Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki  birliğinden firar eden Taşkıran(21), Kobane’ye geçerek YPG saflarına katıldı.

Lisede sol, devrimci düşüncelerle tanışan Berkay Taşkıran, daha sonra Kürt siyasal hareketi ile tanışır ve  'Rojava devrimine' katılmaya karar verir. Kararı verdiği günlerde gözaltına alınan Taşkıran, ‘zorunlu askerlik’ için kışlaya götürülür. Askerden firar eden Taşkıran, 30 Temmuz’da YPG saflarına katılır.

“Kanımın son damlasına kadar Rojava’yı savunacağım” diyen Taşkıran, Türk gençlerine de “Milliyetçi ön yargılarınızdan kurtulun ve YPG saflarına katılın” mesajı veriyor.

Berkay Taşkıran, Kobane’de bulunan YPG eğitim kampında, Kürt hareketi ile tanışma sürecini ve  YPG’ye katılım kararını ANF’ye anlattı.

Bize biraz kendinizi anlatır mısınız?

Mersin Silifkeliyim. Silifke’den birkaç yıl evvel ailemin durumu nedeniyle Antep’e taşındık. İsmim Berkay, ancak Antep’te arkadaşlarım beni Hüseyin olarak tanır, bilir. Antep'e taşındıktan sonra sol, devrimci  düşünceyle tanıştım.

2009’da okulu bıraktım ve bir süre değişik işlerde çalıştım. Ancak devrimci arayışım devam ediyordu. Antep’ten ayrılarak aynı yılın sonunda İstanbul’a gittim. Okmeydanı’nda kaldım. Orada eylemlere katılıyordum ama benim arayışlarıma cevap olabilecek bir yapı ile karşılaşmadım. 2012 yılında Antep’e geri döndüğümde Gezi direnişi eylemleri vardı, bu direnişte de yerimi aldım.

‘KÜRT HAREKETİ İLE GEZİ’DE TANIŞTIM’

Kürt hareketi ile tanışmanız nasıl oldu?

Gezi direnişi sırasında bazı Kürt arkadaşlarla tanıştım ve daha önce uzaktan bildiğim Kürt hareketini bu arkadaşlar aracılığıyla yakından tanıma fırsatı buldum.

‘ROJAVA DEVRİMİNE KATILMA KARARI ALDIM’

Bu süreçte Rojava devrimi yaşanmıştı ve Kürt hareketini tanımamla birlikte Rojava devrimini de yakından takip ettim. Bu son iki yılda çok şey öğrendim. Kürt hareketi ve Rojava devriminin yalnızca bir ulus mücadelesi ve devrimi olmadığını, Türkiye halkının da Ortadoğu halklarının da mücadelesi olduğunu; kurtuluşun Rojava devriminin başarısı ile mümkün olabileceğini anladım ve Rojava devriminde yer alma kararına ulaştım.

‘ZORLA ASKERE ALINDIM’

Bu kararı aldıktan sonra işler beklediğiniz gibi gitmedi…

Evet maalesef. Bu kararı aldıktan sonra hemen hayata geçirmek istedim. Bu dönemde askerlik yaşım da geçmişti ve benim kararım Türk ordusunda askerlik değil, halkın ordusunda YPG saflarında savaşmaktı. Bu kararımı hayata geçirmeden önce İstanbul’a bir ziyarette bulunmam gerekiyordu. Haziran ayı sonunda İstanbul’a gitmek üzere yola çıktım ve Konya’da Jandarma kontrolünde yakalandım. İki gün Konya’da gözaltında tutulduktan sonra İzmir Yeni Foça komando tugayına askerlik yapmak üzere zorla yollandım. Bir ay sonraki ilk çarşı izninde otobüse binerek Antep’e geldim. 30 Temmuz’da Rojava’ya geçtim.

Tellerden atladığım anda özgürlüğü hissettim. Baskı yok, zulüm yok, polis, gaz, cop yok dedim kendi kendime ve kollarımı açarak derin bir nefes aldım. Daha sonra arkadaşlar beni aldı ve YPG karargahına geldim. Burada artık benim yerim YPG safları dedim.

'DAYANIŞMA DEĞİL KENDİ MÜCADELEM'

Bir Türk olarak YPG saflarına  katıldınız, bu kararı almanızı sağlayan düşüncelerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?

Kürt halkının özgürlük mücadelesi ve devrimine katılmayı başta insani bir görev, vicdani bir sorumluluk olarak görüyorum. Bunun yanında bu mücadele sadece Kürt halkının değil, Türk, Arap, Ermeni tüm Ortadoğu ezilenlerinin mücadelesidir. Yani bunu sadece bir dayanışma olarak görmüyorum. Kendi mücadelem olarak görüyorum. Bu anlam da bunu yalnızca enternasyonal bir dayanışma olarak görmemeliyiz. Bana göre  bu insanlığın ve halkların ortak mücadelesidir.

YPG’ye geldikten sonra zaten önceden bildiğim, okuduğum tamamen yoldaşlık esasına dayanan ilişkilerle karşılaştım. Tam da umduğum gibi bir ortamla karşılaştım.

'MİLLİYETÇİ ÖNYARGILARDAN KURTULMALILAR'

Bundan sonrası için neler söyleyeceksiniz?

Bundan sonra olması gereken ne varsa onu yapacağım. Tarihsel görev ve sorumluluğum neyi gerekli kılıyorsa onu yapacağım. Kanımın son damlasına kadar  Rojava’yı savunacağım. Ben burada eğitimlerde Agit komutanı tanıdım ve onu tanıdıkça kendimi çok eksik hissediyorum. Kendime komutan Agit’i örnek alıyorum. Onun iyi bir savaşçısı olmak için elimden gelen her şeyi yapacağım.

Türkiyeli gençleri de YPG saflarına davet ediyorum. Devrimciyim diyen herkesin burada olması gerekiyor. Devrimcilik kafelerde konuşmakla olmuyor. Devrimin ve devrimciliğin yeri Rojava’dır.

Sosyalistim, devrimciyim, yaşasın halkların kardeşliği demekle olmuyor. Bunların gereği Rojava’da YPG saflarında halklarla omuz omuza çarpışmaktır. Türk gençliği sistemin empoze ettiği milliyetçi ön yargılardan kurtularak Kürt halkının mücadelesini tanımalı, bu mücadelenin tüm halkların özgürlük mücadelesi olduğunu anlamalı ve yüzünü YPG saflarına dönmelidir. Son olarak halklara ve devrime selam olsun diyorum. (ANF)