Hrant Kasparyan / Demokrat Haber

İsviçre hükümeti ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in arasındaki “Ermeni Soykırımı’nı inkâr” davasının temyiz duruşması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire’de bugün görüldü. Strasbourg’daki Büyük Daire’de görülen duruşmada Doğu Perinçek, İsviçre, Türkiye ve Ermenistan sözlü savunma yaptı.

Duruşmada tüm tarafları dinleyen Büyük Daire’nin, konuya ilişkin gerekçeli kararını altı ay içinde açıklaması bekleniyor. AİHM’in temyiz organı olarak görev yapan ve 17 yargıçtan oluşan Büyük Daire’de görülen duruşmadan çıkacak olan karar ne olursa olsun, 1915 Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yıldönümü olmasının da etkisiyle uluslararası çapta bir tartışma yaratmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Ergenekon davası kapsamında yurtdışına çıkış yasağı bulunan, fakat Dışişleri Bakanlığı’nın girişimleriyle, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yasağı kaldırılan Perinçek duruşmada ilk savunmayı yapan kişi oldu. Davaya müdahil olan Ermenistan tarafını, Kevork Gostanyan, Amal Alamuddin Clooney, Geoffrey Robertson, Arman Tatoyan, Emil Babayan ve Toby Collis temsil etti.

TARTIŞMALI İFADELERİ SAVUNMADA KOZ OLARAK KULLANDI

Perinçek savunmasında, daha önce İsviçre’de görülen mahkemeye Türkiye resmi tezine ilişkin 90 kg ağırlığında Rus ve Ermeni kaynaklı belge gönderdiğini belirtti. Soykırım ifadesinin hukuki bir tanım olduğunu söyleyen Perinçek, Osmanlı Devleti’nin Ermenileri toptan yok etmek amacıyla hareket etmediğini savundu.

Perinçek’in savunmasında, İşçi Partisi yayın organı “Aydınlık” gazetesinin “Ermeni Patrik Vekili’nden soykırım dersi” başlığıyla manşetten verdiği, Türkiye Ermenileri Patrik Vekili Başpiskopos Aram Ateşyan’ın tartışmalı ifadelerine değinmesi ve savunma dosyasında Ateşyan’ın ifadelerine yer vermesi dikkat çekti.

Agos’un haberine göre, duruşmada Perinçek’in ardından İsviçre adına söz alan Frank Schürmann, AİHM İkinci Daire’nin Perinçek lehine verdiği kararın ikna edici olmadığını belirterek kararda oy birliği olmadığına dikkat çekti. Schürmann, “İsviçre, ceza kanununu BM ırkçılıkla mücadele konvansiyonuna uygun şekilde belirledi ve yerel mahkemenin Perinçek kararı yerinde” dedi.

Nefret söylemi ve düşmanlık yaratan ırkçı söylemin en çok insanlığa karşı suçlar üzerinden üretildiğini belirten Schürmann, “Ermeni Soykırımı’yla ilgili mahkeme kararı olmaması bu açıdan önemli değil. 1915’te yaşananları soykırım olarak tanıyan pek çok ülke de var” ifadelerini kullandı. Schürmann, Ermeni Soykırımı’nın inkârının ırkçı ve ayrımcı bir söylem yarattığını, Perinçek’in derdinin ifade özgürlüğü olmadığını söyledi.

Ermenistan’ın başkenti Yerevan merkezli Armenpress Ajansı’nın haberine göre, duruşmada söz alan Amal Alamuddin Clooney, ifade özgürlüğü ve artan nefret söylemi bakımından Türkiye’de hazin bir tablo olduğuna dikkat çektiği savunmasında, Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in suikasta kurban gitmesinin bunun bir sonucu olduğunu ifade etti. 1915’te yaşananların soykırım kavramı ile örtüştüğüne ilişkin savunma yapan Clooney, yüz yıl önce yaşanan toplu katliamların AİHM tarafından “yanlış bağlamda” ele alındığını belirterek bunun bir hata olduğunu söyledi.   

TALAT PAŞA SAVUNMA DOSYASINDA “HİTLER” OLARAK TANIMLANDI

Büyük Daire yargıçlarının davaya Türkiye’den müdahil olan İnsan Hakları Derneği (İHD) ile Hakikat Adalet Hafıza Merkezi’nin ortak sunduğu dosyayı da dikkate alması bekleniyor. İHD ve Hafıza Merkezi Büyük Daire’ye sundukları dosyada, Perinçek’in Ermeni karşıtlığı ve 1915 Ermeni Soykırımı’nın inkârına yönelik çalışmalarıyla tanınan Talat Paşa Komitesi’nin liderliğini yürüttüğünü vurgulamıştı.

Armenpress Ajansı’nın haberine göre, duruşmada savunma yapan hukukçu Geoffrey Robertson savunma dosyasında, 1915 Ermeni Soykırımı’nın baş mimarı olan Talat Paşa’yı “Türklerin Hitleri” olarak tanımladı. 

Geoffrey Robertson duruşmadaki savunmasında, Türkiye dışında Ermeni Soykırımı’nın inkâr edildiği başka bir ülke bulunmadığına dikkat çekti. Robertson, “Ermeni Soykırımı’nın inkârının, Avrupa’da Holokost’un inkârı kadar büyük sonuçlar doğurmayacağı” kararı veren AİHM İkinci Dairesi’ni eleştirdi. Kararda, “Holokost-1915 karşılaştırması” yapıldığını kaydeden Robertson, “soykırım hiyerarşisi” yapılamayacağını belirterek kararın meşruiyetinin sorgulanması gerektiğini söyledi. 

“ÇİFTE STANDARTA SON” ÇAĞRISI

Sosyal medyada, Auschwitz ölüm kampının kurtarılmasının 70’inci yıldönümü ve Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü olan 27 Ocak’ın ertesi gününde hâlâ AİHM önünde Ermeni Soykırımı’nın inkârını savunabilen ve bunu “ifade özgürlüğü” kisvesi altında yapabilen Perinçek’in bu tutumu eleştiri konusu oldu.

Holokost ve Nazi katliamlarının inkâr edilmesi veya hafife alınmasının yasal düzenlemeyle Avrupa ülkelerinde resmen yasak olduğuna dikkat çeken pek çok sosyal medya kullanıcısı, AİHM Büyük Daire’nin çifte standarta son vererek Ermeni Soykırımı da dahil olmak üzere insanlığa karşı işlenmiş olan tüm suçların inkârına yönelik aynı yaptırımın uygulanması çağrısında bulundu. 

ERMENİ SOYKIRIMI’NI İNKÂRDA BİRLEŞTİLER

Yolsuzluk davasında yargılanan ve AKP’li vekillerin oylarıyla Anayasa Mahkemesi’nde yargılanmaktan kurtulan AB eski bakanı Egemen Bağış ile CHP eski genel başkanı Deniz Baykal’ın, duruşmayı yan yana takip etmesi ise sosyal medyada en çok tartışılan konulardan biri oldu.