Yüzyılın en büyük fizik deneyini yürüten bilimciler, peşinde oldukları Higss bozonunun varlığına ilişkin önemli işaretler tespit etti.

 

Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (Cern) bilim insanları, parçacıklara kütlelerini verdiği düşünülen ve "Higgs Boson" adı verilen atomaltı parçacığının izini bulduklarını, ancak elde edilen verilerin keşif olarak nitelenemeyeceğini açıkladı.

 

Cenevre yakınlarındaki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nda (BHÇ) yürütülen iki deneyden ATLAS'ın sorumlusu Fabiola Gianotti, düzenlenen basın toplantısında 126 giga elektron volt (GeV) aralığında sinyal aldıklarını söyledi.

 

Gianotti, "Higgs Boson, burada olsaydı çok güzel olacaktı. Ama kesin konuşmak için henüz çok erken. Daha çok çalışmaya ve veriye ihtiyacımız var" dedi.

 

Elde edilen yeni verilerin, parçacığın BHÇ'nin daha düşük enerji düzeylerinde bulunabileceğini gösterdiğini söyleyen Gianotti, Higgs'in varlığını gösteren işaretlere rastladıklarını ve yeterli veriyle parçacığın gelecek yıl keşfedilebileceğine emin olduğunu söyledi.

 

CMS adlı ikinci deneyi yürüten araştırmacı grubunun da bugün ilerleyen saatlerde açıklama yapması bekleniyor.

 

14 milyar yıl önce evrenin doğumuna yol açtığına inanılan Büyük Patlama ortamını yaratmayı amaçlayan 10 milyar dolar tutarındaki deney sırasında 27 kilometrelik tünel boyunca ayrı yönlerde iki proton hüzmesi veriliyor.

 

Işın demetleri ayrı istikametlerde, ışık hızına yakın bir süratle halka şeklindeki tünelde yol alıyor. Proton ışınlarının birbiriyle büyük bir enerjiyle çarpışmasının ardından bilim adamları, kozmosun doğasını kavramaya yarayacak yeni parçacıklar görmeyi amaçlıyor.

 

Bilim adamları, çarpışma sırasında özellikle teorik fizikteki kütle mantığının temelini oluşturan veya kara maddenin neden yapıldığını anlamaya yarayacak Higgs parçacığı diye adlandırılan parçacıkların varlığının kanıtlamaya çalışıyor.

 

Fizikçi Peter Higgs'in, temel parçacıkların kütle kazanmasını açıklayan kuramından adını alan "Higgs Bosonu", 1993 yılında Nobel ödüllü fizikçi Leon Lederman tarafından "tanrı parçacığı" olarak da adlandırılmıştı.