Konya’da Çatalhöyük kazılarında, MÖ. 8000-5500 Neolitik Dönem’e ait, yüksek kalitede işçilikle yapılması ve vücudunun tüm parçalarının eksiksiz bulunması dolayısıyla “eşsiz” olarak nitelendirilen bir kadın heykelciği bulundu.

Prof. Dr. Ian Hodder başkanlığında gerçekleştirilen 2016 yılı kazı çalışmalarında bulunan kadın heykelciği Çatalhöyük’ün üst seviyelerindeki mermerimsi taştan yapılmış.

Heykelciğin, genelde olduğu gibi çöp alanında değil, bir platformun altında tek parça volkan camıyla birlikte özenle yerleştirilmiş bulundu. Hiçbir parçası eksilmeden günümüze kadar sağlam kalan eser, 17 santimetre uzunluğunda ve 1 kilogram ağırlığında.

Kafasının şekli, saç tipi (başının tepesinde yuvarlak bir topuz), ellerinin göğüslerinin altında olması ve küçük ayaklarıyla tipik bir Çatalhöyük eseri özelliği taşıyan figürin, ince işçiliği ile diğer heykelciklerden ayrılıyor.



OTURAN KADIN HEYKELİ EKSİKSİZ DEĞİLDİ

; günümüzde Çatalhöyük’te bulunan en ünlü heykelcik, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen “Oturan Kadın” heykelciğidir.

Bu heykelcik James Melaart ve ekibi tarafından bulunduğunda kafa kısmı yoktur ve Melaart bu kafayı Çatalhöyük’teki diğer buluntulara dayanarak kendisi ekler. İri göğüsleri ve geniş kalçaları nedeniyle her zaman hem tarımla hem de doğurganlıkla ilişkilendirilen kadın figürininin, iki leoparın arasında oturur durumda tasvir edilmesi, onun güçlü bir kişilik olduğunu düşündürmektedir. Bacakları arasındaki yuvarlak şeklin yeni doğmakta olan bir çocuğun başını veya saygın bir atanın kafatasını betimlemesi olasıdır.