Hasip Kaplan: "Özel yetkili mahkemeler kaldırılmamıştır. Son dakika önergesiyle, AKP'nin ağır yetkili mahkemeleri oluşturulmuştur. Adaleti Katletme Partisinin Mahkemeleri olmuştur."... "Mecliste eşkıya gibi, linç hareketine başladılar. Talimatla hareket eden, önceden örgütlenmiş, tetikçi olarak görevlendirilmiş milletvekilleri üzerimize saldırdılar."

 

Sivas Katliamının 19. Yıldönümü olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Kaplan," Katliamda, 35 yurttaşımızın hunharca katledilişinin yıldönümüdür. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı olmaz. Ancak bu da Özel Yetkili Mahkemenin verdiği bir karardır ve karar tamamen siyasidir" dedi.

 

Türkiye'nin geçmişiyle yüzleşmesi gerektiğini ve Alevilerden özür dilemesi gerektiğini söyleyen Kaplan, "Başbakan bu konuda samimi ve dürüstse özrü geciktirmemelidir" dedi.

 

"Özel yetkili mahkemeler kaldırılmamıştır. Son dakika önergesiyle AKP'nin ağır yetkili mahkemeleri oluşturulmuştur. Adaleti Katletme Partisinin Mahkemeleri olmuştur." diyen Kaplan şunları söyledi: "Özel Yetkili Mahkemeler sınırsız, süresiz görev yapmaya devam edecekler. Özel Yetkili Mahkemeler; aynı dosyalarla, aynı şekilde sürecek. Hayal ettikleri 29 Büyükşehir Belediyesi'ni bölgesel esas alarak AKP iktidarı kendi ağır yetkili mahkemelerini oluşturmuştur. Bir taraftan ÖYM'ler devam edecek, bir taraftan ağır yetkili mahkemeler görev yapacak. Bu ağır yetkili mahkemeler, ihtisas mahkemeleri değildir. Tamamen siyasidir. Gözaltı ve tutuklama süreleri iki katına çıkarılmış, savunma hakkı rafa kaldırılmış, dosya erişimi engellenmiştir."

 

Medyada Özel Yetkili Mahkemelerle ilgili verilen haberlerin 'hüzün verici' olduğunu belirten Kaplan, "Medyayı kendi kendini tekzip etmeye çağırıyorum. Halk yanlış bilgilendirilmektedir. Basın özgürlüğü ve ahlak çerçevesinde haber yapılmalıdır" dedi.

 

Meclis Genel Kurulu'nda yaşanan tartışmalara da değinen Kaplan, Genel Kurul'da kendisine fiili saldırıda bulunulduğunu belirtti. Genel Kurul'da yaşanan tartışmalar sırasında çekilen fotoğrafları basın mensuplarına gösteren Kaplan, Genel Kurulu'nda yaşanan tartışmaları şöyle aktardı: "Mecliste sağlıksız yasa yapmanın tüm koşulları oluşturulmuştur. 22 saattir yargı paketini tartışıyoruz. İhtisas Komisyonları by pass edilerek son dakika önergeleriyle, torba kanunlarla Türkiye yönetilmek isteniyor. Başkanvekili Mehmet Sağlam'ın AKP'li olması ve oturumu yönetememesi, gürültülere rağmen, ara vermeden ısrarla önergeyi okutmak istemesi üzerine kendisini uyararak İçtüzüğü uygulamasını istedik. Ancak kendisi yanlış tutumunda ısrar etti. 326 milletvekili kaba gücünü, linç edercesine muhalefet partisi grup başkanvekiline gösterdi. Mecliste eşkıya gibi, linç hareketine başladılar. Talimatla hareket eden, önceden örgütlenmiş, tetikçi olarak görevlendirilmiş milletvekilleri üzerimize saldırdılar. AKP iktidarı millet iradesine saldırıyı tek çıkar yol olarak görmektedir. Biz buraya sadece 36 milletvekili olarak değil, 3 milyonun iradesiyle geldik. AKP iktidarını buradan uyarıyorum. Saldırıyı yapan tüm milletvekillerini tek tek tespit ettim. Bunun sonu nereye gider? Halkın iradesini hiçbir saldırı kesemeyecek. Tek, radikal, ana muhalefet partisi olarak kendimizi görüyoruz."

 

Toplantı sonrası soruları cevaplayan Kaplan, Abdullah Öcalan'ın İmralı'da olup olmadığına ilişkin şunları söyledi: "Adalet Bakanı Meclis'te çok açık bir şekilde 'merak eden buyursun gelsin' dedi. Eş Genel Başkanlarımız aylar önce kaygılarını dile getirerek görmek istediklerini söylediler. Dün de Ahmet Türk bizzat görme talebini Adalet Bakanı'na iletti. Hükümet bunun arkasındaysa, somut talebi yerine getirsin. Yoksa dedikoduların ve dolaşan haberlerin önüne geçemez. 1 yıldır tecrit var. Aile ve avukatlar görüşemiyor. Hükümet gereğini yapmalıdır."

 

Hasip Kaplan bir soru üzerine, Meclis Genel Kurulu'nda yaşanan tartışmalarda, kendisine fiili saldırı olduğunu ancak 'polikliniğe gitti' şeklinde çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.

 

Kaplan, Başbakan ve Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın görüşmelerine ilişkin şunları söyledi: " Bizim kürsüden dile getirdiğimiz görüşler, Leyla Zana tarafından da dile getiriliyor. Burada Başbakan bir yol kavşağındadır. Güvenlik konusunda Sri Lanka modelini mi, yoksa barışçıl bir yolu mu takip edecektir? Buna karar verecek olan Başbakandır."