradan bir yer değildir Türkiye için. Türkiye devrimci tarihini az çok bilenler birçok devrimci grup ve önderlerinin Tuzluçayır’dan çıktığını çok iyi bileceklerdir. Tuzluçayır yoksul ve emekçi bir semttir ama okuma yazma düzeyi en yüksek semtlerden birisidir. Kitap ekmekten bile öncedir Tuzluçayırlı için. İstediğiniz her hangi bir evi seçip içeriye girin, odalardan birinde bir kütüphane ve yüzlerce kitap göreceksinizdir.

1960’lı yıllar aynı zamanda göç yıllarıdır da! Köyden kente göçlerin yoğun olduğu yıllardır. Şairin “Dağılsak da göç yollarında / Yarın bizim bütün dünya” umuduyla göçlerin yollara vurduğu yıllardır o yıllar. İşte Tuzluçayır’da Anadolu’dan “sıyrılıp gelen” yoksul emekçi halkının diş ve tırnakları ile kurduğu bir semttir.

Sivas'ın, Yozgat'ın, Çorum'un, Amasya'nın, Artvin'in, Gümüşhane'nin ve birçok Anadolu şehrinin kendi topraklarından kopup çocuklarına güzel bir gelecek kurmak için kavgada buluştukları bir yerdir Tuzluçayır. Şair Gülten Akın'ın Seyran Destanı isimli kitabında “Tuzluçayırdan bir yanı kente bir yanı dağa / Yol gider asfalttır, Natoyolu / Ankara’nın ağaları beyleri / Oradan sürerler arabalarını” dizeleri ile ölümsüzleştirdiği bir tarih sayfasıdır.

İlkokul 2. sınıfa kadar Tuzluçayır mahallesinde bulunan Süleyman Nazif İlkokulunda okumuştum. Sonra kaydımı birkaç otobüs durağı ötesinde bulunan Açıkalın İlk Okuluna aldırmıştı babam. Evimiz şimdi Cami ve Cemevinin birlikte yapılmak istendiği arsaya 200 metre uzaklıkta bulunan ve çoktan yıkılan yazlık sinemanın sahnesine bakan tahta merdivenli bir evdi. Kiradaydık. Sonra Natoyoluna, yani çöplüğe, yani yıkım ekiplerinden sakınarak her yıl bir odasını zar zor tamamlayabildiğimiz ve bir zeytini bölüşerek yediğimiz gece kondumuza taşınmıştık.

29 Nisan 1980 de bugün Cami ve Cemevi temelinin atıldığı alanın 50 metre karşısında ki Tuzluçayir lisesinde orta bir öğrencisiydim. Ogün lisede büyük bir eylem olmuş ve binlerce polis ve asker okulu saatlerce taramıştı. Kurşun izlerinin açtığı derin çukurlar 12 Eylül faşizmi tarafından “ibret olsun” diye yıllarca doldurulmamıştı. Kapıda bizlerin hayatından endişe duyan ailelerimiz asker ve polis tarafından acımasızca dövülmüş "İçerde çocuklarımız var, çocuklarımızı öldürecekler" diyerek bir arkadaşımızı korumaya çalışan Menekşe Ana ( Menekşe Erbay ) okulun önünde katledilmişti.

Bugün Tuzluçayir direnişinde televizyonlardan haber geçen gazetecilerin “Şu an Tuzluçayir Süleyman Ayten caddesindeyiz” dediği kişi, yani Tuzluçayırın eski muhtarı Süleyman Ayten sivil faşistler tarafından katledilmişti. Tuzluçayırın ilk devrimci şehidi Ali Haydar Türkmen yine bir polis kuruşunuyla daha 17 yaşındayken Tuzluçayırda vurularak öldürülmüştü.

Yüzde seksenin Alevi olduğu bir semttir Tuzluçayir. Sivas, Çorum, Yozgat, Amasya, Artvin, Gümüşhane ve daha birçok ilden gelip kendi kültürünü ve yaşama biçimini oturdukları semte yansıta bilmiş insanların kurduğu bir semttir. Düğünler hala davullu zurnalıdır Tuzluçayırda. Kınalar sokak ortasında ve zılgıt çekerek yakılır. Ölülerinin kırkını birlikte verdikleri yemeklerle yad eder Tuzluçayırlılar. Türkiye genelinde belki de birkaç İl ve İlçede Cemevi varken, 1990’li yılların ortalarında Cemevi açılmıştır Tuzluçayıra. Sivas’ta katledilen ve benimde komşum, arkadaşım olan Gülsün Karababa Tuzluçayırlıdır.

Tuzluçayır, Ankara’da yapılan gösteri ve yürüyüşlere Dikmen ile birlikte en çok gösterici gönderen bir semttir. İktidar ve emniyet güçleri bunu çok iyi bilmektedirler. Şu anda temeli atılan Cami ve Cemevi aslında Tuzluçayır Mahallesi sınırları içerisinde değildir. Hemen yani başında bulunan Kartaltepe Mahallesi sınırları içerisindedir. Kaldı ki hemen yanı başında Kartaltepenin ihtiyaçlarını görebilecek bir başka Cami daha bulunmaktadır.

Ne Tuzluçayırlının en Kartaltepelinin Cami ya da Cemevine ihtiyacı yoktur Tuzluçayır’da bir Cemevi 1992 tarihinden beri bulunmaktadır. Eğer isterse Aleviler ya da Alevi örgütleri bunu halkında yardımı ile daha büyük bir alana ya da mecraya çekebileceklerdir. İktidarın ve dolayısı ile “Dersim Alevileri dinsizdir” diyen Fetullah Gülen ile İzzettin Doğan’ın anlaştığı Cami, Cemevi, Aşevi projesi bir asimile projesidir! Başta tüm Aleviler ve devrimciler olmak üzere Tuzluçayır halkı, Ege mahallesi, Cengizhan mahallesi, Fahri Korutürk mahallesi buna izin vermeyecektir.