DEMOKRAT HABER / SENNUR BAYBUĞA
68 kuşağının önemli devrimcilerinden Halil Çelimli uzun zamandır mücadele ettiği kanser hastalığına yenik düştü...
Emekli olmayan devrimcilerdendi...
1967’li yıllarda girdiği ODTÜ’de başlayan mücadeleci ruhu ve eylemci kişiliğini bugüne kadar taşıyarak veda etti yaşama…
ODTÜ öğrenci eylemlerinin ön saflarında yer alan Halil Çelimli, kuşağının en önemli eylemcilerinden biriydi. ABD Ankara büyükelçisi COMMER’in arabasının yakılması eyleminin öncülerindendi...
Filistine ilk giden devrimci gençlerden oldu…
12 Mart’ta 12 Eylül’de cezaevinde yattı...
TSİP içinde Ankara il başkanlığı yaptı daha sonra uzun yıllar TKP içinde mücadelesine devam etti. İlk kurulduğu dönemlerde ÖDP’de de yer aldı…
Hayatının her alanı ve her dönemini devrimci bir insan olarak yaşadı ve hep aynı tempo ve heyecan ile sürdürdüğü uzun maratonunu elinde olmayan sebeplerle bitirerek aramızdan ayrıldı…
Dostlarından Akın Atauz’un kendisi için yazdığı, ve belki de onu en iyi anlatan şiir ile Halil Çelimli'ye güle güle demek istiyoruz.
Cenazesi yarın (13 Mayıs), saat 16.40’da ikindi namazından sonra Kocatepe camiinden kaldırılarak Cebeci mezarlığında, isteği ve vasiyeti gereği Taylan Özgür ve diğer yol arkadaşlarının gömülü olduğu mezarlığa defnedilecek…
Halil’e
Halil,
lacivert bir gökyüzünde
kayan bir yıldız gibi kaydı.
Bıraktığı parıltılı ışık,
öylesine güçlü ve
öylesine parlak ki,
lacivert gökyüzü üzerinden kayarak giderken,
unutulmaz bir iz bıraktı zihinlerimizde.
Belki “en güzel 100 metreyi” koşmadı Halil. Ama o, yüzlerce ve binlerce metreyi koştu
ve
hep heyecan duydu yaptığı koşudan.
Öylesine heyecanla ve canla-başla koştu ki,
onun koşusu,
hep
göz alıcı bir koşu oldu.
Hayranlık uyandırdı, gönül çeldi ve
inandırdı hepimizi,
bu kadar uzun soluklu koşulabileceğine…
Onun için,
onun yeri başkadır,
arkadaşlarının/ yoldaşlarının/ tanıyanların gözünde.
Halil’in yeri başkadır.
Başkadır,
çünkü,
Halil’in sosyalizme bağlılığındaki
saflık ve katışıksızlık
ve neredeyse bağnazlık,
onun inancındaki gölgelenmemiş parlaklık,
sarsılmazlık ve
adanmışlık,
beğenmesek bile,
gönlümüzde yer etmiştir,
Halil: “inanmış adam”.
Sosyalizme olan inancın gücünü,
her yerden,
her mesafeden görmek mümkün oldu
ve
işte bu nedenle,
o bir yıldız gibi kayarken gök yüzünde,
kıpkızıl bir ışık bıraktı,
hepimizin zihninde.
Sosyalizmin hiçbir farklı yorumu,
hiçbir fraksiyon,
hiçbir farklı lider filanın olmaması değil,
herkesle arasındaki bağı güçlü kılan.
Onun bu parlak duruşu,
onunla herhangi bir zaman tanışmış,
beraber çalışmış
herkesi her zaman etkiledi.
Onu eşsiz yapan da,
sanırım,
inandırmasıydı bizleri,
ne olursa olsun,
güçlü durulabileceğine ve
eğer inanıyorsak,
olanca gücümüzle,
ayaklarımızın üzerinde ve
sağlam
bir duruşun,
her zaman
mümkün
olabileceğine…
Onun düşüncelerine olan samimi ve gönülden bağlılığı
gördük
ve bu,
bizi de bir arada tutmaya yetti.
Teşekkür ederiz Halil.
Fırtına, sağanak ve buz gibi dolularla dolu bir ömür yaşadın belki.
Bu fırtınadan sonra
yeşil çimen ve
taze ve toprak kokulu
güneşli günlerin,
bir ekmeği paylaşırcasına dostlukların
ve
sosyalizmin eşitlediği insanlığın
geleceğine böylesine inatla inandığın için
teşekkür ederiz.
Hiçbir zaman gelmeyecek olsa bile,
bu hayalin gerçekleşmesi için uğraşmaya devam etmemiz gerektiğine
bizim de
inanmamızı kolaylaştırdın.
Teşekkür ederiz Halil.
Bir ömür boyu,
arkadaşın olmak çok güzeldi.
Akın Atauz