Rojava’da TEV-DEM ( Tevgera Civaka Demokratîk-Demokratik Toplum Hareketi) içerisinde çalışma yürüten SYPG (Saziya Yekîtî û Piştgiriya Gelan-Halkların Birlik ve Dayanışma Bürosu) göçtürme politikalarına karşı Aralık ayı sonunda ‘Ez Naçim’ (Ben Gitmiyorum) kampanyasını başlattı.

Kampanyanın başladığı günlerde ETHA’dan Fatma Edemen'e röportaj veren SYPG Temsilcisi Şoreş Amed, “Rojava Devrimi, bölgemizden dünya ezilenlerine umut olmaktadır. Bu ışığın ve umudun kaynağı hiç kuşku yok ki en başta Rojava halklarının devrimlerini sahiplenmesidir. Bunun için verdikleri emek ve büyük bedellerdir. Ezilen bölge ve dünya halklarının dayanışması devrimimizi boğmak isteyen halk düşmanlarına set olmaktadır” dedi.

Amed, Rojava Devrimi’nin güçlenebilmesi ve Rojava’nın yaşama dönebilmesi için halkın göçleri durdurması gerektiğini belirtti.

Kampanyaya Rojava’yla dayanışma için Avrupa’dan gelen enternasyonalistler ve Mala Gel(Halk Evi) üyeleri de katılım gösteriyor. Kampanya kapsamında Qamislo kentinin bir çok yerine stencil ve grafiti çalışmaları yapılıyor, göç politikalarının Rojava’nın geleceğini nasıl etkileyeceğini anlatabilmek için halk çalışması da yürütülüyor.

SYPG çalışmalarını Cizire ve Kobane kantonlarına bağlı kentlerde sürüyor. Özellikle halkın göç yollarında katledildiklerine vurgu yapan SYPG’liler, zorlu koşullar sonra Avrupa’ya göç edebilen bir çok gencin de arayıp geri dönmek istediklerini ancak geri dönmenin de gitmek kadar zorlu koşullar içerdiğini söyledi.

Rakel Asîman’a konuşan TEV-DEM’e bağlı kurumların temsilcileri kampanyanın Rojava’nın geleceği için ne kadar önemli olduğunu anlattılar.

Mala Gel Xerbi Mahalle Meclisi Eş Temsilcisi Muhamed Alî Muhamed, “Rojavalılar, kendilerini tellere, sulara vurarak gittiler buradan. Gençlerimiz Rojava’dan çıkmaları için özendirildi. Yabancı topraklar, bizim toprağımız olamaz” dedi. Mala Gel Hililiye Eş Temsilcisi Şemzîhan Gulu ise göçün sonuçlarının iyi anlatılması durumunda kimsenin Rojava’yı terk etmek istemeyeceğini belirtti. Gulu, “Göçler ENKS (Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi) gibi bazı kurum ve devletlerin eliyle oluyor. İnsanları para ile kendi toprağından uzaklaştırıp kendilerine çekmeye çalışıyorlar. İnsanlar göç ederken denizde boğuluyor, sınırlarda öldürülüyor. Tekrar Rojava’ya gelmek istediklerinde de yine aynısı oluyor.” diyerek göçlerden Barzani destekçisi kurumları da sorumlu tuttu.