BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Lice'de 1 kişinin ölümü ve 10 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıya sert tepki göstererek, "Lice'de yaşanan saldırı devletin verdiği sözlerin hiçbirisini tutmaya niyetli görünmediğini ortaya koydu" dedi.


Lice'de karakol yapımını protesto eden halka dönük saldırı sonucunda bir kişi yaşamını yitirdi, 10'dan fazla kişi de yaralandı.

'ASKER-HÜKÜMET KOALİSYONU KURULDU'

ANF'ye konuşan, BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, çözüm sürecine atıfta bulunarak, "Kürtler bütün kurumlarıyla demokratik siyaset hakkında verdikleri sözleri tuttular. Son olarak Lice'de yaşanan saldırı ise, devletin verdiği sözlerin hiçbirisini tutmaya niyetli görünmediğini ortaya koydu" dedi.

Önder, "Hükümet, 'Allah kerim, biz bunları idare ederiz' gibi bir yaklaşım sergiledi, bugüne kadar. Umarım ki, bu gelişme ders olur. Kürtler onurlarından, haysiyetlerinden bir milim taviz vermeye niyetli değil. Devletin bütün kurumları, umarım ki, vakit çok geç olmadan bunu dikkate alırlar" diye konuştu.

Kürt sorununun çözümü için, "bu iş bir niyet ve takat meselesidir" diyen BDP'li Önder, şöyle devam etti:

"Hükümet şimdiye kadar niyeti olduğunu ama takatı, yani gücü olmadığını beyan ediyordu. Ama niyetinin de olmadığı açığa çıkıyor. Görünen o ki, bir asker ve hükümet koalisyonu kurulmuş durumda. Bunun son örneğini Roboski Katliamı'nın Genelkurmay Askeri Mahkemesi'ne havale edilmesinden anladık. Bugün askeri vesayet değil; bir neokemalist koalisyon söz konusu."

'HALK PKK'Yİ DEĞİL; DEVLETİN GÜVENLİKÇİ POLİTİKASINI REDDEDİYOR'

Hükümetin savaş istediğinden emin olmadığını, çünkü bunu göze alamayacağına dikkat çeken Önder, "Hükümet savaş istese de, Kürtlerin gücü bunu göze almasını engelliyor. Ama şark kurnazlığı yaklaşımı var. Kasaba politikacısının çapıyla meseleye yaklaşmayı benimsedi. Elinde tuttuğu gücü fazlaca önemseyen bir durumda. Ama halktan büyük bir güç yoktur. Barış talebinden daha haklı bir şey de yoktur" şeklinde konuştu.

Önder, şunları kaydetti:

"Lice'deki olay hükümeti yeni kararlar almaya itmeli. Çünkü şöyle bir yanlış kabulden yola çıkıyorlardı; halkın PKK'yi istemediğini söylüyorlar ve 'biz silahsızlanmayı sağlarsak halk zaten bunları tecrit eder' diyorlardı. Böyle bir ön kabulü, yanılgısı vardı. Ama tespitinin hiç de doğru olmadığını kendisi de görüyor. Hükümet anladı ki, halk ulusal, demokratik kimliğini sahipleniyor ve asıl tecrit edeceği şey de devletin güvenlikçi yaklaşımlarıdır. Halk bu konuda büyük bir kararlılık, irade gösterdi. Hükümet bunu fark edip hesaplarını değiştirmeli."

'KÜRTLER VE TÜRKLER ORTAK TEPKİ VERMELİ'

Lice'deki saldırıya Kürtler kadar Türklerin de tepki göstermesi gerektiğine işaret eden Önder, barışı ancak halkların sağlayabileceğini şu sözlerle ifade etti: "Hükümet bu süreci güçleştirebilir, kolaylaştırabilir. Zaten yukarıdan tesis edilecek bir barışın kalıcılığından söz edemeyiz."

Önder, şöyle devam etti: "Demokratik mücadele pratiği halkları birleştirecek en önemli zemindir, diye düşünüyorum. Bugünden sonra Türk ve Kürt halkının birbirini değerlendirme algısı ve eşikleri olumlu anlamda değişmeye başlayacaktır. Kolay değil; yüz yılın yarattığı zehirlenme söz konusu. Ama halk, demokrasi mücadelesinin pratiğinde bu algıları parçalayacaktır. Barış da halkların bu pratiğinden yükselecektir."