Son dönemde Marmara ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde  gündeme gelen, öğrencilerin sosyal medya ve internet kullanarak yaptıkları eleştirilerin üniversite yönetimleri tarafından cezalandırıldığı vakalarla karşılaştık. Konuyla ilgili olarak Alternatif Bilişim Derneği de bir basın açıklaması yaptı. İşte o açıklama

 

Üniversite öğrencilerinin internet ortamında ifade özgürlüğüne ve eleştirel dijital okur yazarlık kültürü inşasına yönelik çağrı;

 

1 Şubat 2012 tarihinde web odaklı haber portallarından ve onu takip eden günlerde geleneksel medyadan, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi son sınıf öğrencisi Mikail Boz’un, Dekan Prof. Dr. Yusuf Devran hakkında Ekşi Sözlük’e yazdığı eleştiri içeren iki entry nedeniyle bir yarıyıl okuldan uzaklaştırıldığı haberini aldık. Rektörlük bir açıklama ile öğrenciyi “üniversite öğrencisine yakışmayacak iddialarla üniversitenin manevi şahsını tahkir ve tezyif etmekle” suçlamış, bu konuda yapılan bütün eleştirileri de “karalama kampanyası” olarak gördüğünü belirtmiştir. İnternetin ve web odaklı sosyal medya, mikroblog ve sözlük ortamlarının özgür kullanımını savunan, yeni medya aracılığıyla ifade özgürlüğü konusunda ulusal ve uluslararası çapta çalışmalar sürdüren bir sivil inisiyatif olarak şu hususlara ivedilikle dikkat çekmek istiyoruz:

-    Üniversitelerde özerklik ve demokratik bilinç idealini düşünerek yazılan bir eleştirel metnin, eleştirilen üniversite yönetimi tarafından tehdit olarak algılanıp öğrenci hakkında soruşturma açılmasını esefle kınıyoruz. Zira üniversitelerin bu anlamda ibret üreten kanallar değil, örnek teşkil eden kurumlar olması gerektiğini düşünüyoruz.
    

-    Öğrenci kendini savunurken önce hukuki yolların kullanılıp yazının hakaret içerip içermediğinin belirlenmesi gerektiğini vurgulasa da üniversite yönetimi tarafından bu talebi, “mahkemenin çok uzun süreceği” gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu bağlamda, üniversitelerin hukuki sürece bağlılığı konusunda kamuoyu şüpheye düşmüştür.

-    Öğrencinin eleştirisinde hakaret nitelikli içerik sorgulaması yapılmadan polis soruşturmasına ve üniversite yönetim kurulu nezdinde soruşturmaya tabi tutulması ve tüm bunların sonucunda bir yarıyıl okuldan uzaklaştırma cezası almasının, ölçüsüz ve ağır olduğunu kabul etmek gerekir. Ayrıca bu uygulama, polis devletinin yüksek öğretim erkine müdahalesinin açık ispatıdır.
    

-    Son günlerde yaşanan bu ve benzeri olaylar, üniversitelerdeki atama kıstaslarının, YÖK’ün 1985 tarihli Disiplin Yönetmeliği’nin ve üniversite özerkliğinin sorgulanma gerekliliğini netlikle ortaya koymaktadır.
    

Yeni medya alanlarının farklı ve dönüştürücü doğası sürekli risk olarak algılanmamalıdır. Bu algıyla engellenmeye çalışılan şey, toplumun bütününü dönüştürebilecek bir potansiyeldir. Bu potansiyel en başta üniversiteler tarafından görülmeli ve kullanıcılar arasında eleştirel dijital okuryazarlık yaygınlaştırılmalıdır.

 

Türkiye’deki tüm üniversite camiasını bu konuyu tartışmaya ve benzeri örneklerin yaşanmaması adına çözüm odaklı politika üretmeye davet ediyoruz.

 

Kamuoyuna ve üniversite yönetim kurullarına duyurulur.

 

DEMOKRAT HABER

Yetkin SAL

Alternatif Bilişim Derneği

twitter.com/yetkinsal