HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Al Jazeere Türk'ten Burhan Ekinci'nin "Kürt gençlerinin öfkelerinin nedeni ne, neye karşı çıkıyorlar, çözüm süreci nihai hedefe ulaşırsa bu öfke diner mi?" sorularına yanıt verdi.

Gençlerin öfkesinin hiçbir zaman dinmeyeceğini söyleyen Önder, "ama çözüm süreci olumlu sonuçlanırsa gençlerdeki öfke ve enerji bilime, sanata ve başka alanlara kayar," dedi.

1990'LARA BAKMAK GEREKİR

Önder’e göre, bu gençlerin öfkelerini anlamak için doğum tarihlerine ve aile hikâyelerine bakmak gerekiyor. Bu gençlerin yaşlarına bakıldığında çoğu 1990’lı yılların çatışmalı yıllarında doğanlar.  Önder, bu gençlerin doğdukları zaman “yakınlarının kimliklerinden kaynaklı olarak acımasız bir saldırının kurbanı” olduklarını bertiliyor.

Ona göre bir diğer boyut, gençlerin geleceksiz bırakılması. Önder, öfkenin temellerinin devletin Kürt sorununa güvenlik perspektifinden baktığı 1990’lı yıllarda atıldığını ama 2000’li yıllarda da bunun sürdüğünü dile getiriyor: “Devlet bu paradigmasını süreçte bile fazlaca gözden geçirme ihtiyacı hissetmedi. Süreci siyasi aktörlerle yürütürken alanda sürecin ruhuna uygun demokratik hamleler geliştirmedi.”

"DEVLET YAKLAŞIMINI TÜMDEN TERK ETMELİ"

Önder, gençlerin yaşadıklarından dolayı devlete ve hükümete güvenmediğini belirtiyor. Sırrı Süreyya Önder, bunun çok kolay değişmeyeceğini devletin yarattığı bu algıyı tamir etmeye çalışması durumunda ise, gençlerin bunu çabuk anlayacağı görüşünde: “Sorumluluk gençliğe değil bize düşüyor. Devlet yaklaşımlarını tümden terk edip mahkum etmeli."

HDP İstanbul Milletvekili Önder, devletin meseleye güvenlik sorunu olarak yaklaşmayı bırakması gerektiğini hatırlatıyor.

Önder, “Devlet, şiddete, yok etmeye ve tecrit etmeye dönük politikalarından süratle nedamet getirmeli, özür dilemeli. Şiddet içeren tüm yöntemlerinden kendini geri çekmeli” diyor.

Al Jazeera Türk'teki haberin tamamına gitmek için tıklayınız.