Serkan Demirtaş / BBC Türkçe

Başbakan Recep Tayyip Erdogan, kabinesinden 3 bakanın istifa ettiği ve içinden geçilmekte olan süreci "İstiklal mücadelesi" olarak tanımladığı gün Bakanlar Kurulu'nda önemli bir değişikliğe gitti.

Atadığı yeni bakanlarla "İstiklal mücadelesi" olarak adlandırdığı döneme uygun bir ekiple girmek isteyen Erdoğan; Efkan Ala, Mevlüt Çavuşoğlu ve Bekir Bozdağ gibi isimleri yanına alarak neredeyse "savaş kabinesi" oluşturuyor.

Erdoğan'ın 10 üyenin yerini değiştirdiği bu kabine, sadece yerel seçimlere hazırlık açısından değil, genel seçimlere odaklı olması bağlamında da büyük önem taşıyor.

İleride olası yolsuzluk dosyaları gibi beklenmedik değişiklikler olmaz ve bu kabine değişmezse Erdogan, bu Bakanlar Kurulu'yla 3 seçime birden hazırlanacak görüntüsü veriyor.

Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun başladığı 17 Aralık'tan bir hafta sonra 3 bakanın istifa ettiği gün Başbakan Erdoğan, yerel seçimlerde yarışacak bakanların da yerine atanacak isimlerden oluşan yeni bakanlar kurulu listesini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sundu.

Emrullah İşler, Fikri Işk, Lütfü Elvan, İdris Güllüce, Akif Çağatay Kılıç, Ayşenur İslam gibi sürpriz isimleri kabineye taşıyan Erdoğan, genel anlamıyla kendisine en bağlı, en zor zamanlarda tam anlamıyla güvenebileceği kişilerle çalışmak istediğini göstermiş oldu.

'POLİS-YARGI CUNTASINA' KARŞI YENİ EKİP Mİ?

Ancak Başbakanın atamaları arasında en çok dikkat çeken iki isim İçişleri Bakanlığı'na Müsteşarı Efkan Ala'yı, Adalet Bakanlığı'na ise Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ı getirmesi oldu.

Mevcut yolsuzluk operasyonunu polis-yargı cuntasının komplosu olarak niteleyen AKP lideri, bu atamalarla cunta olarak tanımladığı bu kesimlere karşı sert bir mücadeleye girişeceği sinyalini de vermiş oldu.

Başbakanlık Müsteşarı olarak 2009'dan bu yana Başbakan Erdoğan adına tüm bürokrasiyi ve kamu işlerini gözeten Ala, Diyarbakır Valiliği de yapmış, İçişleri'nde görev yapmış bir isim olarak biliniyor.

Polis teşkilatı içinde yerleşik "paralel yapıyı" temizleme sözü veren Erdoğan, Ala'yı bu göreve atayarak ilk hedefinin İçişleri Bakanlığı'nı, burada var olduğu iddia edilen Cemaat yanlılarından arındırmak olduğu mesajı veriyor.

Bekir Bozdağ da Başbakan Yardımcısı olarak Başbakan Erdoğan'ın sözünden hiç çıkmaması ve AKP liderine bağlılığıyla bilinen bir siyasetçi.

Dolayısıyla Bekir Bozdağ'ın da Ala'yla beraber AKP'nin 'polis-yargı cuntası' olarak adlandırdığı yapıya karşı mücadele vermeleri beklenebilir.

Ancak Bozdağ'ın Kürt sorununun çözümü sürecine eski Bakan Sadullah Ergin kadar sıcak bakmadığı, Kürt siyasetçilerle diyaloğa daha soğuk baktığı biliniyor.

AB SÜRECİ OLUMLU ETKİLENEBİLİR

Bu kapsamda, Erdoğan'ın son dönemde yakınında tuttuğu Mevlüt Çavuşoğlu'nu Egemen Bağış'ın yerine AB Bakanlığı'na getirmesi dikkat çekiyor.

Yolsuzluk soruşturmasında adı geçmesine karşın istifa etmeyen Bağış'ın revizyon yoluyla kabineden uzaklaştırılması dikkat çekerken, Bağış'ın başmüzakereci koltuğundan kalkması Türkiye ve AB ilişkileri açısından olumlu bir adım olarak görülecektir.

Bağış, son dönemde AB kurumları ve yetkililerini hedef alan 'alaycı ve küçümseyen' yaklaşımı nedeniyle zaten sıkıntılı ilerleyen müzakere sürecindeki iklimi daha da karamsarlaştıran bir isim haline gelmişti.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde başkan olarak Türkiye'yi temsil eden ve ikili diyaloglarında etkili ve başarılı bir isim olarak görülen Çavuşoğlu'nun Bağış'ın son dönemde AB sürecindeki olumsuz etkinin giderilmesine yardımcı olabileceği kaydediliyor.

'YENİ AKP' PORTRESİ

Erdoğan'ın basında ve kulislerde bakan adayı olarak pek yer almayan isimleri ataması da dikkat çeken bir gelişme olarak görüldü.

Performası konusunda memnun olmayan ve adı bazı yolsuzluk iddialarına karıştığı öne sürülen Suat Kılıç'ın yerine atadığı Çağatay Kılıç, Bekir Bozdağ'dan boşalan başbakan yardımcılığına atadığı Emrullah İşler, Zafer Çağlayan'dan boşalan Ekonomi Bakanlığı'na getirdiği Nihat Zeybekçi gibi isimler AKP'nin gelecek kadrolarını da tanımlaması açısından dikkat çekici.