HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ darbe girişimine ilişkin, "Darbeyle bize dayattıkları yıkımı AKP-Saray iktidarı kendi siyasi yönelimleriyle ortaya çıkarıyor. Elinde buluna gücü, silahı halka karşı anti demokratik uygulamalarla kullanıyorsa ortada sadece apolet farkı vardır. Bugün bize apoletsiz bir darbe dayatılıyor hala" dedi.
 
Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.
 
"15 Temmuz darbe girişimini mevcut AKP iktidarı fırsat ve ganimet bildi" diyen Yüksekdağ, AKP'nin politikalarını değinerek, Türkiye'nin sürüklendiği kaos ortamı içerisinde hiçbir fırsat size ganimet olmayacak" ifadelerini kullandı.

Partisinin grup toplantısında konuşan Yüksekdağ'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
 
“BUGÜN BİZE APOLETSİZ DARBE YAPILIYOR”
 
"Net olduğumuz 2 şey var her türlü darbeye karşıyız ve direneceğiz. Nereden gelirse gelsin askeri vesayete karşıyız, amasız fakatsız bir biçimde darbeye karşı net olduk. Darbenin siyaset kurumuyla sivil eliyle yürümesine de asla onay vermeyeceğiz. Darbeyle bize dayattıkları yıkımı AKP Saray iktidarı kendi siyasi yönelimleriyle ortaya çıkarıyor.

Gücü, silahı elinde tutan bu gücü halka karşı anti demokratik uygulamalarla kullanıyorsa ortada sadece apolet farkı vardır. Sadece omuzlarında apolet yoktur, bugün bize apoletsiz bir darbe dayatılıyor hala. Bugün darbe siyaseti karşısında bu yıkımı ortadan kaldırmanın yolu demokratik halk hareketinin yolunu açmaktır. Ama iktidar buna hak tanımıyor.
 
Darbeye karşı demokrasi hemen şiarıyla 10 ün boyunca meydanlardaydık. Ama o meydanlara çıkana kadar alnımız çatladı. Bu zamana kadar kendi taraftarları, kendi yandaşları bütün meydanları herhangi bir izne onaya tabi olmaksızın sınırsızca kullanırken böyle bir özgürlük serbestlik alanı oluşturulurken bizler kendi seçildiğimiz illerde seçildiğimiz kentlerde bir basın açıklaması düzenlemek bir miting düzenlemek için halen mücadele ediyoruz.
 
“SİYASETİ ADALET YÖNETMİYORSA, DARBE ZİHNİYETİ ORTADAN KALKMAZ”
 
Birileri 15 Temmuz’da sokağın gücünü keşfetmiş olabilir, ama bizler 15 Temmuz öncesinde de darbelere karşı sokaklardaydık. Demokrasi, özgürlük herkes için değilse siyaseti adalet yönetmiyorsa darbe zihniyeti ortadan kalkmaz. Sizin söylediğiniz en büyük yalan olur.
 
İşte bugün mevcut iktidar da bu noktaya gidiyor. Bizler de bunun karşısında darbeye karşı halk gücünü ortaya çıkarmaktan demokrasiyi inşadan vazgeçmeyeceğiz. Bizler yeni yaşamın, bu ülkeye dair yeni ve iyi sözler söylemenin gücüyle hareket edeceğiz.
 
“SİYASİ İKTİDAR DARBE GİRİŞİMİNİ FIRSAT BİLDİ”
 
Yeni olan sadece egemenlik ve çıkar ilişkilerini yeniden düzenlemeye başlamış olmalıdır. 15 Temmuz darbe girişimini mevcut siyasi iktidar fırsat ve ganimet bildi. Türkiye'nin sürüklendiği kaos ortamı içerisinde hiçbir fırsat size ganimet olmayacak. Demokratik yöntemlerden ve anlayışlardan uzak yapacağınız her bir düzenleme bir sonraki yıkımın adımı olacak.
 
LİDERLER ZİRVESİ
 
Siyasi iktidarın açıklamalarına baktığımızda 'acaba bazı şeyler değişebilir mi' diye soruyoruz ama her seferinde beklentiler boşa çıkıyor. Ne yaparlarsa hangi adımı atarlarsa HDP hariç diyorlar. Liderlerin acilen bir araya gelmesi için öneride bulunduk.
 
