Kılıçdaroğlu CHP’nin kapattığı cemevlerinin açılması, yine CHP’nin “yobazlık” ve “irtica yuvası” olarak gördüğü tarikatlara da saygı gösterilmesi yönündeki konuşmasıyla uzun zamandır ilk defa demokrat bir tutum sergiledi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu siyasallaşmamış tarikata saygılı olduğunu belirterek 'Gerçekten de belli inanç grubuna dahil insanlar, bir araya gelip ortak manevi duygu yaratabiliyorlar. Buna saygı duymalıyız. Hassas olduğumuz nokta, manevi dünyanın siyasete taşınmaması' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Denizli Ticaret Odası’ndaki toplantıda tarikatlara laf atan bir partiliyi susturdu.

Kılıçdaroğlu bu tavrını, “Temiz duygular siyasete alet ediliyor. Holdingler kurup, alın teri çaldılar. Siyasallaşmayan, siyaset yapmayan tarikatlara saygılıyız” sözleriyle açıkladı. Denizli’den İstanbul’a geçen Kılıçdaroğlu, uçakta gazetecilerin konuyla ilgili sorularını şöyle yanıtladı:

AKP ALEYHİMİZE KULLANDI

“Arkadaşlarıma söylemek istediğim, tarikat konusuna girmemeleri. Herkesin inancına saygılıyız. Siyasetin konusu inançları sorgulamak değildir. Onu siyasetin dışında tutmalıyız. Gerçekten de belli inanç grubuna dahil insanlar, bir araya gelip ortak manevi duygu yaratabiliyorlar. Buna saygı duymalıyız. Hassas olduğumuz nokta, manevi dünyanın siyasete taşınmaması.

Allah ile kul arasına kimsenin girme hakkı yok, bizim inancımıza göre. Bunu her yerde konuşmak da siyasal partilere yarar değil zarar getirir. Tarikat zaten yol demek; belli yolda, belli düşüncede bir araya gelen insanlar, inançlarını paylaşıyor, saygılı olacağız. AKP, bunu hep CHP’nin aleyhine kullandı. Bu tuzağa kimsenin, partililerimizin düşmemesi gerekir.

HOLDİNGLER KURUP ÇALDILAR

Tarikatların siyasallaşması demokrasinin önündeki en ciddi engeldir. Çünkü insanlar sandığa başka güdülerle gidiyorlar. Oysa sandığa işsizlik, ülke sorunu, demokrasi, özgürlük, hak için, sorunları çözümü için gitmeli. Sandığa, bunları görmeden, size empoze edilen, sadece iç dünyanızda paylaştığınız olguyu ya da taraftarlarını iktidara getirmek için giderseniz onun adı demokrasi olmaz. Eğer inanç bağlamında giderseniz sandığa, tartışılmaz olan inançlar tartışılır hale getirilir.

BUNU YAPMAMALI

Tarikatlar da siyasetin dışına çıkmalı. Türkiye’de bu konuda aşınma var. Din siyasete alet ediliyor biliyoruz. Ama tarikat üyeleri şunu bilmeli; kendileri, inançları istismar ediliyor, temiz duyguları siyasete alet ediliyor. Geçmişte böyle yaptılar. Holdingler kurdular alın teri çaldılar, Türkiye’de, yurtdışında. Artık insanlarımızın da bunlardan ders çıkarması lazım. Biz, siyasete girmemiş, siyasallaşmamış tarikatlara saygılıyız.

CEMEVLERİ İNANÇ MEKÂNI

Cemevleri bir tarikat veya zaviye değil ki inanç mekanı. İnsanlar gidip orada ibadetlerini yapıyorlar. Yasada yapacağınız tanımda da isim vermenize gerek yok; ibadethane dediğiniz zaman herkes oranın ne olduğunu bilir. Cami de, kilise de, havra da böyle, cemevi de böyle. Bunun devrim kanunlarıyla falan ilgisi yok. Sadece o gerekçe gösterilerek Alevilerin cemevi talebinin önüne geçilmek isteniyor. Samimi değiller. Kaldı ki milletvekillerimiz kanun teklifi de verdi bu konuda; ama AKP yanaşmıyor. Devlet Bakanı Faruk Çelik söyleyebilir; ama Devrim kanunlarının değiştirilmesi söz konusu değil. Değiştirilmesi istenen maddeler Türkiye Cumhuriyeti’nin ruhu demektir, buna kimsenin gücü yetmez.”

Hürriyet