CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu TBMM Başkanlığı'na sunulan Anayasa değişiklik taslağına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Anayasa taslağının kişiye özel çıkarıldığını savunan Tanrıkulu, “Maddelerdeki tuzaklar, hem de geçici maddelerle, tasarı 'Başkanlığın' da ötesinde bir güçler birliği rejimini inşa ediyor! Başbakan'ın olmadığı rejim, adı 'Cumhurbaşkanlığı' olsa bile 'Başkanlık' rejimidir. Kimse halkı kandırmaya kalkmamalıdır! Bu tasarı ile TBMM'nin Bakanlar Kurulu'nu denetleme yetkisi tamamen ortadan kaldırılıyor!” dedi.

OHAL yetkisinin cumhurbaşkanına verildiğini ifade eden Tanrıkulu, “Cumhurbaşkanlığı iki dönemle sınırlandığı halde, bu mekanizma kullanılarak fiilen 14 yıla kadar görev yapabilmesinin yolu açılıyor! OHAL yetkisi Cumhurbaşkanına verildiği gibi, OHAL ilan edilebilecek haller çok genişletiliyor. Sürekli bir OHAL rejiminin önü açılıyor” diye ekledi.
 
Sezgin Tanrıkulu, Anayasa değişiklik teklifine ilişkin maddeleri Twitter hesabı üzerinden şu ifadelerle yorumladı:

 “Öncelikle şunun bilinmesi gerekir ki; 'yargı bağımsızdır' yazınca bağımsız olmadığı gibi, 'yargı tarafsızdır' yazınca da tarafsız olmaz! Başbakan'ın olmadığı rejim, adı 'Cumhurbaşkanlığı' olsa bile 'Başkanlık' rejimidir. Kimse halkı kandırmaya kalkmamalıdır! Bu tasarı ile TBMM'nin Bakanlar Kurulu'nu denetleme yetkisi tamamen ortadan kaldırılıyor! Getirilen değişikliklerle CB ve Meclis seçimleri aynı anda yapılacak. İki seçimin aynı zamanda yapılması Başkanlık rejiminde bile olmaz!
 
‘YASAMANIN ÜZERİNE VESAYET KILICI’
 
İki seçim aynı anda yapılarak, Cumhurbaşkanı'nın partisi ile Mecliste çoğunluğa sahip partinin aynı olması sağlanmak isteniyor! Yedek Milletvekili mekanizması getirilerek; yasamanın üstüne bir vesayet kılıcı konulmuş oluyor. Vekiller için komplo, ölüm gibi riskler oluşturuluyor. TBMM'nin Anayasanın 98. maddesindeki yürütmeyi denetleme yetkisi ortadan kaldırılarak  TBMM işlevsiz hale getiriliyor. Sözlü soru yöntemi kaldırılıyor. TBMM'nin en temel denetleme mekanizmalarından olan 'genel görüşme' işlevsiz hale getiriliyor. Yeni düzenlemeyle 'genel görüşmeye' Bakanlar ve Cumhurbaşkanı katılmıyor. Yani TBMM 'genel görüşme' adı altında kendi kendine gelin güvey olacak!
 
YÖNETMELİK ÇIKARMA YETKİSİ!
 
104. maddeyle Cumhurbaşkanına Başkanlık kararnamesinin yanı sıra, 'yönetmelik' çıkarma yetkisi de veriliyor! Seçimlerin yenilenmesi salt çoğunlukla değil, nitelikli çoğunlukla yapılabilir hale getiriliyor! Erken seçim mekanizması fiilen yok ediliyor. 2/3 çoğunlukla seçimlerin yenilenmesine karar verilirse, seçilen yeni Cumhurbaşkanın önceki dönemden kalan süre kadar görev yapacağı düzenlenmemiş.
 
Böylece Cumhurbaşkanlığı iki dönemle sınırlandığı halde, bu mekanizma kullanılarak fiilen 14 yıla kadar görev yapabilmesinin yolu açılıyor! OHAL yetkisi Cumhurbaşkanına verildiği gibi, OHAL ilan edilebilecek haller çok genişletiliyor. Sürekli bir OHAL rejiminin önü açılıyor! Mevcut Anayasa’da TBMM’ye ait olan ‘kamu tüzel kişili kurma’ yetkisi Cumhurbaşkanına veriliyor. Yani Cumhurbaşkanı istediği gibi kamu kurumu ihtas edebilecek! Olumlu değerlendirilebilecek bir düzenleme ile 'disiplin mahkemeleri' dışında askeri mahkemeler tamamen kaldırılıyor.
 
‘DEĞİŞİKLİK KİŞİYE ÖZEL’
 
2010 yılında getirilen HSYK seçimi kaldırılıyor. HSYK'nin yarısını doğrudan Başkan, yarısını Meclis seçecek. Burada da şeytan ayrıntı da gizli. Meclisin seçeceği üyelerde son turda nitelikli çoğunluk yerine salt çoğunluk yeterli. Böylece çoğunluk partisi HSYK’de hakim hale geliyor. Geçici madde ile Cumhurbaşkanın parti genel başkanı olmasının bugünden mümkün hale getirilmesi, değişikliğin kişiye özel olduğunun ispatı! Sonuç olarak, hem maddelerdeki tuzaklar, hem de geçici maddelerle, tasarı 'Başkanlığın' da ötesinde bir güçler birliği rejimini inşa ediyor!”
 
(Kaynak: Evrensel)