Diyalog ve uzlaşma zemini oluşturulmasını biz önerdik ama bunu HDP'siz yapıyorlar. Zirve diyorlar aldanmayın çıkabilecekleri zirve Saray onun da düzeyi ortada. Halkların duruşunu hiçe sayarak bir siyasi zemin oluşturmaya çalışıyorlar ama başaramayacaklar. Bizler onlar yok saydığı zaman yok olmayız.

Bu zamana kadar bütün iktidarlar yok sayarak vurarak devre dışı bırakmaya çalıştılar. HDP dışındaki yapı tekleşmiş ve birleşmişler. Bugün Türkiye'de siyasetin fotoğrafı bir iktidarda olanlar, bir de fikirleri iktidarda olanlar şeklindedir. Birleştirici ve bütün meclisi bu sürece dahil etmeyi unutuyorlar."

“Çok net. HDP artık yegane muhalefet partisidir. Hepsi tek cephede birleşmiş, birbirlerine yedek lastiklik yapmaktan başka fonksiyonları kalmamıştır.
 
”Darbeye karşı demokrasi kazandı” diyorlar. Hangi demokratik kurum çalışıyor? Demokrasi nerede kazmış? Söylesenize…
 
“ÜKLEYİ KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELER İLE YÖNETİYORLAR”
 
“Meclis’i notere dönüştürdüler. Meclis’e karşı askeri darbe girişimi oldu, bunun karşısında Meclis’i merkez alan bir yaklaşım gerekmez mi? Meclis’i merkez alan bir demokratik kurucu süreci başlatmak gerek. Ama yok, bunlar Meclis’ten kaçıyor, bütün kurumlar Saray’a bağlanıyor.
 
“Milyonlarca oy çöpe atılmış durumda. Niye seçim yapıldı peki? Hem de iki kez. Niye gitti bu halk seçim sandıklarına? Madem bu Meclis’i tanımayacaktınız, niye bu oyunu oynadınız?
 
“Bakanlar Kurulu devre dışı. Meclis’teki komisyonlar devre dışı. Ülkeyi kanun hükmünde kararnamelerle yönetiyorlar. Meclis’e KHK geliyor, AKP’liler el kaldırıyor, haydi eyvallah.
 
GENELKURMAY’IN CUMHURBAŞKANLIĞI’NA BAĞLANMASI
 
“Ordudan gelebilecek bir darbe tehlikesini orduyu bölerek, Genelkurmay’ı Cumhurbaşkanına, kuvvet komutanlıklarını bakanlıklara bağlayarak çözebileceklerini sanıyorlar. Halen yüzeysel. Her şeyi darma duman edeceğinize, bütünlüklü, tutarlı bir yeniden yapılanma projesi gerçekleştirin.
 
“Meclis çatısı altında bir Demokratik Cumhuriyet İnşa Komisyonu kurulsun. Demokratik bir yeniden yapılanma başlatılsın. İlk yapmaları gereken şeyi ağızlarına bile almıyorlar.
 
“SİVİL YÖNETİMİN DEMOKRASİYE BAĞLANMASI GEREKİR”
 
“MİT’i kendine bağla, şunu şuraya bağla. Böylece darbe tehlikesini ortadan kaldırabileceklerini sanıyorlar. Askeri kurumların sivil yönetime bağlanması doğrudur. Ama sivil yönetimin de demokrasiye bağlanması gerekir.
 
“Cumhurbaşkanı kısa zamanda açıklama yaptı, milli birlik uzlaşma mesajları vermeye çalışıyor. Cümlenin başını duyunca acaba iyi bir şey olacak mı dedik, sağ olsun bizi şaşırtmadı, ‘HDP hariç’ dedi.
 
“Dava önemli değil, sayısız davamız var. Ama bu koşullar içinde bizim için net olan şey şudur, biz hileyle, hakaretle, şiddetle siyaset yapmadık. Bizi sadece bizi seçen halklarımız yargılar. Bizi yargılama meşruiyetine sahip olan tek güç halklarımızdır. Davaları çekse de, çekmese de bizler sadece halkımıza hesap veririz.
 
