BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak, bazı milletvekilleriyle birlikte Diyarbakır’da dün Öcalan için açlık grevine başlayan partili belediye başkanları, başkan vekilleri ve il genel meclisi başkanlarını ziyaret etti. Demirtaş, demokratik eylemlerle demokratik siyaset kanallarını açmaya çalıştıklarını, her yerde bütün olanakları kullanarak bu kanalların açılmasını istediklerini söyledi. Demirtaş, "BDP’liler bu yolların açılması için dışarıda, cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatırıyor. Türkiye’nin batı yakası ve Ankara’nın duyarsızlığı karşısında bedenlerimizi ölüme yatırıyoruz. Dışarıda siyaset yapmasına izin verilmeyen arkadaşlarımız cezaevlerindeki dört duvarı demokratik eylemleri için engel olarak görmüyor. Tutuklu vekiller, açlık grevinde risk sınırına doğru ilerlemeye başladı. Ama, maalesef bu ülkede cezaevinde milletvekili yokmuş, açlık grevinde değilmiş gibi davranılıyor. 1990’lı yıllarda uygulanan baskıyı bugün AKP uyguluyor" dedi.

 

Demirtaş, yaptıkları etkinlik ve eylemlerin başka canlar yanmasın, artık kan akmasın diye yapılan eylemler olduğunu söyledi. Demirtaş, "Bunun doğru anlaşılması lazımdır. Ama bazı çevreler biz ne kadar birlikte yaşamaktan yana isek, onlar da Kürtlerin ayrılmasını istiyor. Bunların arasında hükümet de yer almaktadır. Hükümet, bu politikalarla Kürtler bu ülkeden ayrılsın diye elinden geleni yapmaktadır. Kürtler duygu düzeyinde devletten kopmuştur. Biz bu ülkede sığıntı değiliz. Ülkenin asli unsurlarıyız. Kürtler kendi anavatanları olan Kürdistan’ı bu ülkeye pay etmişlerdir. Bu ülkede Kürtlerin eşit yurttaş olma hakkı vardır. Ana dilde eğitim yapmalı, dilini kamusal alanda rahatlıkla kullanmalıdır" dedi.

 

’ARTIK OMUZLARDA CENAZELER TAŞIMAK İSTEMİYORUZ’

Demirtaş, bu işin çözümünün de belli olduğunu, Kürtlerin muhatapları ile müzakere yapılması gerektiğini söyleyerek, şöyle dedi:

 

"Sayın Öcalan ile, KCK ile BDP ile müzakere yürütülmelidir. Birlikte yaşamanın yol haritası bizdedir. Birlikte yaşamak istiyoruz ama köle olarak değil. Gelin Kürtlerin önüne sandık kuralım. ’Özerklik’, ’Federasyon’ veya ’Bağımsızlık’ ya da ’Hiç bir şey istemiyor’ seçeneklerini sunalım. Sandıktan çıkan sonuç kabulümüzdür. Ama, operasyon ile baskı ile bir sonuç elde edileceği sanılıyorsa, Mısır ve Libya’nın durumu ortadadır. Omuzlarda artık cenazeler taşımak istemiyoruz. Omuzlarında cenaze taşımayanlar bu halkın evlatları üzerinde politika yapmasın. Bu iş artık uzamamalıdır, kimsenin tahammülü kalmamıştır. Kürtler halk olarak köle değil, AKP’nin önünde diz çökmek zorunda değildir."

 

’BDP’LİLERİN YARGIDA 250 BİNİN ÜZERİNDE DOSYASI MEVCUT’

Demirtaş, Van Bağımsız milletvekili Kemal Aktaş’ın vekilliğinin düşürülmesi ile ilgili bir soru üzerine, şunları söyledi:

 

"Siyasetçilerin yaptıkları konuşmalardan dolayı cezalandırılması utanç vericidir. Bu utanç, hükümetin utancıdır. Ortaçağ hukuku uygulanıyor. 250 binin üzerinde BDP’lilerin yargılama dosyası bulunmakta. 8 milletvekilimiz, milletvekili olmalarına rağmen yargılamaları sürmekte. Milletvekilliğinin düşürülme tartışmaları da ahlaksızlıktır. Aktaş’ın milletvekilliği düşürülemez. Meclis başkanı ve komisyon başkanlarının görüşü de bu yöndedir. Meclis bu yönde savcıya yanıt verecektir. Bu devlet Kürtlere böyle yaklaştığı sürece bu siyasal krizleri yaşamaya devam edecektir."

 

Demirtaş, çocuk tutuklulara cinsel istismar ve kötü muamele ile gündeme gelen Pozantı Cezaevi’nin bir an evvel kapatılarak, buradaki çocukların başka cezaevlerine sevk değil, tahliye edilmesi gerektiğini söyledi. (DHA)