Mesut Hasan Belli / Radikal

Nazım Hikmet Kültür MerkeziGezi Aynasında Marksizm” isimli sempozyuma, Yazar Demir Küçükaydın’ın katılacağı gerekçesiyle yer tahsis etmedi. Gerekçe olarak da Küçükaydın’ın Nazım Hikmet’in isminin kültür merkezinde kaldırılarak, bir Ermeni vatandaşın isminin verilmesi yönündeki görüşleri gösterildi.

Teori ve Politika dergisi “Gezi Aynasında Marksizm” isimli bir panel düzenlemek istedi. Sempozyum için İstanbul Kadıköy’de bulunan Nazım Hikmet Kültür Merkezi seçildi. 2 Kasım’da yapılacak sempozyuma HDP İstanbul Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Nazan Üstündağ, Metin Kayaoğlu ve Yazar Demir Küçükaydın konuşmacı olarak katılacaktı.

YER VERMEYİZ

Sempozyuma günler kala Nazım Hikmet Kültür Merkezi Yöneticileri “Teori ve Politika Dergisinin” yetkililerine, kendilerine yer tahsis edemeyeceklerini bildirdi. Gerekçe olarak, Sempozyum’da Demir Küçükaydın’ın konuşmacı olarak katılması gösterildi.

SAYGISIZLIK YAPTI

Nazım Hikmet Kültür Merkezi Yönetim Kurulu adına dergi yöneticilerine gönderilen e-posta da şöyle denildi: “Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nin kapatılması yönünde çağrıları bulunan bir ismin etkinlik konuşmacıları arasında yer alacağını öğrenmiş bulunmaktayız. Bu çağrılar orta yerde dururken, söz konusu kişiyi konuşmacı sıfatıyla ağırlamak, binlerce kişinin emeği, katkısı ve alınteriyle kurulmuş ve usta şair, komünist Nazım Hikmet’in adıyla yaşatmaya çalıştığımız Kültür Merkezi’mizin emektarlarına ve dostlarına saygısızlık olacaktır. Bu nedenle sempozyuma etkinlik programımızda yer veremeyeceğimizi üzülerek bildiririz.”

SERT ELEŞTİRİ

Yazar Demir Küçükaydın da, kaleme aldığı yazıda, Nazım Hikmet Kültür Merkezi Yönetimini ağır bir dille eleştirdi. Yazıda şöyle denildi: “Bir sosyalistin görevi her şeyden önce en karşı bilinen cepheden bile insanları fikri mücadeleyle; argümanlarla kazanmak olmalıdır. Fikre karşı fikirle mücadele ve bunun koşullarının sağlanması sosyalistliğin ilk şartıdır.”

KRİZE NEDEN OLAN O YAZI

Krize neden olan yazı 2009 yılında “ http://www.koxuz.org” isimli internet sitesinde yayınlandı. Tartışmalara neden olan yazının bazı bölümleri şöyle:

“(…)

İddiamız odur ki, Kadıköy’ün en güzel ve stratejik yerinde TKP’nin kullandığı Nazım Hikmet Kültür Merkezi, bir şekilde kitabına uydurularak, bu politik çizgiyi ödüllendirmek için bu devlet tarafından TKP’nin kullanımına verilmiştir. Eğer TKP böyle olmadığını kanıtlamak istiyorsa, Kadıköy’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezini örneğin bir “Hıristiyan Azınlıkların” Tasfiyesi Müzesi ve Kültür Merkezi” yapmak üzere sahiplerine vermelidir.

(…)

Hatta “Hristiyan Azınlaklar” dan gasp edilerek alınmış bir yere adı verilerek bu gaspa alet edilen ve adı lekelenen Nazım Hikmet adı da kaldırılmalıdır ve buraya örneğin, Osmanlılarda ulusu Türklükle veya başka bir soy, dil, din (Rumluk, Ermenilik, Müslümanlık, Türklük, Ortodoksluk vs.) tanımlamayı reddeden ilk demokratların adı verilmelidir. Örneğin Velensinli Rigas adı verilebilir.

(…)

Örneğin Tigran Zaven Kültür Merkezi ve Müzesi adı verilebilir.
Zaven bir Ermeni Milliyetçisi değildi, Ermeni ulusu kurmak gibi bir derdi yoktu, bir sosyalist ve demokrattı.

(…)

Öyle anlaşılıyor ki Türkiye ’de sadece Müslüman burjuvazi ilk sermaye birikimini katledilen ve sürülen Müslüman olmayan (Ermeni, Rum, Karamanlı, Süryani, İbrani, Keldani, Nasturi, Ezidi vs.) ahalinin malları ve servetlerinin gasp edilmesiyle yapmamıştır; Sosyalistler de şimdilerde bu mallardan nemalanmaya başlamışlardır Devlet’le açıktan veya zımnen uzlaştıkları ölçüde. Bu ulusal (nasyonal) sosyalistler, sosyalistliğin alfabesinin ilk harflerini unutmuş bulunuyorlar.”