MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Manisa’da gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

16 Nisan’da siyasi belirsizliğe son verildiğini savunan Bahçeli, CHP’nin 16 Nisan’ın rövanşını almaya kalktığını, debelendiği yerde sürekli patinaj yaptığını söyledi.

Bahçeli, “2019 Cumhurbaşkanı Seçimini, 16 Nisan’ın rövanşı olarak algılayanlar hayır cephesini genişletme arayışlarındalar. Şu hususun altını kalın olarak çizmek isterim ki, 15 Temmuz’dan sonra tezahür eden milli dayanışma ruhuna karşı sorumsuz davranamayız. Başkaları gibi günübirlik tavır alamayız” dedi.

Afrin’e operasyon düzenlenmesi gerektiğini savunan Bahçeli, “Türk bayrağı Kandil’de dalgalanmalı, Afrin teröristlere mezar olmalıdır. Dahası Ayn el Arap ve Tel Abyad gibi diğer terör kamplarındaki tehdide de son verilmelidir. Türk’ün gücü dosta da düşmana da gösterilmelidir. Kudretimizi herkes görmelidir. Bölge ülkeleriyle geliştirilecek makul ortaklık mekanizmaları terörle mücadelemize katkı sağlamalıdır. Elbette böylesi bir dönemde milli birlik ve beraberliğimizin korunarak her alanda tesis edilmesinin önemi de büyüktür” ifadelerini kullandı.

‘CHP HAYIR CEPHESİNİ GENİŞLETME ARAYIŞINDA’

CHP’nin ilave olarak yanına yöresine de Kandil’den yönetilen kuklaları ve iplerinin kimin elinde olduğu malum olan güruhu aldığını savunan Bahçeli, şunları söyledi:

“Türk milletinin onayından geçen referandum sonucunu kabullenemeyenler, bugünlerde blok siyaseti inşa ve imal etme arayışındadır. Kimin bloku, neyin cephesi olduğu bize göre malumdur. Bu karanlık ittifakı kimlerin kontrol, kimlerin kumanda ettiği de açıktır. Buradan sesleniyorum. Milletin bir yarısı diğer yarısının rakibi değildir. Milletin bir kısmı diğer bir kısmının husumetlisi, karşı kutbu değildir. Millet birdir, adı da büyük Türk milletidir. Aksini iddia edenler yabancı başkentlerden siparişle gönderilen talimatlara bel bağlayan müflis ve melanet siyaset karaborsacılarıdır.

CHP yanına aldığı PKK’nın siyasi uzantısı HDP ve diğer kriz çığırtkanlarıyla temas trafiğini yoğunlaştırıyor, işbirliği kanallarını olgunlaştırıyor. Karşımızda bulunan tehditler gereğince, partimiz milli birlik dedikçe, bunlar Türkiye hasımlarından medet umuyorlar. Biz istiklal ruhunu büyütelim dedikçe, bunlar ısmarlama siyasi projelerde taşeronluğa talip oluyorlar. Biz beka mücadelesi verdikçe, bunlar kof siyasi hesap peşinde koşuyorlar. 2019 Cumhurbaşkanı Seçimini, 16 Nisan’ın rövanşı olarak algılayanlar hayır cephesini genişletme arayışlarındalar. Şu hususun altını kalın olarak çizmek isterim ki, 15 Temmuz’dan sonra tezahür eden milli dayanışma ruhuna karşı sorumsuz davranamayız. Başkaları gibi günübirlik tavır alamayız.”

"ASIL HEDEF TÜRK MİLLETİDİR"

 “Bin yıldır yurt tuttuğumuz Anadolu’dan atılmamız için her yola başvurulmaktadır. Çok boyutlu, çok aktörlü terör tehdidiyle ülkemizi kuşatma gayretleri tedavüldedir. IŞİD’ten tutun DHKP-C’ye, PKK/PYD’den alın FETÖ’ye varıncaya kadar çok sayıda terör örgütü üzerimize salınmış, alçakça saldırtılmıştır. Ülkemize karşı terör örgütlerini kimlerin beslediği ortadadır. Suriye’de sadece PKK/PYD’ye sayıları binleri aşan tırlarla silah gönderilmiştir. ABD, terör örgütlerine zırhlı araç ve ağır silah vermekten henüz vazgeçmiş değildir. Bu açık bir düşmanlık alametidir. Bu korkunç bir husumetin ifşasıdır. Gönderilen bu kadar silah bir başka terör örgütü olan IŞİD’le mücadele kılıfı altında tevil edilmektedir. Bir terör örgütünü başka bir terör örgütüyle işbirliği yaparak bitirebileceğini zannedenlerin asıl hedefi Türk milletidir”

