Suruç Katliamı'nın birinci yıl dönümünde IŞİD saldırısında hayatını kaybeden 33 kişi için Amara Kültür Merkezi'nde anma yapıldı.

Anmaya HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da katıldı.

Yaşamını yitirenleri anarak konuşmasına başlayan Yüksekdağ, bir yıl önce karanlık bir sürecin fitilinin ateşlendiğini söyledi.

Türkiye'de yaşanan darbe sürecini, yıkımı, yaşanan kriz ve kaos ortamını anlamak ve var olan sorunları çözmek için iktidarın Suruç Katliamı’na yüzünü dönmesi gerektiğini ifade eden Yüksekdağ, şunları söyledi:

"Düşler, özlemler çok büyük yolculuklara çıkarır. 33 düş yolcusu da yıkılmak istenen bu düş yoluna girmişlerdir. Bundan bir yıl önce başladı her şey. Bir tarafta ezilen insanlığın büyük düşünden ve peşinden gidenler vardı, diğer taraftan bu düşleri kabusa çevirmeye çalışanlar. Bütün Ortadoğu halklarına bir kabus yaşatmaya çalışanlar vardı. İşte Rojava'da o savaş ve kaosun ortasında eşitliğin, barışın olacağı bir yaşamın olacağını gösterenler vardı.

“33 düş yolcusu da bu kabusun ortasında ezilenlerin büyük düşünü ortaya çıkarmak için yola çıktı. Bütün bölge halkları ve ezilenleri zorbalıkla savaşla ve baskılarla kodlanmış siyasi iktidar ve gerici faşist egemen yapılar bu temiz düşü kaldıramadı.

“Aradan bir yıl geçtikten sonra bizler aynı düşün peşinden gitmeye devam ediyoruz. 33 barış ve demokrasi şehidinin bizlere verdiği en önemli ders buydu.

"Suruç'ta yaşanan katliamın sorumluları ortaya çıkarılmazsa Türkiye'de darbe süreci bertaraf edilemez. Biz bu gerçeğin iktidar tarafından görülmediğini düşünmekteyiz. Bu gerçek görülmedikçe, bu darbe mekaniği durmayacak durdurulamayacaktır. Bir yıl önce bir demokratik zemin ortaya çıktığında gündeme gelen bu katliam Türkiye'nin demokratikleşmesi mücadelesini sekteye uğratmak için yaşama geçirilmiştir. Suruç Katliamını gerçekleştirenler ve onu uygulayan eller Türkiye halklarının kucaklaşması ve bir araya gelmesini kırmak için gerçekleştirdiler.

"Eğer bu topraklarda insanlık için, halkımız için iyi şeyler gelişecekse demokratik ve özgürlük temelinde birleşmek gerekiyor. Sosyalist gençler bir yıl önce bunu bize söylediler.

“TIR'lar, kamyonlar ile silah taşıyanların özgür, kitap ve oyuncak taşıyanların ise ölüme gönderildiği yerde insanlar güvende olamaz. Bu çılgınlığın önüne geçmek için demokratik değerlerin yerine getirilmesi gerekiyor. Ölenlerimizi anmak yasaksa, bu topraklarda onların anısı yaşamak yasaksa, zulüm şiddet ölüm serbestse, hiçbir bir iktidar kendini güvende hissedemez. İster saray, ister kökünüz olsun; ister karargahınız köşkünüz, ister karargahınız karakolunuz olsun, şiddetle, savaş ile güvenlik sağlanamaz. Baskı ve zor aygıtları ile hiçbir iktidar varlığını sürdüremez. Bu topraklar da artık özgürlük barış ve demokrasi bayrağını taşıyanların Türkiye halklarının geleceğinin ve güvenliğini sağlamanın koşullarının oluşması gerekiyor.”