12 Haziran'da yapılacak genel seçimlerde BDP, 19 siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin kurduğu "Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu" adına bağımsız aday olarak seçime girecek olan "Demokratik Cumhuriyet için Özgürlük ve Demokrasi Adayları", bloğun Türkiye'nin demokratikleşmesinde önemli bir rol üstlendiğini söyledi.

İstanbul'dan aday olan EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel ile Yazar-Yönetmen Sırrı Süreyya Önder, Mersin'den aday olan Yazar Ertuğrul Kürkçü, Dersim'den aday olan sanatçı Ferhat Tunç ile Malatya'dan aday olan sanatçı Gani Rüzgar Şavata Bağımsız 'Demokratik Türkiye için önemli rol üstlendiklerini' belirttiler.

Sırrı Süreyya Önder: Özgürlük emek ve demokrasi bloğunun şu an Türkiye'nin siyasal yelpazesinde en geniş temsiliyet yeteneğine sahip olan bir oluşum olduğunu düşünüyorum. Bu Türkiye'de yoksulların emekçilerin ötekileştirilen kadınların Kürtlerin, kısaca özgürlüğü kısıtlanan herkesin sesi ve ortak platformu olacak bir yapılanmadır. Bunun bir bu yönü var. İkincisi tarihsel bir döneme giriyoruz. Barışın dili olabilecek birlikte ortaklaşabilmenin olduğu bir grup olması münasebetiyle hem önemli hem tarihsel olması nedeniyle de herkese hayırlı olmasını diliyorum.

Ferhat Tunç: Türkiye'nin birliği ve geleceği adına bir şans olduğunu düşünüyorum. Bu şansın çok iyi bir şekilde değerlendirilmesi için ortada çok güçlü bir halk desteğinin olduğunu da belirtmekte yarar var. Türkiye'yi yönetenler bundan sonraki yeni Türkiye'den biraz korksunlar, artık ırkçı tekçi inkarcı politikalarla bir yere varılamayacağını bilsinler ve bu bilinçle Parlamentoya gelenler gelsin. Ciddi bir görevle karşı karşıyayız. Ciddi bir süreç olacak hepimiz açısından.

Ertuğrul Kürkçü: Her şeyden evvel toplumda sahip olduğumuz bir güç ne kadarsa parlamentoya onu yansıtırız. Ama parlamentonun Kürt sorununun çözümü noktasında ki gücünü ve etkisini arttırmaya yardımcı olur. Sadece parlamenter faaliyetle sonuçları değiştirmek her zaman mümkün olmayabilir. Esas derdimiz bir sosyal muhalefet yaratmak ve burada halkın sesi olarak söylenmeyen sözleri söylemek, önerilmemiş çözümleri önermek bunun etkisiyle toplumsal dinamiği güçlendirmektir. Bütün bunların hepsi bir araya geldiğinde tabiî ki bağımsız adaylar son derece önemli bir şekilde demokrasi görevini parlamentoda dile getirebilirler. Her şeyden önce Türkiye'de yüzde 10 barajı devam ediyor. Ve gerici anayasa altında yaşamaya devam ediyoruz. Tek parti rejimi ile yaşamaya devam ediyoruz. Bunu sürdürme gayretleri sürüyor. Bütün kuvvetlerin karşılıklı etkilerini de görmemiz gerekiyor. Ben kendi payıma sonuna kadar mücadele etmenin ortaya çıkacak tablonun çeşitliğiyle çoğulluğuyla temsiliyle daha da güçleneceğini düşünüyorum.

Levent Tüzel: Emek barış ve özgürlük bloğu çok önemli çünkü burada Kürt ve Türk halklarının ortak kaderine geleceğine sahip çıkmak için önemli bir yürüyüş başlattık. Haziran 2011 seçimleri çok kritik ve önemli süreçte gerçekleşiyor. Çünkü bir tarafta uluslararası emperyalist müdahalelere katılmak istendiğini ve nitekim Türkiye bunlara katılıyor da diğer taraftan yıllardır süren Kürt ulusal mücadelesi demokratik birlik mücadelesi çok önemli bir sürece gelmiş durumda. Kesin bir çözüm ortak yaşama iradesi, özgürlük iradesi bu süreçte çok daha önemlidir. Ve şimdi Türkiye'nin demokratikleşmeye laikliğe dair talepleri çok önemlidir. Türkiye artık çok kırılgan bir yapıdadır. Halkın kendisine rağmen yapılan uygulamalara tahammülü kalmamıştır. Umut ve tehlike bir aradadır. Umudumuz var.

AKP durdurulmadığı taktirde tehlike o zaman baş gösterecektir. Gerçek bir çözüm cephesi ortak adaylar etrafında şekillenecektir. Türkiye 12 Haziran'dan sonra sadece Meclis'teki o blok üçgeninin temsil ettiği bir demokrasi mevzisi olarak değil Meclis dışında da sendikalarında okullarında belediyelerinde hayatın her alanında ortak yaşama iradesinin emek ve demokrasi birlikteliği oralarda sürecek.

Gani Rüzgar Şavata: Türkiye dünyada bir kültür mozaiğinin olduğu insanca yaşamın var olduğu tarihin derinliklerinden gelen barışın kardeşliğin yaşam bulacağı bir yer. Ancak rejim ve sistemlerin neredeyse kardeş kavgasını ayrı düşünceleri ayrı resimlediği bir dünyada yaşıyoruz. Biz sanatçılar aynı zamanda görsel kimliğimizle de gerçekleri görmekteyiz. Kendi mesleğimiz gereği görsel resmi bütünleştirmek için barışı kardeşliği demokrasiyi kendime bir borç bildim. Kavganın biçimi ne olursa olsun barış umudu vardır. Dil din ırk farkı gözetmeksizin kardeşçesine bu topraklarda birlikte yaşayabilecek insanların olduğuna inanıyorum. Dağdaki öleninde kışlada öleninde kardeş olduğunu düşündüm ve bunun için doğru adresin BDP olduğuna inandım, burada adaylığımı koydum. Ben halkın isteklerini ifade etmesine yardımcı olmak bu konuda siyaset meydanında yer alarak halkımın yanında olduğumu belirtmek için Ankara'ya yürümek niyetindeyim. Malatya'yı da kervana kattık diyen düşünüyorum yaşasın Türkiye'nin birliği ve beraberliği.

ANF