Tokat Cezaevi’nde bulunan HDP Eşbaşkan Yardımcısı Alp Altınörs, HDP’ye yapılan hukuksuzluğa tepki göstererek, "Bu fermanları 16 Nisan’da yırtıp atacaktır. O güne değin bizler umut fabrikalarında umut işçiliğine devam edeceğiz. ‘Büyük insanlık’ için üretmeye, unvana sığmayan sözleri biriktirmeye devam ediyoruz" dedi.

Altınörs tutuklu bulunduğu Tokat Çamlıbeş T Yipi Cezaevi’nden Gazete Duvar'a bir mektup gönderdi. HDP’ye yönelik yapılan hukuksuzluğu kaleme alan Antınörs, 6 aydır tutuklu olduğunu hatırlatarak hala yargınlanma sürecinin başlamasına tepki gösterdi.

Alp Altınörs’ün mektubu şöyle:

“Tutsaklığımın 6 ayı geride kaldı. Yatıyorum Tokat Kalesi’nde. Cumhuriyet gazetesinin editörleri, yazarları, muhabirleri iddianame bekliyor. Benimse bir iddianamem var. Bilmem kendimi şanslı mı saymalıyım! Eski bir Anadolu deyişidir, “Üç şahit bul adam astırırsın” derler. Benim iddianamem de tehdit ve şantaj altındaki üç talebeye hakkımda söyletilmiş yalanlardan ibaret. Ben de bu yalanları çürütebileceğim bir mahkeme arıyorum.

REFERANDUMA KADAR BİZİ TUTACAKLAR

Dosyam önce Tokat’tan yetkisizlik kararı ile Bitlis’e gönderildi. Bitlis Mahkemesi ise iddialar tümüyle Bitlis ile ilgili olduğu halde yine yetkisizlik kararıyla dosyamı Ankara’ya yolladı. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi de 10 Mart’ta bir yetkisizlik kararı daha vererek dosyamı Yargıtay’a yolladı. Böylece ‘olağanüstü hal’in olağanüstü yargısı beni mahkemeye çıkarmaksızın hapiste tutmanın bir yolunu icat etmiş oldu. Belli ki ağır siyasi baskı altındaki yargı, biz HDP’lileri referanduma kadar içeride tutma talimatı almış. İdris Baluken’in mahkemeden tahliye olduğu halde pek görülmeyen bir uygulama ile tekrar tutuklanması bunu herkese hissettirmiş olmalı.

UMUT FABRİKALARI GİBİ 

Hapishaneler umut fabrikaları gibi. Siyasi tutsaklar ise umut işçisi. Bu umut işçileri referanduma kadar toplumla buluşturulmamalı. Baskılara göğüs germişliğin, başı dik girip başı dik çıkmışlığın manevi gücü halk kitlelerine sirayet etmemeli. İşte eş genel başkanlarından MYK üyelerine, milletvekillerinden il-ilçe eşbaşkanlarına kadar boylu boyunca bir parti hapiste.

HALK, BU FERMANI 16 NİSAN'DA YIRTIP ATACAK

“Seni başkan yaptırmayacağız” diyen parti hapisteyken başkanlık referandumu yapılıyor. Eş Genel Başkanımız Sayın Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliği, yetmedi parti üyeliği düşürülüyor. Onun şahsında kadınlara, emekçilere, Türk halkının demokratik ve sosyalist kesimlerine “muhtar bile olamaz” mesajı veriliyor. İnanıyorum ki halklarımız bu fermanları 16 Nisan’da yırtıp atacaktır. O güne değin bizler umut fabrikalarında umut işçiliğine devam edeceğiz. “Büyük insanlık” için üretmeye, unvana sığmayan sözleri biriktirmeye devam ediyoruz; kapılarımıza vurulan kilitleri er geçen kıracak olan halklarımıza armağan etmek üzere.

Sokaklardaki insanlarımıza, referandum mücadelesinde başarılar diliyorum. Unutmayın, tarih yapıyoruz. İçeride, dışarıda, derste, sırada, mahallede, köyde, fabrikada… Ve tarih biz nasıl yaparsak öyle olacak.