Sloven filozof Slavoj Žižek, Türkçe'de yeni çıkan kitabı "Hiçten Az"ı tanıtmak için İstanbul'a geldi. İstanbul Modern'de bir konuşma yapan Žižek, kapitalizmin gidişatı ve güncel olaylar üzerine konuştu.

HEGEL'İ AŞMAK

Günümüzün Alman filozof G. W. F. Hegel'in yaşadığı zamana benzediğini öne süren Žižek, Hegel'in Fransız Devrimi'nden yana olduğunu, ancak bu devrimin "kendini yok eden yıkıcılık" tarafı olmadan gerçekleşmesinin yollarını aradığını belirtti.

Bugün de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte benzer bir durumda olduğumuzu belirten filozof, komünizm fikrine sadık kalanlar için zamanın düşünmeyi gerektirdiğini söyledi.

Žižek, bunun için Hegel'i "radikal anlamıyla tekrarlamak" ve "aşmak" gerektiğini belirterek, "Hegel'den daha Hegelci" olunması gerektiğini savundu. Ancak eskisine benzer bir "saf" idealizmin mümkün olmadığını da vurguladı.

IŞİD POSTMODERN KÜRESEL KAPİTALİZMİN BİR ÜRÜNÜ

Tarihte kopuşlar yaşandığını ve bundan sonra geriye dönüşün mümkün olmadığını söyleyen Žižek, bu kopuşların ardından "aynı şeyin tekrarlanamayacağı"nı söyledi.

IŞİD'in de eski çağlardan kalma gibi görünmesine rağmen "postmodern küresel kapitalizmin bir ürünü" olduğunu öne süren filozof, köktenciliğin tarihin bir kalıntısı olmadığını, küresel kapitalizmin gerilimlerinden dolayı var olduğunu söyledi.

Ancak Žižek, köktenciliğin ilerici bir güç olmadığını, yanında durulmaması gerektiğini de belirtti.

AFGANİSTAN'DAKİ KÖKTENCİLİK ABD'NİN YARATIMI

Afganistan'ın 40 yıl öncesinde görece aydın bir ülke olduğunu, güçlü bir komünist partisi bulunduğunu hatırlatan Žižek, dini hoşgörüye dayalı bu toplumun Sovyet müdahalesinin ardından ABD'nin cihatçıları desteklemesiyle bu hale geldiğini söyledi.

ABD'nin desteklediği cihatçılar arasında Usame Bin Ladin'in de bulunduğunu belirten Žižek, ülkenin köktenciliği kendi içerisinde üretmediğini, köktenciliğin dışarıdan destekle arttığını söyledi.

GÖÇMENLİK SORUNU YANLIŞ TARTIŞILIYOR

Göçmenlere dair tartışmada, göçmenleri dışarıda tutmak gerektiğini söyleyen sağ kanat ve onları kabul etmek gerektiğini söyleyen liberal sol kanat arasındaki tartışmanın yanlış olduğunu söyleyen Žižek, liberallerin de göçmenleri zaten kabul etmeyeceklerini bildikleri için bunları söylediklerini belirtti.

Žižek, sorulması gereken esas sorunun neden göçmenlerin var olduğu sorusu olduğunu bildirerek, dış müdahalelelerle ekonomik çıkarlar için istikrarsızlaştırılan ülkelerin göçmenlerin kaynağı olduğuna dikkat etti.

Buna örnek olarak Libya ve Suriye'yi gösteren Sloven düşünür, Libya'ya NATO müdahalesi olmadan önce Fransız filozof Alain Badiou'nun göçmen dalgalarına karşı uyarılarda bulunduğunu belirtti.

İçerisinde kaosun hüküm sürdüğü ülkelerin de ekonomik sisteme entegre edilebildiğini söyleyen Žižek, buna Kongo'yu örnek gösterdi.

KÖLELİK TOPLUMLARI YAYGINLAŞIYOR

İnsan hakları kavramlarının gelişmeye başladığı 17. yüzyılda, 15. yüzyıla göre daha çok köle olduğunu söyleyen Sloven filozof, bugün de gelişen tüm kavramlara rağmen kölelik toplumlarının yaygınlaşmakta olduğunu söyledi.

Dubai, Katar, Abu Dabi gibi yeni gelişmekte olan her yerin, resmen kölelik olarak kabul edilmese bile fiili köle toplumları olduğunu belirterek, buralardaki kölelerin insanlarla temas kurmadan çalışmakta olduklarını vurguladı.

Çin'deki çalışma koşullarının da köleliği andırdığını belirten Žižek, Batı'da da durumun farklı olmadığını söyleyerek, İtalya'da yakalanan, kölelik koşullarındaki Çinlileri hatırlattı.

Žižek, dünyada ayrımcılığın giderek arttığını, büyük kitlelerin toplumsal yaşamın dışına itildiğini söyledi.

UKRAYNA'DA KIRILAN LENİN HEYKELLERİNE ÜZÜLÜYORUM

Ukrayna'da milliyetçilerin "Sovyetler Birliği'ni temsil ettiği" için Vladimir Lenin'in heykellerine saldırdıklarını söyleyen Žižek, Ukrayna'nın Bolşeviklerle birlikte var olduğunu söyledi.

