Kazakistan'ın başkenti Astana'da iki gündür yürütülen barış görüşmelerinin sonuç bildirisinde, Suriye'de ateşkesin izlenmesi ve uygulanmasının sağlanması için Rusya, Türkiye ve İran'dan oluşan üçlü bir mekanizmanın kurulduğu açıklandı.

Salı günü Astana'da yapılan ortak basın açıklamasında tarafların, "Ateşkese tam uyumu sağlamak ve izlemek, bölgedeki ateşkese yönelik herhangi bir provokasyonu engellemek ve tüm yönleriyle ateşkesin nasıl sağlanacağını belirlemek" konusunda anlaştıkları belirtildi.

Bildiri metnine göre Astana'da taraf ülkeler "BM Güvenlik Konseyi'nin kabul ettiği şekilde, Suriye Arap Cumhuriyeti'nin çok etnikli, çok dinli, mezhepçi olmayan ve demokratik bir devlet olarak egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğüne olan bağlılıklarını yinelediler".

Metinde, taraflardan IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) ve El Nusra ile ortak mücadele konusundaki kararlı tutumlarını sürdürmeleri ve bu grupları, "diğer silahlı muhalif gruplardan ayırmaları" istendi.

Bildiride, Türkiye, Rusya ve İran, İsviçre'nin başkenti Cenevre'de 8 Şubat'ta yapılacak müzakerelere silahlı muhalif grupların da katılması yönündeki talebe olumlu baktıkları kaydedildi.

Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu delegasyon Astana'da açıklanan nihai bildiriden memnun olmadıklarını söyledi. Muhaliflerin delegasyonun lideri Muhammed Alluş, bildiriye dair bazı çekinceleri olduğunu söyledi.

Alluş, düzenlediği basın açıklamasında, İran'ın Suriye'nin geleceğinde söz sahibi olmasını kabul etmeyeceklerini belirtti.

Bu arada Güney Cephesi örgütü sözcüsü Essam Al-Rayiss, BBC'ye yaptığı açıklamada, BM aracılığıyla Suriye yönetimine, ateşkes şartlarıyla ilgili bir mektup gönderdiklerini ve mektubun cevabını beklediklerini söyledi.

Al-Rayiss, yönetime bunu açıklaması için bir hafta verdiklerini söyledi.

Beşar Caferi Suriye'nin BM Daimi Büyükelçisi Beşar Caferi ise İran'ın bu görüşmelerde olumlu rol oynadığını söyledi.

Caferi şunları söyledi: "Türkiye'nin rolünün olumsuz olduğunu söyleyebiliriz ve gerçekten olumsuz ama bunu söylemiyoruz çünkü biz diplomatlarız, sorumluluklarımız var ve sorumlu bir hükümeti temsil ediyoruz. Dolayısıyla böyle davranmıyoruz. Siyasette bazen, kendi ülkenizi kurtarmak için düşmanlarınızla muhatap olmanız gerekir. Bizim şu anda yaptığımız da bu".
(Kaynak: BBC Türkçe)