Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda 1 Mayıs İşçi Bayramı’na ilişkin konuştu. Devletin yasak ısrarı nedeniyle İstanbul’da 1 Mayıs bu yıl da polis şiddetine sahne olurken, Erdoğan, devletin "yasak ısrarını" değil, 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamakta ısrar eden işçileri suçladı, "Oraya 10 bin kişiyle giderseniz bunun adı anma olmaz, kaos çıkarma olur," savunusunda bulundu. Erdoğan, ayrıca, Taksim’in İstanbul’un felç olacağı gerekçesiyle kutlamalara kapatıldığını da öne sürdü.

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

"Her yıl 1 Mayıs’ta yaşanan ısrara art niyetli bulduğumu belirtmek istiyorum. Taksim Meydanı, miting yapmaya uygun bir yer değil. Taksim’de miting yapmak demek tüm İstanbul’u felç etmek demek.

1 Mayıs kutlamaları yapılmasın diye polislerin abluka altına aldığı Taksim'de mağdur olan turistler

"Yenikapı var, bir buçuk milyon insan alabiliyor. Maltepe var iki milyon insanı alabiliyor. Kendine güveniyorsan oralarda yap. Deniz ulaşımı var, kara ulaşımı var. Bunlara müracatınızı yaparsınız. Tabi ben belediye başkanı arkadaşlarıma söyledim sekiz değil 18 yer yapın.

"Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs’ı kutlamak kamu düzenini bozmak anlamına gelir. 1977’deki acı olayla ilgili olayı biliyor ve saygı duyuyoruz. o yüzden sendikalardan sınırlı sayıda katılım olmasıyla anma yapılmasını kabul ediyoruz. Ama Taksim Meydanı sadece bir ya da birkaç sendikanın değil ki. Türk-İş gibi, Hak-İş gibi sendikalar Türkiye’nin diğer illerinde miting yapıyorlar. Ama Taksim’e kitleniyor herkes. Oraya 10 bin kişiyle giderseniz bunun adı anma olmaz, kaos çıkarma olur. İşçilerin özel gününe saygı duymak başka bir şey kamu düzenini bozmak başka bir şey.

"Bir de bu kalabalığın arasına terör örgütleri sızıyor. Demir bilyeler, sapanlar, Molotoflar çantalarla yakalandılar, emniyet müdüründen bilgi aldım. Birilerinin keyif, birilerini kendini tatmini için kimsenin hakkını çiğnetmeyiz.  Siyasi, partilerimiz mitinglerinizi nasıl miting alanlarında yapıyorsa sendikalardan da bunu eklemek hakkımızdır. 1 Mayıs’ı kimseye kapalı tutmuyoruz, açık tutmak için çalışıyoruz. Bizim kültürümüzde emeğe çok büyük önem verilir. Bir hadiste işçinin hakkını verin yazıyoruz."