Lenin'in bu konudaki tutumu sayesinde Ukrayna'nın kendi dilini konuşabildiğini ve devlet olabildiğini belirten Žižek, Bolşeviklerden önce Rusya'nın Ukrayna'nın dilini bile tanımadığını aktardı.

KOLEKTİF TOPLUMSAL HAREKET ÖZGÜRLÜĞÜ YOK OLUYOR

Sloven düşünür, bir yandan bireysel özgürlüklerin arttığını, insanlara haz almak için daha fazla seçenek sunulduğunu, bir yandansa kolektif toplumsal hareket özgürlüklerinin yok olmakta olduğunu vurguladı.

Kapitalizmin "liberal demokrasi" olarak var olmayı sürdüremediğini söyleyen Žižek, giderek daha çok baskı aracı kullanıldığını ve toplumsal hareketlerin bu şekilde engellenmeye çalışıldığını söyledi.

İŞ SAHİBİ OLMAK AYRICALIK OLDU

Artık düzenli bir işe sahip olmanın da giderek bir ayrıcalık haline geldiğini söyleyen Žižek, kendi ülkesi Slovenya'da halkın %40'ının geçici işlerde çalışmakta olduğunu söyledi.

Bununla birlikte yeni proleteryanın kim olduğuna dair sorunun da tekrar doğduğunu belirten Sloven düşünür, işsizliğin yarattığı kaygıdan bahsetti.

Düzensiz çalışma koşullarının bile yeni bir özgürlük gibi sunulduğunu belirten Žižek, herkesin kendisini sermaye gibi düşünüp sermayedar gibi karar almaya yöneltildiğini aktardı.

GİZLİ ANLAŞMALARLA HÜKÜMETLERİN GÜCÜ KISITLANIYOR

TISA ve TPP gibi gizli anlaşmalarla uluslararası şirketlerin hükümetlerin güçlerini kısıtlamakta olduğunu söyleyen filozof, bu anlaşmalarla birlikte devletlerin vergi artışlarında şirketlere tazminat ödemek zorunda olacağını söyledi.

Anlaşmaların halka sorularak bile yapılmadığını söyleyen Žižek, Wikileaks olmasaydı bunlardan haberdar olmayacağımızı hatırlatarak, bu anlaşmaların hepimizi etkileyeceğini belirtti.

FELAKETE GİDİYORUZ

Günümüz kapitalizminin felakete doğru yol almakta olduğunu söyleyen Žižek, içerideki mekanizmaların bunları çözmek için yeterli olmadığını, sistem dışına çıkılması gerektiğini söyledi.

Ekoloji, biyoteknoloji, finans kapital, fikir mülkiyeti gibi başlıkların felaketi hızlandırdığını söyleyen Žižek, 2008'den daha kötü bir mali kriz çıkması durumunda ne olacağını sorguladı.

DÜŞMAN YUNANİSTAN'DA 'BAŞKA YOL YOK' DİYEREK PROPAGANDA YAPIYOR

"Düşman propagandası"nın, Yunanistan için "başka yol" olmadığını söylediğini belirten Žižek, Syriza'nın önerilerinin 50 yıl öncesinde ılımlı sosyal-demokrat öneriler olarak kabul göreceğini, ancak bugün bu önerilerin "radikal" olarak tanımlandığını söyledi.

Kreditörlerin, Yunanistan için tek yolun kemer sıkma olduğunu savunduğunu, yoksa ülkede felaket olacağını söylediklerini ancak esas bu yolun felaket anlamına geldiğini söyleyen Sloven filozof, eski Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varufakis'in kendisine şantaj yapıldığını söylediğini aktardı.

Žižek, halk büyük oranda "Hayır" dedikten sonra Brüksel'de yapılan görüşmelerle kararın dışarıda alındığını söyledi.

Syriza'da önemli dostları olduğunu söyleyen Žižek, Yunanistan için başka yol olmadığını, Syriza'nın koşulları kabul ederek doğrusunu yaptığını vurguladı. Avrodan çıkılması durumunda ülke halkının daha çok zorluk yaşayacağını söyleyen Žižek, ülkede "kaos" olacağını ve bu durumda aşırı sağın yükseleceğini söyledi.

Yunanistan Komünist Partisi'ni (KKE) "hiçbir şey yapmamak"la eleştiren Žižek, Syriza'nın en azından iktidara geldiğini ve az da olsa bir şeyler yaptığını öne sürdü.

OBAMA HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ

Küçük gerçekçi adımların radikal önerilerden daha iyi olduğunu savunan Žižek, ABD Başkanı Barack Obama'yı da bu yüzden beğendiğini söyledi.

Obama'nın yaptıklarınının radikal değişimler olmadığını, ancak küçük adımların da önemli olduğunu söyleyen Sloven düşünür, sağlık konusundaki kimi reformları buna örnek gösterdi.

OSMANLI ÇOK KÜLTÜRLÜYDÜ SORUN JÖN TÜRKLERLE BAŞLADI

Osmanlı'nın çok kültürlü ve daha toleranslı olduğunu söyleyen Žižek, bunu söylediğinde buradaki solcuların kendisine "kızdığını" söyledi.

Kürtlerin baskılanması ve Ermeni soykırımının Jön Türklerle birlikte gerçekleşen olaylar olduğunu söyleyen Žižek, "tabii ki" Osmanlı'nın "korku dolu" olduğunu ancak yine de daha toleranslı olduğunu savundu.

(soL.org)