DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, cezaevinden çıkan Ahmet Türk'ü ziyaret etti.

Yüksek'in ziyaretinde konuşan Türk, "Baskı ve politikalarının işe yaramadığını her dönem ispatladık" dedi.

"Yüz yıl daha çatışma olsa, sonunda bu sorunu ortak akıl ile çözmek durumundayız" diyen Türk "Bütün siyasetçilerin ortak akıl ile hareket etmesi gerekiyor. Birlik durumunda barış sağlanacaktır" şeklinde konuştu.

Türk şunları söyledi:

"Halkın barış talepleri için mücadele etmeye devam edeceğim. Bugün tahliye oldum, ömrümün yarısı zindanda geçti. Ancak milletvekillerimiz, eşbaşkanlarımız içerde, bende geride arkadaşlarımı bıraktım. Ama süreçler, Kürtler ve demokrasi güçleri açısından hiçbir zaman rahat geçmedi. 1980’leri, 94’leri yaşadık. Baskı ve politikalarının işe yaramadığını her dönem ispatladık.

Bugün bir kez daha arkadaşlarımız hukuksuz bir şekilde içeride tutuluyor. Bu böyle gitmeyecektir. Çözümün adresi diyalogdur, barıştır.

Ortadoğu bugün bataklığa dönmüş durumda. Demokrasi ile bu bataklıktan çıkabiliriz. Kürtler hiçbir halka düşman değil. Kürtlerin tek isteği demokrasi içinde birlikte yaşamı inşa etmektir. Ortak demokratik değerler içerisinde buluşmak. Süreçler ne kadar zor da olsa, bu politikaların gündemden çıkarma, silahların sustuğu halkın nefes aldığı bir dönemin başladığı umudu içerisindeyiz.

Yüz yıl daha çatışma olsa, sonunda bu sorunu ortak akıl ile çözmek durumundayız. Başka yol yoktur. Burada ortak akıl üretmekten başka seçenek yok. Tutukluluk dönemimde herkes çaba gösterdi.

Umut ediyorum ki, arkadaşlarımız serbest bırakılır, diyalog ve barış süreci yeniden başlar. Bugün birlik dönemidir. Sadece Kürtler için birlik istemiyoruz. Bütün halklar için mücadele ediyoruz. Bu anlamda bütün siyasetçilerin ortak akıl ile hareket etmesi gerekiyor. Birlik durumunda barış sağlanacaktır.

Halklar arasında bir sorun yok. Yürütülen yanlış siyasetler, halkların arasında bir öfkenin bir gerginliğin büyümesine neden olmuş. Ama biz gerçekten tüm halkımızı kucaklayacak, özgürlükleri esas alacak, demokrasiyi esas alacak bir yaklaşımı ortaya koyabilirsek, bu yaşadığımız olumsuzluklar ortadan kalkar. Çünkü biliyoruz, silah ve çatışma asla sorunu çözmüyor. Ne olursa olsun, bedeli çok ağır olmuş olabilir, Türk, Kürt ve Arap halkı için, sonuçta oturup ortak bir formül bulma dışında başka bir seçenek yok.

HERKESİN YENİDEN DÜŞÜNMEYE İHTİYACI VAR

Şu an zaman zaman insanlar umutsuzluğa kapılıyor. Ama düşünüp tartıştığımız zaman başka seçenek de yok. Türkiye'nin demokratikleşmesinde, sorunları tartışma dışında başka bir seçenek yok. Mutlaka bu bir gün gelişecektir diye düşünüyorum. Bugün Ortadoğu'da yaşananlar görüyoruz. Kürdün Türkü, Türkün Kürdü kucaklayacağı bir sürecin başlaması zorunludur. Ben şunu iddia ediyorum; Kürt ve Türk'ün bin yıllık ilişkisi var. Türkiye biraz da dostane davransa, inanın Irak Kürdü de Suriye'deki ve buradaki Kürdün de dostu olur. Milliyetçi anlayıştan kendimizi kurtarmamız lazım.

Bugün Ortadoğu'da, Rojava'da görüyoruz, bütün sıkıntılara rağmen Kürtlerden Türkiye'yi rahatsız edecek bir şey gelişmedi. Kürtler orada Araplara da bir saldırı yapmadı. Kendilerini koruyorlar. Ama Türkiye'de Kürtlerin ve Türklerin geçmişi çok fazla. Osmanlı İmparatorluğu'ndan günümüze gelen. Yeter ki birbirimize güvenecek bir ortam yaratalım.

Kürtler potansiyel bir tehlike değildir Türkiye için. Bunu kavratmak gerek. İnsanlarımıza bunu anlatmak lazım. Öyle bir süreçte yaşıyoruz ki artık herkesin nefes almaya ihtiyacı var. Herkesin yeniden düşünmeye ihtiyacı var. Biz de eksik ve yanlışlarımızı ortaya koymalıyız. Ama devlet de gerçekten kucaklayıcı bir anlayışı ciddi bir şekilde ortaya koymalıdır.