“Onların oluşturduk dedikleri birlikten dirlik çıkmaz. Başbakan diyor ki “Tankların şehirlerde ne işi var?” Güler misin, ağlar mısın? Aylar önce biz sorduk bu soruyu. Diyarbakır, Nusaybin, Cizre şehir değil miydi?
 
“O şehirlerde tanklar mahalleleri ablukaya aldığında sorun olarak görülmüyordu. Vakti zamanında o şehirlerde tankları yürütmeseydiniz bugün “Tankların şehirlerde ne işi var?” demeyecektiniz. Biraz tutarlı olun. Biraz adil olun.
 
“BARIŞIN YOLU İMRALI’DAN GEÇER”
 
“İmralı’da sistematik bir tecrit sürdürülüyor. “Barışın yolu İmralı’dan geçer” dedik. Ne zaman ki İmralı’nın yolunu kapattılar, savaş, yıkım, darbe, ölüm.
 
“Barışın yolunu İmralı’da uyguladığınız tecritle kapatıyorsanız darbe gelir. Barışın yolunu açmayan, darbenin yolunu açar. 15 Temmuz’da doğrulandı bu. İmralı’nın yolunu açın, darbenin yolunu kapatın.
 
“HURŞİT KÜLTER NEREDE?”
 
“Urfa Emniyeti bir işkence üssüne dönüştürüldü. İşkenceyi protesto için açlık grevi yapan gençlere şeker bile verilmiyor. Erzurum’da partili arkadaşlarımıza dönük 60’dan fazla gözaltı var, avukatları halen görüşememiş.
 
“Hurşit Külter’den hala haber alınamıyor. Bölgenin komutanı darbeden gözaltında. O komutana sorulmalı: Hurşit Külter nerede?
 
“DEMOKRATİK MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM”
 

“Böyle bir yerde demokrasi değil, demokrasi yalanı vardır. OHAL’in kaldırılması ve yeni bir demokratik inşa zemininin kurulması için demokratik mücadeleyi yükseltmeye çağırıyorum.
 
“Bizler bunu yapmazsak, mücadeleyi yükseltmezsek iktidardaki güçler her şeyi kendilerine göre dizayn etmekten vazgeçmeyecek. Bizler demokratik direnişle dizayn etmeyi başarabilirsek, onlar başaramayacaklar.
 
“Ama gerçek bir demokrasi zaferi kazanabilmemiz için alanlardaki mücadeleyi büyütmemiz gerek. Bunun adımını aylar öncesinden atan halklarımızı bir kez daha selamlıyorum.
 
ŞIRNAK VE HAKKARİ’NİN İL OLMAKTAN ÇIKARILMASI
 
“İlleri kendilerine göre düzenleyerek gerçeği değiştiremezler. Kürt halkı tarih boyunca vardı. Yıktığınız o ilçeler de vardı. Kentlerin ismini, il merkezlerinin yerini değiştirerek bu gerçeği değiştiremezsiniz. Kürt halkına boyun eğdiremezsiniz.
 
ŞENGAL KATLİAMI
 
“3 Ağustos, Ezidi halkına yönelik IŞİD vahşet ordusunun Şengal’de yaptığı kitle katliamının yıl dönümü. Binlerce Ezidi katledildi.
 
“Sonrasında kendi öz yurdundan IŞİD’i kovan Ezidi halkına selamlarımı gönderiyorum. Hangi işgal ordusu saldırırsa saldırsın, bu kadim halk kendi özgücüyle geleceğe ulaşmaya devam edecek.
 
Özgürlüğün, barışın ve gerçek demokrasinin kurucu gücü yine bizleriz. Bizleri kurtaracak olan özgücümüzdür.
 
“Herkesi, Saray’ın yamacında buluşanlara karşı demokrasi ve özgürlükte buluşmaya davet ediyorum. Bütün demokrasi ve özgürlük güçlerini, mücadeleyi büyütmeye davet ediyorum.