Başbakan Binali Yıldırım ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ortak açıklama yaptı.

Türkiye tutuklu olan gazeteci Deniz Yücel'i görüştüklerini kaydeden Merkel, " Deniz Yücel davası bizim için büyük bir önem taşıyor. Hukuk devleti ilkelerine sadık kalınmalı. İlişkilerde güven duygusu önemli. Mümkün oldu kadar kısa zamanda iddianamenin hazırlanması için bir umut taşıyoruz. NATO açısından ABD ile ilişkilerde endişelerimiz var. Şiddet kesinlikle Almanya'da yasaktır. Sadece devlet erkinde olan bir güçtür. Kolluk güçlerimiz Almanya'da yaşanan tüm vatandaşlarının can güvenliğini sağlamak zorundadır. Güvenliğin en iyi şekilde sağlanması için elimizden geleni yapmaktayız." dedi.

Ortak açıklama sırasında Alman gazetecinin elindeki fotoğraflara tepki gösteren Başbakan Yıldırım, "Arkadaş meşgul herhalde .Onlar başka olayların resimleri. Burada propaganda yapma. Afrin'de olanları bilmek istiyorsan oraya gel orada görürsün. Gösterdiklerin başka olaylara ait, burada etkilemeye kalkma." dedi.

Yıldırım'ın açıklamalarından başlıklar şöyle:

Kendisini 2 Şubat 2017'da Ankara'da ağırlama imkanımız olmuştu. Almanya ve Türkiye'de çok şey değişti. İki ülke yöneticileri olarak birbirimize yeterince vakit ayıramadık. Bunlar geride kaldı, yeni bir dönemdeyiz. Hem Türkiye hem de Almanya arasındaki ikili ilişkilimizi değerlendirme fırsatı bulduk.

Diğerlerinin de durumu inceleniyor. Türkiye bölgede sadece terörle mücadele yaparken kendi vatandaşlarının can ve mal güvenliğini korumaya çalışmıyor. NATO'nun da sınırlarını koruyor.

Terör örgütlerinin, terör faaliyetlerinin Almanya'ya ve genel anlamda Avrupa'ya yayılmasının önüne geçiyoruz. Türkiye Almanya ilişkilerinde hassasiyetimiz belli. PKK terör örgütüdür, PYD-YPG terör örgütüdür.

Bunların amacı huzuru bozmak, yeni sorun alanları oluşturmak. DEAŞ ile mücadeledeki kararlılığın bu terör örgütleriyle mücadelede de aynı şekilde sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Zeytin Dalı Harekatı'nı da konuşma fırsatı bulduk.

DENİZ YÜCEL DAVASI

Deniz Yücel ve diğer zanlılar, tabi ki belirli suçlamalara maruz olarak tutuklu durumdalar. Bunlar, mahkemelerin kendi kapasitesinde, yetkisinde görülüyor ve bunlardan geçmişte birkaç tanesinin mahkemesi görüldü ve gereği yapıldı. Burada da ümit ediyorum ki hukuk devleti kuralları içerisinde gereken yapılacaktır. Bize düşen mahkemeye yardımcı olmak, mahkemenin işini kolaylaştırmak, onların önünü açmak.

Gerek Deniz Yücel davası gerekse diğer davalar hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde devam ediyor. Şunu herkesin takdir etmesini bekliyorum; Türkiye, büyük bir darbeye maruz kaldı. Binlerce bu darbeyle ilgili dava açılan insanlar var. Mahkemeler çok yoğun. Dolayısıyla buradaki iş yükünden kaynaklı gecikmeler olabilir. Ümit ederim kısa sürede duruşması yapılır ve bir sonuç elde edilir.

Bu konuya işaret ettim. İddianame hazırlanması konusunda büyük umut taşıyoruz bunu da ifade ettim.'

"Mülteci konusu tek başına bizim sorunumuz değil, bizim ürettiğimiz bir sorun da değil. Bu sorunların hiçbirini başlatan da biz değiliz. Biz sadece sonuçlarına katlanıyoruz. Suriye'deki savaşı biz başlatmadık. Oradaki mülteci akını biz başlatmadık ama orada canını kurtarmaya çalışan 3,5 milyon insanı biz bağrımıza bastık, ekmeğimizi paylaştık.'' 

Türkiye'nin gereğini yaptığını bilmenizi istiyorum. Her duruşma bir umuttur. Duruşma yapılırsa bir umut doğabilir. Her şey mahkeme tarafından açık şekilde ortaya konacaktır.

Almanya'da da terör örgütü PKK ve onun uzantıları başta olmak üzere FETÖ'ye yönelik de hassasiyetimiz olduğunu ifade etmek istiyorum. Bunu bugün ele almadık ama henüz yapılması gereken konular var. Hukuk devleti mekanizmalarının tam çalışması gerekiyor. Şuan da bir hareketlenme yok.