16 Nisan'da yapılan Anayasa değişikliği referandumunda 'Hayır' oylarını korumak için yola çıkan bağımsız yurttaş hareketi 'Hayır ve Ötesi' referandum raporunu açıkaldı.

Raporda Urfa'da ölen bir yurttaş adına oy verildiği belirtildi. Karşılaştıkları diğer usulsüzlükleri de anlatan uzmanlar referandumun iptal edilmesi gerektiğini vurguladı.

YSK tarafından açıklanan sonuçları inceleyen kapsamlı rapor, Makina Mühendisleri Odası'nda yapılan sunumla kamuoyuna duyuruldu. Hayır ve Ötesi gönüllüsü hukukçular, istatistikçiler, veri analistleri, siyaset bilimciler ve yazılımcılar tarafından hazırlanan rapor, referandumun iptal edilmesini gerektirecek düzeyde soru işaretlerinin oluştuğunu söylüyor.

'Hayır ve Ötesi' gönüllüsü Melis Akyürek, YSK verilerini, sahadan ve dost kurumlardan derledikleri sonuçlarla kendi alt yapıları üzerinden karşılaştırdıklarını söyledi.

Akyürek, Hayır ve Ötesi'nin referandum günü yaşanan usulsüzlüklere dair itiraz ve müdahaleleri belgeleriyle derlediğini ve kamuoyuna yansıyan vakalarla birlikte değerlendirerek raporlaştırdığını kaydetti.

'URFA'DA ÖLÜ YURTTAŞ OY KULLANDI'

Hayır ve Ötesi Koordinasyon Kurulu'ndan Doğan Ergün hazırlanan raporda, blok oy kullanımı ve bir takım anormallikler tespit ettiklerini ifade etti. Ergün, 2010 Anayasa değişikliği referandumunda Fetullah Gülen'in "Mümkün olsa mezardan ölüler kalkıp oy kullansa" sözünü hatırlatarak, 16 Nisan referandumunda Gülen'in hayalini kurduğu mezardan ölülerin kalkması hayalinin gerçeğe döndüğünü şu sözlerle aktardı:

"Şanlıurfa'nın Eyyübiye ilçesinde 2178 no'lu sandığında kayıtlı E.E isimli 01 Ocak 1942 doğumlu yurttaşın 31 Mart 2017 tarihinde hayatını kaybettiği tespit edilmiştir. Ancak söz konusu sandıkta kayıtlı herkesin oy kullandığı görülüyor."

Ergün sandıktaki usulsüzlükleri şöyle sıraladı: "7 bin 48 adet seçmen sandığında kullanılan oy sayısı ilgili sandıktaki seçmen sayısına eşit veya o sayıdan daha fazla. 2 bin 397 sandıkta oy kullananların sayısı seçmen sayısından fazla. Çıkan sonuçlara göre, 1 milyon 672 bin 249 yurttaşın tamamının seçmen listelerinin kesinleştiği 10 Mart 2017 tarihinden itibaren kimse hayatını kaybetmemiş, er/erbaş olarak silah altında bulunmuyor."

'HAYIR PARTİLERİNİN SEÇMENLERİ BUHARLAŞTI MI?'

Ergün, 7 Haziran ve 1 Kasım 2016 seçimlerinde ihmal edilmeyecek derecede HDP ve CHP seçmenine sahip olduğu anlaşılan birçok il ve ilçede 16 Nisan referandumunda yüzde 95 'Evet' oyunun çıktığını söyledi.

"Hayır' partilerinin seçmenleri buharlaştı mı" diye soran Ergün, "Hakkari'nin Şemdinli ilçesinin Konur köyünde 7 Haziran seçimlerinde 442, 1 Kasım'da 263 oy çıkaran HDP ve CHP 16 Nisan referandumunda yalnızca 16 'Hayır' oyu çıkardı" dedi.

"Referandum meşruiyetini yitirmiştir" diyen Ergün'ün rapordan aktardığı diğer başlıklar ise şöyle:

"YSK'nın mühürsüz oy pusulaları ve zarfları hakkındaki kararı kanun dışıdır. Aynı YSK yurt dışı ilçe seçim bölgesi 472 no'lu sandıkta mühürsüz pusulaların kabul edilmeyeceğine karar verdi. Milyonlarca mühürsüz oy pusulası kabul edildi. Bu durum usulsüzlük ve kanuna aykırılık içermektedir. Açık sayım ilkesi ihlal edildi. Muhalefet partilerinin sandık kurulu üyeleri meşru ve hukuki bir gerekçe olmaksızın iptal edildi. Müşahitlerin ve yurttaşların sayımı gözlemlemesi silah yoluyla engellendi."

'KANUNLAR ÇİĞNENMİŞTİR'

Avukat Damla Atalay da YSK'nın mühürsüz zarf ve oy pusulalarını kabul etmesiyle kanunların çiğnendiğini belirtti. YSK'nın internet sitesinde yayınlanan gerekçeli kararın hukuken yok hükmünde olduğunu söyleyen Atalay, "298 sayılı 'Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 98. ve 101. maddeleri kuşkuya yer bırakmayacak şekilde, mühürlü olmayan oy pusula ve zarfların geçersiz kabul edilmesi gerektiğini açıklamaktadır. YSK'nın bu konuda kendisinin verdiği onlarca kararın, 298 sayılı kanunun ve emsal AYM kararının arkasından dolanarak yorum yoluyla geçerlilik kararı vermesi Türkiye hukuk tarihi açısından skandal niteliğindedir. İkincisi, 'Usul esastan önce gelir' ilkesi Türk hukuk sisteminin temel direklerinden biridir. Referandumdaki halk oylamasında mühürsüz oyların kullanılması seçmen iradesinin tecelli edip etmediğine ilişkin açık bir şaibe yaratmaktadır. YSK hile yapılıp yapılmadığının incelenmesine dahi lüzum görmemektedir. Usul bu nedenle önemlidir. YSK bunu bilmeyecek bir kurum değildir" dedi.