CHP'li Hüseyin Aygün, 1937'de idam edilen Seyit Rıza ve 7 kişinin itibarlarının iadesini isteyen kanun teklifini meclise sundu.

Tunceli Milletvekili Aygün, "Seyit Rıza ve arkadaşlarının itibarlarının iadesini" öngören kanun teklifi hazırladı. Aygün'ün teklifi, "1937'de idam edilen Seyit Rıza ve oğlu Resik Hüseyin, Uşene Seyit, Aliye Mirze Sili, Civrail Ağa, Hasan Ağa, Fındık Ağa ve Hesene İbrahim'in itibarlarının iade edilmesini" içeriyor.

Teklifin gerekçesinde, "Dersim 1938 büyük bir katliamdır. Etkileri bugün de devam etmektedir" denilerek, 15 Kasım 1937'de Elazığ Örfi Mahkemesi kararıyla idam edilen Seyit Rıza ve 7 kişinin, bu yıl içinde ortaya çıkan yeni resmi belgelerle, masumiyetinin kanıtlandığı ifade edildi.

Gerekçede, "Teklifimizde amaç; 75 yıl sonra da olsa idam edilenlerin halk nezdinde zaten var olan itibarlarının resmen iadesi ile bir haksızlığın ortadan kaldırılmasıdır. Böylece Dersim'de 1937-1938'de öldürülen tüm insanlarımızın ruhları bir parça rahat edecektir" denildi.

EVLÂDI KERBELAYIH!

“Ben sizin yalanlarınızla baş edemedim, bu bana dert olsun. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun” sözleriyle tarihe geçen Seyit Rıza'nın idamı İhsan Sabri Çağlayangil'in anılarından şöyle aktarılmıştır:

“Seyit Rıza, sehpaları görünce durumu anladı. "Asacaksınız" dedi ve bana döndü: "Sen Ankara'dan beni asmak için mi geldin?" Bakıştık. İlk kez idam edilecek bir insanla yüz yüze geliyordum. Bana güldü. Savcı, namaz kılıp kılmayacağını sordu. İstemedi. Son sözünü sorduk. "Kırk liram ve saatim var. Oğluma verirsiniz" dedi... Seyit Rıza'yı meydana çıkardık. Hava soğuktu ve etrafta kimseler yoktu. Ama Seyit Rıza, meydan insan doluymuş gibi sessizliğe ve boşluğa hitap etti. "Evlâdı Kerbelayıh. Bi hatayıh. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir" dedi. Benim tüylerim diken diken oldu. Bu yaşlı adam rap rap yürüdü. İpi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağı ile tekme vurdu, infazını gerçekleştirdi...