Son günlerde en önemli iç siyasi gündem Cemaat-AKP ayrışması. Birçok yazan-çizen bu konu üzerine yorum getirirken benim gibi birçoğunun da kendi gündemleri var. Protestan din adamı kimliğiyle hatırlanmak isteyen birisi olarak benim genelde yazma amacım biraz da uhreviyata dair bir bakış açısı ve belki insanlara bu yolla bilindik dünyevi değerlemelerden farklı sebep sonuç ilişkileri sunmak. Ama mevcut gündem beni ve kuvvetli bir gönül bağımın olduğu Türkiye hristiyanları misyoner hareketini ilgilendiriyor. Ortada Türkiye’deki en organize ve güçlü İslami bir cemaat ve bununla kavgalı olan AKP iktidarı var. Ve bu kavga büyürse korkum odur ki sıkıntı çekecek bazı guruplar olacağı gibi müjdeci Hristiyanların da canı yanacak. Yanılıyor olabilirim ama kulağımıza gelen birtakım haberler, hristiyan müjde hareketi için önceden gördüğümüz bir filmin ikinci bir versiyonunu izleyeceğimizi hissettiriyor bana.

Kısaca hatırlamak gerekirse 2000-2008 döneminde devlet içinden bir damar tarafından desteklendiğini sonradan öğrendiğimiz birtakım insanlar Avrasyacılık teziyle ortaya çıktı. Ki bunlar bildiğimiz Rusçuydu ama böyle söylerseler taraftar toplayamayacaklarından kendilerini bu şekilde adlandırdılar.

Bunların birinci hedefi Türkiye’yi batı ekseninden çıkarıp Rusya, İran, Çin birlikteliğine sokmaktı. Bunun için söylemler belli; batı kötü, Amerika Tükiye’yi bölmek istiyor. Bunların içeride işbirlikçileri var.

İçeride birtakım kolay lokma düşmanlar çıkarttılar, bunlardan bir tanesi de hristiyan misyoner (hizmet) hareketiydi. Hatta o derce ileri gittiler ki sahte bir takım kiliseler kurup başlarına kendi adamlarını pastör olarak getirmek suretiyle bu kesimi lekeleyecek eylemlere giriştiler. Sonradan bu pis tezgah ortaya çıktı, hatta kullandıkları bu adamlardan bir tanesi daha sonra Ergenekon davasında gizli tanık oldu. Ancak o dönemde bu kesim için Tanrısal hizmet şimdi burada yazamayacağım kadar zor ve tehlikeli bir hal almıştı. Zaten finalde Malatya’da üç Tanrı hizmetkarını ortaçağ metodlarıyla hunharca acı çektire çektire öldürdüler.

Bu tür siyasi kavgalarda bir takım kurbanlar seçilir. Ve taraflar bu kurbanları tenis topu gibi birbirlerinin alanlarına atarlar. Nitekim şimdilerde bazı internet siteleri bazı küçük kiliselerimiz hakkında masabaşı karalama haber yapmaya başladılar. Yine bildik gazete Yeni Akit geçtiğimiz hafta “İncilin içine on lira koyuyorlar” gibi yıllanmış bir yalanı haber diye önümüze koydu. Aynı hafta Samsun kilisesinin pastörü olabilecek en saçma ve en mantıksız iftira ile içeri alındı. Aynı gün serbest kaldı ama haber oldu.

Tahminim şu ki, bu kavga kızışırsa birileri AKP’yi sıkıştırmak adına mevcut iktidarı hristiyan misyonerliğinin önünü açıyor propagandasıyla yıpratmak isteyecek. Bu birileri daha önce Ergenekon zihniyetiydi şimdiyse cemaatci zihniyet. Yani AKP hristiyan tebliğci (hizmet)hareketini destekliyor propagandasını yaparak mevcut hükümeti kendi seçmeninin gözünde yıpratmaya çalışacak.

Bu toplum aynı yalanları bir daha yutar mı bilmem. Ama bilinmesi gereken şu ki müjdeci Hristiyan harekette en ufak bir tedirginlik yok. Bunun birkaç nedeni var. Birincisi yaşadıkları çok taze ve bu yaşadıklarından sonra bu hareket iyice pişti. Deneyimlediği olaylar silsilesi onlara çok tecrübe kattı. İkincisi bunun hizmetlerine katkısı olacağını, dolayısıyla Tanrının buna izin verdiğine inanıyorlar.

Birçok kişinin kulağına tuhaf gelebilir ama malum uhrevi bir hareket ve daima Tanrı odaklı düşünüyorlar.

Ve bu cesaret kaynağı onlar için.

Anlaşılan o ki internet siteleri daha çok ziyaret ediliyor, kiliseleri daha çok dolu, onlara bağlı televizyon ve radyolar teşvik edici rayting rakamlarına erişiyorlar. Bunun sebebi ortamın hararetli olması. Çünkü insanlar merak ediyor. Bu da tebliğcilerin arayıp da bulamadığı hizmet fırsatı.

Yukarıda yazılanlar sadece basit bir paronaya da olabilir. Umarım öyledir!

Bir şey var ki bu ülkede son on yılda çok hızlı değişimler yaşandı. Kim derdi ki bu ülkenin “sahipleri” yanlarına yaklaşamayacağımız koca koca generaller hapisleri boylayacaklar. Bu olayların böyle neticelenmesi kimilerine göre bu halkın bilinçlenmesinden, kimilerine göre Amerika’nın etkisinden, kimilerine göreyse mevcut iktidarın eseri. Ancak müjdeci hristiyanlara sorarsanız uhrevi merkezli bir operasyon. Onlara göre bu işin arkasında Tanrısal bir dokunuş var.

Demokrat Haber’in takipçilerinin Tanrı inancının derinliği nedir bilinmez. Ama eğer hissetiklerim doğruysa yakın zamanda Tanrıya hizmet ettiğini iddia eden iki hareket karşı karşıya gelebilir ve eğer Tanrı tarafsa sadece birinin tarafındadır. Ama dedim ya inşallah bu sadece benim saçma paranoyamdır.

Tanrı bu ülkeyi korusun.