Kongra-Gel Eş Başkanı Remzi Kartal, 6-8 Ekim Kobani protestolarının Kandil tarafından organize edildiği iddialarını yalanlayarak, "O olayları örgütleyen bizzat Cumhurbaşkanı'nın kendisidir. Özellikle yaptı" dedi.

Kongra-Gel Eşbaşkanı Kartal, CNNTürk’ten Şirin Payzın’ın sorularını yanıtladı. Röpartajın en çok dikkat çeken bölümü ise çok sayıda kişinin haatını kaybettiğ Kobani protestoları oldu. Röportajın o bölümleri şöyle:

Şirin Payzın: Kobane ve sonrasında çıkan olaylar müzakere sürecinin en kritik aşaması mıydı?
Remzi Kartal: Bakın 6-8 Ekim olaylarında biz aslında AKP iktidarının hayatını kurtardık. O sokak eylemleri iyi ki oldu bu hükümetin de çok işine yaradı, farkında değil. Yardım ettik hükümete. İki tarihsel görev yaptık. Bir; sokak protestolarıyla, Kobani’ye sahip çıkarak, sesimizi duyurarak Kobani’nin düşmesini önledik. İki, eğer Cumhurbaşkanı’nın istediği gibi Kobani düşmüş olsaydı, Türkiye şimdi Suriye’nin içinde bulunduğu duruma düşmüş olacaktı ve 6-8 Ekim olayları da sürekli hale gelecekti. IŞİD, Türkiye’de çok büyük güç kazanacak ve radikal İslam tehdidi oluşacaktı. Biz Kobani’nin düşmesini engelleyerek Türkiye’yi ve hükümeti kurtardık ama iktidar hala bunu görmüyor. IŞİD tehlikesini de hala tam anlamış değil bizce. Sonra eğer biz Kobane için bu kadar güçlü destek vermesek, destek talep etmesek, ‘Kobane bizim için Suruç’tur’ demesek, sokakta protesto hakkımızı kullanmasak, belki müzakere süreci de yeniden canlanmayacaktı. Çünkü, hükümet süreci ileri götürmüyordu. Kobani’de tarihi fırsat kaçırdılar. Biz tarihi fırsatı değerlendirdik.

Şirin Payzın: Ama Kandil’e yöneltilen ciddi bir eleştiri var. Gençleri sokağa kışkırtıp sokaktaki şiddetle masada hükümeti zorlamak. KCK, Kandil “sokağa çıkın” talimatı verdi mi?
Remzi Kartal: Bu anlamsız bir suçlama. PKK zaten bir isyan hareketi. Kandil turistik gezi nedeniyle dağa çıkmış insanların olduğu bir yer değil. Halkın taleplerini, söylediğini dinlemeyen devlete, hükümetlere yönelik bir isyan hareketi. Dolayısıyla halkın talepleri bir türlü bütün müzakerelere rağmen karşılık bulmuyorsa, ilerleme olmuyorsa, Kandil’in görevi de demokratik protesto hareketini harekete geçirmek köyleri mahalleleri, halkını örgütlemektir. Bu onun görevidir.

O OLAYLARI KANDİL DEĞİL CUMHURBAŞKANI ÖRGÜTLEDİ

Şirin Payzın: 6-7-8 Ekim protestoları Kandil’in çağrısıyla oldu öyleyse…
Remzi Kartal: Hayır Kandilin ve örgütün özellikle planladığı, ‘şu gün şu saatte olsun’ diye örgütlediği olaylar değildi. O olayları örgütleyen bizzat Cumhurbaşkanı’nın kendisidir. Özellikle yaptı. Tansiyon yükseldiğinde HDP Eş Başkanı Demirtaş, ABD’deydi. Davutoğlu, doğrudan mesaj gönderdi, ‘gel görüşelim, meseleyi çözelim’ diye… Zaten HDP bunu istiyor, hükümetle yüz yüze görüşmek, dialog istiyor. Üç saatten fazla görüştüler. Davutoğlu’nun amacı tansiyonu düşürmekti. Davutoğlu, Kobani’nin düşmesine asla izin vermeyeceklerini, Salih Müslim’le görüşmek istediklerini söyledi. Demirtaş’la son derece samimi bir görüşme yaptı. Bu tavır kamuoyunu Kürtleri beklenti içerisine soktu. Kobani’nin düşmesi demek sürecin de çökmesi anlamına gelecekti. Ama tam hava yumuşamışken, Davutoğlu’nun açıklamalarına rağmen, Cumhurbaşkanı ne yaptı? Çıktı, ‘Kobani düştü düşecek’ dedi. Sanki seviniyormuş gibi takındığı tavır halkı sokağa döktü. Ekim olayları Kandil, Demirtaş’ın emri ya da yaklaşımı yüzünden değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzünden oldu.