ABD’YE ELEŞTİRİ

 “Ne kaçan tutulmakta, ne de tutulanlar cezalandırılmaktadır. Suriye’de iç savaşın başladığı günden bugüne kadar IŞİD, PKK/PYD arasında gizlenemez ilişki ve irtibat vardır. IŞİD bahanesiyle PKK/PYD önce parlatılmış, ardından palazlandırılmış, sonra silahlandırılmıştır. Bütün bunlar, şu felaket ve garabete bakınız ki, Türkiye’nin sözde dost ve müttefiki olan ABD tarafından gerçekleştirilmiştir. ABD, Türkiye’nin bu zamana kadar yaptığı haklı itiraz ve ikazları dikkate almayarak dost ve müttefikliğinin sanal ve sözde olduğunu ispatlamıştır. Rakka’nın bir çırpıda IŞİD’ten alınıp, PKK/PYD’nin eline geçmesinin başka bir izahı yoktur. Adına IŞİD’le mücadele diyen ve başını sözde müttefikimiz ABD’nin çektiği ülkeler ne gariptir ki, olan biten karanlık gelişmelere müdahil olmayı akıllarından bile geçirmemişlerdir. Rakka’dan kamyon kasalarında ellerini kollarını sağlayarak çıkan IŞİD barbarları gidecekleri yere PKK/PYD ve ABD himayesinde ulaşmışlardır. El Bab ve çevresinde TSK’nın IŞİD’e karşı verdiği mücadelede daha ileri gitmeyin diyenlerin asıl yüzleri Rakka’da deşifre olmuştur. ABD’nin resmi açıklamalarına bakılırsa bu durum yerel bir meseleye getirilmiş mevzi bir çözümden ibarettir. Bu çürümüşlüğün kabulü mümkün değildir. ABD, Suriye’de izlediği politikayla terörü çift yönlü beslediğini, desteklediğini, birisine kaç derken öbürüne kovalama talimatı verdiğini açıklıkla göstermiştir. PKK/PYD terör örgütüne silah verip heyecanla kollayan ABD, IŞİD’li teröristlerin tüm dünyaya yayılmasına da göz yummuştur.”

“TÜRK BAYRAĞI KANDİL'DE DALGALANMALI, AFRİN TERÖRİSTLERE MEZAR OLMALI"

 “Mızrak çuvala sığmamaktadır. Washington’un birbiri ardına izlediği yanlışlar ve kasıtlı politikalar gelinen noktada sadece bölgemizin değil, dünyanın istikrarını tehlikeye atmıştır. Bölgedeki etnik ve mezhep temelli ayrışmaları kamçılayanlar, terör örgütlerini sahaya sürerek kaosu beslemiş, kargaşadan medet ummuşlardır. Buna mutlaka ‘dur’ denilmelidir. Ülkemize yönelen terör tehdidinin kaynağında yok edilmesi zaruridir. Sınırlarımızın ötesinde kurulan terör kampları vakit kaybedilmeden imha edilmelidir. Türk bayrağı Kandil’de dalgalanmalı, Afrin teröristlere mezar olmalıdır. Dahası Ayn el Arap ve Tel Abyad gibi diğer terör kamplarındaki tehdide de son verilmelidir. Türk’ün gücü dosta da düşmana da gösterilmelidir. Kudretimizi herkes görmelidir. Bölge ülkeleriyle geliştirilecek makul ortaklık mekanizmaları terörle mücadelemize katkı sağlamalıdır. Elbette böylesi bir dönemde milli birlik ve beraberliğimizin korunarak her alanda tesis edilmesinin önemi de büyüktür.

NATO TATBİKATI

 “Zira su uyusa da düşman uyumuyor, Türkiye’ye saldırmak için her an fırsat kolluyor. Görüyorsunuz, geride bıraktığımız günlerde Norveç’te yapılan NATO’nun bir masa başı tatbikatında ülkemiz açıkça hedef alınmıştır. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile 12. Cumhurbaşkanımız olan Recep Tayyip Erdoğan düşman safında gösterilmiştir. Genelkurmay Başkanımıza Kanada’da yapılan hakaretamiz ve hayasız karalama ve aşağılama asla kabul edilemeyecek bir ilkellik ve art niyetliliktir. Bu durumun izahı ve özrü asla mümkün değildir. Yaşananlar bir yanlışlıktan öte kasıtlıdır, kalleşliktir. Anlaşılan o ki 15 Temmuz FETÖ merkezli darbe girişiminde payı ve dahli bulunanlar hala boş durmuyorlar. Son günlerde yaşanan iğrenç hadiseler bir ayıptan, bir yanlıştan, bir aymazlıktan öte ülkemizle alakalı karanlık emellerin açığa çıkmasıdır. Yarım asrı aşkın süredir NATO ittifakında sorumluluklarını yerine getiren Türkiye’ye bugün birileri yan gözle bakmaya, hedef ülke haline getirmeye cüret edecek kadar kontrolden çıkmıştır”

“Biz dostluğuna sadık bir ülkeyiz ama hasmımızı da iyi tanırız. Ellerini ovuşturarak zaafa düşmemizi bekleyenler ortadadır. Toplumsal düzeyde ayrışma ve kutuplaşmanın yaşanması için pusuya yatmış zavallılar malumdur. Ve tabi ki siyasette de uzlaşmanın ortadan kaldırıldığı, ayrışma ve kamplaşmanın olduğu bir vasatı yakalayabilme arayışları devam etmektedir. Biz bu zilleti daha önce gördük. Bin yıllık kardeşlikte karar kıldığımızı söyleyip, demokrasiden vazgeçmeyeceğimizi ilan ettik. Mademki bize yönelik tehditler artmış ve çoğalmıştır, o halde her seviyede tezahür edecek milli birlik ruhuyla hıyanetin üzerine gitmemiz hakkımızdır, helalimizdir, tarihi görevimizdir. Gün sen şöylesin, ben böyleyim deme günü değildir. Bugün önce ülkem ve milletim diyerek bekamıza kast etmek için sıraya giren düşmanlar karşısında safları sıkılaştırma günüdür. İstiyoruz ki belaları uzaklaştıralım. Diliyoruz ki tehditleri tümüyle ortadan kaldıralım. Arzuluyoruz ki istikrar ve huzur içerisinde bir ve beraberce yaşamanın kıvancını yaşayalım. Daha güçlü ve milli ülkülerine ulaşmış büyük Türkiye hedefimize hep beraber varalım”

(Kaynak: Habertürk)