Bir süre önce cezaevinden serbest bırakılan beş BDP milletvekili, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a, ‘Hasta Mahpusların Sorunları ve Çözüm Önerileri’ başlıklı bir rapor sundu. Raporda çarpıcı örnekler yer aldı.

Yaklaşık 4 yıl cezaevinde kalan ve bir süre önce serbest bırakılan BDP Milletvekilleri Selma Irmak, Gülser Yıldırım, İbrahim Ayhan, Faysal Sarıyıldız ile Van Bağımsız Milletvekili Kemal Aktaş, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a, “Hasta Mahpusların Sorunları ve Çözüm Önerileri” başlığı altında kapsamlı bir rapor sundu.

Mahpuslarla ilgili çarpıcı rakamlara yer verilen rapora, polisin raporu doğrultusunda Cumhuriyet Savcısı’nın bir hasta mahpusun “propaganda aracı olarak kullanılacağı” gerekçesiyle tahliyesini reddetmesine ilişkin kararı da eklendi. Anayasa Mahkemesi’nin Ergenekon sanığı Fatih Hilmioğlu için sağlık sorunları nedeniyle tahliye kapısını aralamasına ve emsal karar oluşturmasına karşılık, savcılıkların, son dönemde sağlık raporu verilen hasta mahkumları bile benzer gerekçelerle tahliye etmediği anlaşıldı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 30 Ocak’ta cezaevinden çıkan milletvekilleri Selma Irmak, Gülser Yıldırım, Faysal Sarıyıldız, Kemal Aktaş ve İbrahim Ayhan’ı ziyaret etmişti. Görüşmede özellikle hasta mahpuslar konusu gündeme gelmişti. Görüşmede milletvekilleri, cezaevindeki hasta mahpusların yaşadıkları zorlukları, adli tıp kurumu ve cumhuriyet savcılarının olumsuz tutumları Arınç’a detaylı olarak aktarılmıştı.

‘TAHLİYESİ ÇATIŞMA YARATIR’

Görüşmede Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, hasta mahpusların durumunu aktarırken, durumu kritik olan Ramazan Özalp’a ilişkin İdil Cumhuriyet Savcılığı’nın kararını aktarıp durumuna dikkat çekmişti. Savcılık kararında Özalp için, “Şahsın bizzat kendisinin toplum güvenliği açısından bir tehlike teşkil etmediği, ancak; şahsın Dirsekli köyüne veya İdil ilçesine gelmesi durumunda bazı siyasi şahıslar ve vatandaşlar tarafından propaganda aracı olarak kullanılabileceği ve bu durumun çeşitli toplumsal olaylara sebebiyet verebileceği, farklı siyasi görüşlere sahip vatandaşlar veya vatandaşlar ile güvenlik güçleri arasında gerginlik ve çatışmalara yol açabileceği, söz konusu durumun basına yansıyarak huzursuzluk meydana getirebileceği” gerekçe gösterilerek tahliyesinin reddedildiği ifade ediliyor.

Karara şaşıran Arınç’ın, bunun hukuki olmadığını aktarıp, yazılı olarak kendisine konu hakkında bilgi verilmesini istemesi üzerine cezaevlerindeki hasta mahpuslarla ilgili kapsamlı rapor hazırlandığı belirtildi.

RAKAMLARLA HASTA MAHPUSLAR

Devletin hasta mahpuslara yönelik yönelik gayri-insani tutumu nedeniyle bugüne kadar birçok mahpusun ölüme terk edildiği ifade edilen raporda, “2013 yılı sonu itibarıyla hapishanelerde Adalet Bakanlığı’nın tespit ettiği 154’ü ağır durumda 526 hasta bulunmaktadır. Bu hastalar arasında yürüyemeyen, eli tutmayan, yardım olmaksızın beslenemeyen ve hatta başını dahi hareket ettiremeyen birçok kişi bulunmaktadır. Bu sayı geçtiğimiz aylarda sabit kalıyorken son iki aydır arttığı tespit edilmiş, hasta tutsakların ağır hasta statüsüne geçtiği fark edilmiştir. Pek çok kişinin cezaevine girdikten sonra, cezaevindeki olumsuz koşullardan dolayı sağlığını kaybettiği düşünüldüğünde, hasta tutsak sayısının daha da artacağı anlaşılmaktadır. Mayıs 2013’e kadar 460 tutuklu ve hükümlü tahliye talebiyle başvuruda bulundu, bunlardan sadece 43 kişinin cezasının infazı geri bırakıldı ve 417 kişinin talebi ise reddedildi. İHD verilerine göre siyasi tutsaklardan sadece 5 tahliye gerçekleşmiş olup rakam net değildir. 14 kişi ise Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) rapor beklerken cezaevinde hayatını kaybetti. Bugün hala 113 hasta mahkûm ATK raporu beklemektedir. Bütün bu veriler Türkiye’deki hapishanelerde bulunan ağır hasta tutuklu ve hükümlülerin insani kriterlerden uzak, çok ağır şartlar içerisinde yaşam mücadelesi verdiklerini gözler önüne sermektedir. Bu bağlamda mevcut hali ile Türkiye hapishanelerinde bulunan ağır hastalara adeta bir insanlık dramı yaşatılmaktadır. Bu durum Türkiye’nin ne uluslararası düzeyde imzaladığı antlaşmalar ile örtüşmekte ne de demokrasi ve insan hakları ile bağdaşmaktadır” denildi. (Milliyet)