Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, IŞİD işgalinde bulunan Rakka ve Minbic’te sürmekte olan operasyonlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Tuncel, “DAİŞ'in Rakka ve Kürt coğrafyasında silinmesi çok önemlidir. Türkiye'nin siyasetine de çok önemli yansımaları olacak. Türkiye'deki Kürt siyasetini de AKP'nin Kürt karşıtlığı politikalarını da etkileyecek. Türkiye'nin komşusu Kürdistan olacak” ifadelerini kullandı.

DİHA’nın haberine göre, Tuncel, Kürt halkının devlet olan bağlılığının giderek zayıfladığını söyledi ve “Yaşamını yitirenlerin bedenlerine işkence yapılıyor. Toplum bu yaşananları unutmaz. Kürt halkının devletle olan bağı giderek zayıflıyor. Gençlerde ciddi bir kırılmaya ve öfkeye dönüşmüş durumda. Devletin öz yönetim direniş alanlarında savaşa karşı gençler yönünü dağlara dönmüşse bunun sorumlusu devletin şiddet politikalarıdır” diye konuştu.

Tuncel’in açıklamaları şöyle:

"PKK lideri Abdullah Öcalan, demokratik çözüm süreci sırasında ısrarla kadınların yer almasını istedi. Bu iki yaklaşımı iyi okumak gerek. Bir yaklaşım kadını özgürleştiren, kadınları yaşamın bir parçası görürken, diğer taraftan ise kadınları köle gibi gören ve eve bağlayan bir anlayıştır.

“Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerde de kadına bakış, örneğin Boko Haram, DAİŞ'in kadınlara yaklaşımı burada belki bire bir olmasa da kadını köleleştiren, mülk olarak gören bir yaklaşım var. Bugün eksik olan, yarım olan şey erkek egemen sistemin kendisidir.

‘ERDOĞAN KADIN DÜŞMANIDIR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan kadın düşmanıdır. Erdoğan ve AKP'li yöneticilerin kadın düşmanı politikalara kadınlar da ortak oluyor. Bu çok ciddi bir sorundur. Kadın bedeni üzerinde sürekli söz söyleyen bir erkek, bu bir iktidar sorunudur. Erkeğin yarım ve eksik duruşunu kadınlar tamamlayacak.”

"Bu süreçte de işkenceler uygulanıyor. Hacı Lokman Birlik, katledilmesinin ardından panzerin arkasında sürüklendi. Birlik şahsında Kürt gençlerine, topluma mesaj verilmek isteniyor. Kadın bedenleri soyularak, sokak ortasında teşhir edildi.

‘HURŞİT KÜLTER’İN ÖLÜSÜNÜ DEĞİL, DİRİSİNİ İSTİYORUZ’

“Şimdi de Hurşit Külter günlerdir haber alınamıyor. Gözaltına alındığına dair görgü tanıkları var. Ama durumu konusunda hiçbir bilgi yok. Hangi koşullarda da siyaset yaptığımızı da özetliyor. Yaşamından kaygılıyız. Biz Külter'in ölüsünü değil dirisini istiyoruz.”

 Bu kadar kritik önemde olan bir halk önderinin ağır tecrit altında tutuluyor olması savaş politikalarının bir sonucudur.

DAİŞ'in Rakka ve Kürt coğrafyasında silinmesi çok önemlidir. Türkiye'nin siyasetine de çok önemli yansımaları olacak. Kürtsüz bir Ortadoğu düşünülmez. Kürtlerin statü sahibi olmaması için AKP çok çabaladı. AKP'nin Kürt karşıtı politikaları boşa çıktı. Türkiye'deki Kürt siyasetini de AKP'nin Kürt karşıtlığı politikalarını da etkileyecek. Türkiye'nin komşusu Kürdistan olacak. Kürtlerle kuracağı ilişkiler Türkiye'nin demokrasi için de çok önemli. Savaş hukuku değil demokratik özgürlükçü bir düşünceyle Kürtlerle ilişki kurulmalı.”