Polis yetkilerini artıran ve vur emri veren "İç güvenlik paketi" yasa tasarısına karşı tepkiler büyüyor. İnsan Hakları Derneği (İHD ) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu, HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, CHP İstanbul Milletvekilli Sezgin Tanrıkulu paketin "çok vahim sonuçlara yol açacağı" uyarısında bulundu. Kürkçü, AKP’nin açıkça halkı ölümle terbiye etmek istediğini söylerken, Tanrıkulu ise 11 sene önce kaldırılan Olağanüstü Hâl’in (OHAL) bu kez tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde döneceğini savundu.

'İç güvenlik paketi' ile ilgili ANF'den Zeynep Kuray'a yapılan önemli değerlendirmeler şöyle:

İHD GENEL BAŞKANI ÖZTÜRK TÜRKDOĞAN:

"İç Güvenlik Paketi bu haliyle yasalaştığı taktirde Türkiye giderek daha da otoriter bir rejime kayacak. Bu tarz otoriter yönetimlere 'polis devleti' denilir.

"Bu paket bir çok alanda insan hakları ihlallerinin çoğalmasına neden olacak. Polis bu kadar geniş yetki veremezsiniz. Polise silah kullanma yetkisi veremezsiniz. Yaşam hakkını her koşulda savunmak zorunda olan bir devlet eğer basit bir gösteride sırf molotof kullanılacak diye polise vurma yetkisi veriyorsa bu çok korkunç sonuçlara neden olur.

"Bu paketle birlikte yolsuzluklara karşı mücadelenin ve kamu görevlilerinin işlediği suçları soruşturmanın önün de kapatılıyor. Vali ile kaymakamlara adli kolluk amiri yetkisi verildiği için Cumhuriyet Savcıları ancak vali ve kaymakamlık engellini aşabildiği taktirde yolsuzluk soruşturmaları yapabilecek. Kamu görevlilerinin işledikleri suçlar konusunda da aynı prosedürün geçerliği olacak. Türkiye zaten bu konularda sabıkalı bir ülke. Cezasızlığın bu kadar yaygın olduğu bir ülkede, kamu görevlilerinin yetkilerini kısıtlamak yerine arttırılması daha vahim sonuçlara sebep olacak.

"İç Güvenlik Paketi hakkındaki kaygılarımızı 5 Aralık günü Bülent Arınç ile paylaştık; ancak Arınç yorum yapmadı, sadece dinlemekle yetindi. Önümüzdeki günlerde Meclis komisyonuna gidip bu paketten vazgeçilmesi gerektiğini söyleyeceğiz."

ANAYASA PROFESÖRÜ İBRAHİM KABOĞLU

“Nasıl yüzde 10’luk baraj demokrasi korkusuysa, bu paket de özgürlük korkusu” diyerek özetliyor. Böylece iktidarın iki büyük korkusunun açığa çıktığını belirten Kaboğlu, bunlardan birisinin demokrasi, diğerinin özgürlük olduğunu vurguladı. Paketi çok olumsuz ve kabul edilemez olarak değerlendiren Kaboğlu, “ Düşünün bir gaz maskesiyle sokağa çıkmanız dahil 4 yıl hapis cezasını beraberinde getirecek. Bu tabii kabul edilemez“ dedi. Bu tür düzenlemelerin büyük bir özgürlük korkusunun yansıması olduğuna dikkat çeken Kaboğlu, bundan sonra halkı neyin beklediği sorusuna, “ 2015’te ilk yarısında göreceğiz ne olacağını. Büyük ayrılaşmalara götürebileceği gibi özgürlük mücadelesine de götürebilir. Umarım ki her ikisinin sonucu da olumlu olur.”

HDP MİLLETVEKİLLİ ERTUĞRUL KÜRKÇÜ

“Halkın rızasının olmadığı bir yerde bütün devletlerin ve hükümetlerin aklına gelen ilk şey AKP'nin de aklına gelmiştir; o da zor ile toplumu yönetmek.

"AKP böylece tüm muhalefeti en ağır şekilde tehdit altında tutarak bastırma yoluna gitmeyi göze aldı; ancak bu durum hükümet açısından da çok büyük çelişkileri beraberinde getirecek. Birincisi çözüm süreci ortamıyla bu şiddet bağdaşmayacaktır. Dolayısıyla bu paket aynı zamanda çözümü büyük bir tehdit altına almaktadır. Çünkü halkın çözümü sahiplenmesi veya hükümetin kimi teklifleri kabul etmediğini ifade etmesinin yolu ancak sokakta mümkündür. Oysa bu düzenlemeyle sokakta hak arama yolunu kesen hükümet, tıpkı 6-7 Kasım’da yaptığı gibi Kürt halkını şiddet ile tehdit ediyor ve açıkça’ya benim istediğimi kabul edersin ya da seni vururum’ diyor. AKP’nin buradan çıkarttığı sonuç, halkın sokakta olmaması gerektiği sonucudur ki zaten halk bunu kabul etmez. İkincisi Türkiye’nin dört bir tarafında işçi, köylü kitleleri, öğrenciler huzursuzlukları ile var olan iktisadi ve siyasi düzene karşı itirazlarını ifade etme arzusuyla dolular. Bu durum da hükümeti çok korkutuyor. Bakın mesela hiç dikkat ettiniz mi bir madden faciası meydana geldiğinde devletin oraya önce ambülans değil jandarmadır. Gönderilen jandarmalara ise tüfeğinizin emniyetini açıp öyle gidin deniyor. AKP açıkça halkı ölümle terbiye etmek istiyor.

"AKP'nin kendini ayakta tutabilmesinin tek yolu demokrasi kanallarını açması ve iktidarı paylaşmasıydı; ancak 2002’de ortaya koyduğu vaatlerinin hiç birini tutamaz hale geldiği ve bizatihi devlet olduğunu vurguladı. Devlet olan bir partinin ise zulümden arınmış olması düşünülemez. AKP devletle bütünleştiği ölçüde halk tarafından sorgulanacaktır. Bunun çok can yakacağının farkındayız ancak özgürlüğün de bir bedeli var."

CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLLİ SEZGİN TANRIKULU

"OHAL en son Kasım ayı 2002 tarihinde kaldırıldığı, ancak aradan 11 yıl geçmesine rağmen, bugün tüm Türkiye hem filen hem de çıkartılan yasalarla yeni bir OHAL rejimine dönüştürüldü. Valilere OHAL döneminde verilen yetkilerin aynısı bu kez Türkiye’deki tüm valilere verilecek; OHAL döneminde yaşanmış bütün hak ihlalleri zemini sadece bir bölgeye değil tüm ülkeye yayılacak. Bu düzenleme aslında AKP hükümetinin iktidarından ne kadar korktuğunu, özgürlüklerden uzaklaştığını ve hukuk devleti ilkelerini ayaklar altına aldığının göstergesi.

"Bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklarını duyurdu."