Bitlis - İki başkan yardımcısı, 2 belediye meclis üyesinin de aralarında bulunduğu çok sayıda çalışanın tutuklandığı Tatvan Belediyesi’nde, BDP yönetimi yedek üye gösteremeyerek azınlık konumunda kaldı.

 

AK Parti’nin, bölgede seçimle işbaşına gelemediği BDP’li belediyeleri ekonomik ambargo ve tutuklamalar ile ele geçirmeye çalıştığı iddia ediliyor.

 

BDP’li Tatvan Belediye Başkanı Abdullah Ok, ANF’ye yaptığı değerlendirmede, tutuklama furyasının belediyelerinde de yoğun şekilde uygulamaya konulduğunu söyledi. KCK operasyonlarının 29 Mart seçimlerinin ardından bölgede büyük başarı elde eden BDP’nin etkin kadroları ile seçilmişlerini hedef aldığına dikkat çeken Abdullah Ok, AKP’nin belediyelere yönelik uyguladığı ekonomik ambargonun sonuç vermemesi üzerine KCK operasyonlarını başlattığını belirtti. Bugüne kadar yapılan operasyonlarda 3 ilçe başkanı, onlarca parti yöneticisi ve çalışanının yanı sıra 2 belediye başkan yardımcısı, 2 belediye meclis üyesi ve çok sayıda belediye çalışanın tutuklandığını belirten Başkan Ok, “Siyasi operasyonlarla Belediye Meclisi’nde yedek üye dahi gösteremeyerek azınlık durumuna düşürüldük” diye konuştu.

 

“SANDIKTA YENEMEYİNCE YARGIYI DEVREYE SOKTULAR”

Tutuklanan mesai arkadaşlarının hiçbirinin şiddete dönük bir ifadesi dahi bulunmadığını belirten Abdullah Ok, demokratik bir ülkede, onurlu bir barış çerçevesinde çaba gösteren kişilerin tutuklanmış olmasının siyasi operasyonun ispatı olduğunu söyledi. Ok, “Sandıkta yenemedikleri BDP’yi, yargı mekanizması ile bertaraf etmeye çalıştıkları gün gibi ortadadır” dedi.

 

BDP’nin Tatvan’da yerel yönetime seçilmesinin ardından çıkarları tehlikeye giren iktidara yakın çevrelerin, gizli tanık ifadeleriyle tutuklama terörünü devreye soktuklarını iddia eden Başkan Ok, “Bizler her tutuklamanın ardından daha da güçlenmekteyiz. Kürtler nezdinde inandırıcılığını kaybeden AKP bu operasyonlar ile baltayı kendi ayağına vurmuştur” diye konuştu.

 

Abdullah Ok, on yıldır ‘iyi şeyler olacak’ yalanlarıyla halkın çözüme dair umutlarından beslenen iktidarın, somut bir çözüm yerine bilindik yöntemleri kullanmasının halkta bıkkınlık yarattığını da iddia etti.