Zorunlu askerliğe karşı vicdani ret hakkının tanınması için mücadele eden Vicdani Ret Derneği, bedelli askerlik kararına karşı ‘orduya ne bir saniye ne de bir kuruş’ başlıklı bir açıklama yayınladı.

Açıklamada, hükümetin bedelli askerlik kararı ile, ‘ölmenin ve öldürmenin bedelinin 18 bin lira olduğu netlik kazanmıştır’ denildi.

Açıklama şöyle devam etti:

‘’Askerlik, yaşadığımız coğrafyada halen zorunlu bir hizmet olarak dayatılırken; hükümet, getirdiği bedelli uygulamasıyla, bu angarya hizmeti reddedenlerin sayısını 534 bine düşürmeyi öngörüyor. Vicdani, politik ve dini sebeplerle zorunlu askerlik hizmetini reddedenlerin, vicdani retlerini açıklayanların sayısı gün be gün artıyorken, devlet, çıkarttığı bedelli yasasıyla, yaşamını gasp edemediği “asker kaçakları”na, “ya canını ya paranı” dercesine saldırmaya devam ediyor. Ölmeyi ve öldürmeyi reddettiği, askere gitmediği için “kaçak” olarak adlandırılanların sayısı neredeyse 1 milyona yaklaşmışken, çıkan bedelli yasası devlet için yeni bir kazanç kapısına dönüşüyor.

 “18 bin TL öde, kurtul” diyen iktidar parası olana “bedelli hizmeti”ni sunarken; parası olmayana da banka kredilerini sunuyor. Zorunlu askerlik hizmeti adı altında 20 yaşına gelmiş her erkeğin yaşamını gasp eden devlet şimdi “bedelliden yararlanmak isteyen ama parası olmayanlar”ı da 36 ay taksitli kredileriyle gasp etmeye hazırlanıyor. Bugüne değin, ölmeyi ve öldürmeyi reddedenleri “kaçak” ilan ederek sivil ölüme mahkûm eden iktidar, bedellisiyle binlerce genci bankalara borçlu ilan etmeye hazırlanıyor.

Bizler, ölmeyi ve öldürmeyi reddeden vicdani retçiler, çıkartılan bedelli yasasının “vicdani redde bir alternatif” olarak sunulmak istendiğinin farkındayız. “Yapmak istemiyorsanız, parasını ödeyin kurtulun” diyen iktidara inat, orduya ne bir saniye hizmet etmeyi ne de bir kuruş ödemeyi reddetmeyi sürdürüyoruz.

Devletin zorunlu askerlik hizmetiyle, banka kredisiyle gasp etmeye niyetlendiği yaşamlarımız için direnmeye, reddetmeye devam ediyoruz.

Ölmeye, öldürmeye, zorunlu askerlik hizmetini öğrenmeye ne bir saniye ne de bir kuruş!’’

(Demokrat Haber, sy)