Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, "Hitler en son yüzde 50'nin üzerine kadar çıktı. Ama ne oldu? Mezarı bile yok. Tayyip Erdoğan'lar bu sürecin altında kalmaya mahkum." dedi.

Doğu Perinçek, Nokta dergisinden Armağan Çağlayan'a konuştu. Gündemdeki konularla ilgili soruları cevaplayan Perinçek, devrimci olduğunu ve 50 yıldır siyaset yaptığını söyledi.

Devletin güç kullanmadan terörü bitirilemeyeceğini söyleyen Perinçek, "PKK temizlendiği için mutluyum. PKK temizleniyor, Türkiye feraha doğru gidiyor. PKK temizlendiği için insanlar ölmeyecek." ifadelerini kullandı.

Perinçek'in Armağan Çağlayan'ın sorularına verdiği cevapların satırbaşları şöyle:

-Niye sizin için hep MİT ajanı diyorlar?

-Bu soruları bana hep CIA ve MİT sorduruyor. Valla benim onlarla hiç ilgim yok. Çünkü ben Türkiye’de CIA ve MİT’in bir numaralı hedefiyim başından beri. Bu çok yersiz ve anlamsız soru onu söyleyeyim. Doğrudan hep onlar tarafından sordurulmuştur. Size bir ithamda bulunmuyorum ama ben Türkiye’de beş kuşakla CIA’nın MİT’in hapishanelerinde yatmış tek adamım. İkinci bir adam yok.

-Beş kuşak derken?

-70 kuşağı, 80 kuşağı, 90 kuşağı, 2000 kuşağı ve 2008 kuşağı. Bu beş kuşakta hapis yatan tek adamım. Onun için Türkiye’de bu sorunun sorulmaması gereken tek adam benim. Ve MİT’in bütün yöneticileri, niçin Doğu Perinçek’i hedef alıyorlar ve ‘MİT’i üç defa paralize etti’ diyorlar? Hiram Abbas, Mehmet Eymür ne diyorlar: "Bu adam üç kere bizi etkisiz hale getirdi, paralize etti." Var mı Türkiye tarihinde MİT’i paralize eden başka bir adam?

-Kaç yıldır siyaset yapıyorsunuz?

-Devrimciyim, 50 yıl.

-Şuan ulusalcı bir çizgiye mi kaydınız, biz mi öyle algılıyoruz?

-Çizgiye kayılmaz, toplumların önündeki sorunlar neyse siz ona göre mevzilenmek zorundasınız. Türkiye’nin önünde bir ulusal mesele, bir bağımsızlık meselesi, bir vatan meselesi varsa devrimci burada mevzilenmek zorunda. Yani mesela Türkiye İstiklal Savaşı yaparken siz gidip de bir toprak meselesinde mevzilenemezsiniz.

Bugün Türkiye’nin önünde ne var? Vatan meselesi var. Türkiye bölünmek isteniyor Amerika ve İsrail tarafından. O zaman siz nerede olacaksınız? Başka olabileceğiniz bir yer yok. Biz nerede olacağımızı belirlemeyiz. Nesnel süreç, hayat, bizim nerede olacağımızı belirler, biz de orada oluruz.

-Hükümetin İsrail’le giderek sıcaklaşan ilişkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

-Biz Türkiye’de İsrail ve Amerika’ya karşı mücadele eden tek partiyiz. Bu Hükümet, İsrail’le ilişki kurduğu zaman, ilişki demeyelim de yakınlaştığı zaman karşısında kim var, Vatan Partisi var. Başka kimse yok.

DAVUTOĞLU ÜÇ GÜNLÜK

-Siz hapishaneden çıkarken, ‘bundan sonra cemaatlerin kökünü kazıyacağım’ dediniz?

-(Gülüyor) Benzer bir şey söyledim evet. Kazıyacağım değil, ben birinci tekil şahıs konuşmuyorum 'kazıyacağız' dedim.

-Sonra gerçekten de cemaatin kökü kazındı mı?

-Kazınıyor, evet.

-Cemaatin kökü kazınırken, çok kritik ve önemli noktalara sizin adam yerleştirdiğiniz söyleniyor?

-Biz adam yerleştirmiyoruz. Cumhuriyet güçleri o yerlere giriyor. Biz yerleştirmiyoruz ama Türkiye’nin bir birikimi var diyelim yargıdan, polisten, cemaatin adamlarının temizlendiği yerlere Cumhuriyet hakimleri, polisleri geliyor. Bunlar bizim adamlarımız değil ama Cumhuriyetin adamları.

-Geçenlerde bir yazı okudum, 'Şuan Türkiye’de Davutoğlu’ndan daha güçlü olan Doğu Perinçek’tir' diye..

-Davutoğlu üç günlük. Biz Türkiye’nin elli yılında varız. Davutoğlu daha yeni. Biz nesnel, Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap veren bir mücadele yürütüyoruz, gücümüzü de oradan alıyoruz. Türkiye’nin ihtiyaçlarından, mecburiyetlerinden kuvvet alıyoruz. Davutoğlu’nun öyle bir konumu yok.

-Ama Başbakan?

Türkiye’de ne başbakanlar görüldü. Damat Ferit Paşa da Başbakandı. Damat Ferit güçlü bir adam mıydı? Başbakan’dı yani Vezir-i Azam’dı. Başbakan olmak güçlü olmak anlamına gelmiyor.

MUTLULUĞUN SIRRI

-Geçen beyanat verdiniz ‘hayatımın en mutlu dönemini yaşıyorum’ diye. Evet doğru. PKK temizlendiği için mutluyum. PKK temizleniyor, Türkiye feraha doğru gidiyor. PKK temizlendiği için insanlar ölmeyecek.

-Sizce güvenlikçi politika ile PKK sorununu aşmak mümkün mü?

-Tabi. O birinci unsur. Güvenlikçi demeyeyim de devletin yaptırım gücünü, devletin zor gücünü kullanmadan PKK bitirilemez. Çünkü ‘ben silah bırakmayacağım’ diyor. Bunu diyeni nasıl temizleyeceksiniz. Ricayla, oturarak, müzakereyle, konuşarak, anlaşarak bu mümkün değil. Arkasında Amerika var. PKK silah bırakmak istese Amerika ‘bırakmayacaksın’ diyor. Nasıl halledeceksiniz bu işi? Mesela Atatürk, Yunanlılar işgal etmiş, İzmir’e gelmiş, İstanbul’u almış, İtalyanlar Antalya’ya çıkmış, Ermeniler, Ruslar İngilizlerle işbirliği halinde Güneydoğu bölgesinde devletçik kurmuş, o koşullarda siz silaha sarılmadan nasıl Türkiye’yi kurtaracaksınız?