Cengiz Çandar, radikal.com.tr'de yer alan "180 metrelik 'stratejik derinlik'" başlıklı yazısında, Süleyman Şah Türbesi Operasyonu'na ve türbenin "taşınması"na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çandar, Türkiye'nin sınırları dışında hukuki anlamda "tek vatan toprağı" olarak tanımladığı küçücük bir araziyi koruyamadığını ve terkettiğini belirttiği yazısında, türbenin "taşındığı" noktaya dikkat çekerek, "Türkiye'nin içinde değil de 180 metre dibinde Suriye topraklarının içine yerleştirilmesi tasarlanan Süleyman Şah Türbesi, Kobani ile Afrin kantonlarının ilerde birleşmesini engellemek hesabıyla, orada 'konuşlandırılıyor' olmasın?" diye sordu.

Çandar'ın, "'Şah-Fırat Operasyonu', Türk dış politikasının Ortadoğu’da 'iflas belgesi'dir. Ahmet Davutoğlu’nun 'stratejik derinliği', Türkiye sınırlarından sadece 180 metre kadar uzaklıktadır," dediği yazısının bir bölüm şöyle:

(...)Süleyman Şah Türbesi madem “muvakkat” yani “geçici” olarak boşaltıldı; 1) Niçin Türkiye sınırları içine “geçici” olarak alınmadı da, bir Suriyeli Kürt köylüsünün arazisine, ona haber vermeden taşınmaya kalkışılıyor? 2) “Türbe”nin “geçici yeri” için, niçin Türkiye ile sıkı ilişkiler içindeki Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı grupların kontrolündeki değil de, “PKK’nin uzantısı” olarak görülen ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın önceki gün üzerine basa basa “terörist bir örgüt” diye nitelediği PYD ile YPG bayraklarının dalgalandığı bir alan seçilmiştir?

Çok kişi, Ankara ile PYD –ve giderek PKK arasında- yeni bir sayfanın açılmış olduğuna işaret ederek, bundan böyle iktidarın DAİŞ (yani IŞİD) yerine, ona karşı ABD’nin de ilişki kurduğu PYD ve YPG ile işbirliğine gideceği spekülasyonunu yapıyor.

Acaba?

Şunun şurasında iki hafta önce, PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah ile Kobani’de savaşan YPJ (Kadın Savunma Birlikleri) Komutanı Nesrin Abdullah, Elysée Sarayı’nda Fransa Cumhurbaşkanı Hollande tarafından kabul edilmişti. Nesrin Abdullah’ın üzerinde askeri giysiler vardı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise kısa süre önce, “Kuzey Irak’taki gibi bir oluşuma Kuzey Suriye’de engel olunacağını” söylemiş ve bir tür “Kürt özerkliği”ni ifade eden “kantonlar”a karşı çıkmıştı. Sözcüsü Kalın, Hollande’ın Paris’te Cumhurbaşkanı Sarayı’nda kabul ettiklerini “terörist” diye tanımlıyor.

Geçici olduğuna göre, nedense Türkiye’nin içinde değil de 180 metre dibinde Suriye topraklarının içine yerleştirilmesi tasarlanan Süleyman Şah Türbesi, Kobani ile Afrin kantonlarının ilerde birleşmesini engellemek hesabıyla, orada “konuşlandırılıyor” olmasın?

İktidarın Suriye ve o bağlamda Kürt (ve hatta IŞİD) politikası netlikten uzak olduğu için, geçen hafta içinde PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’in ve ayrıca Kobani Kantonu’nun sorumlusu Enver Müslim’in sessiz sedasız geldikleri Türkiye’de hangi düzeyde kabul gördükleri ve kimlerle ne konuştukları kamuoyu tarafından bilinmiyor.

Ama, iktidarın tüm yalanlamalarına rağmen, “Şah-Fırat Operasyonu”nun PYD-YPG ile bağlantısın Kürtler gayet iyi biliyor...

Yazının tamamı için
tıklayınız.

(Demokrat Haber)