HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder araştırma şirketlerinin dile getirdiği, 'Doğu ve Güneydoğu’daki HDP’li Kürt seçmenin yüzde 1.5’luk kısmı, evet oyuna sıcak bakıyor' iddiasını değerlendirdi. 

 ANAR gibi bazı araştırma şirketleri, HDP'nin yaklaşık yüzde 20'lik bir bölümünün referandum da 'Evet' oyu kullanacağını iddia ediyor. Eski başbakan Davutoğlu'nun danışmanlarından ve Karar gazetesi yazarlarından Etyen Mahçupyan 'PKK'ya ve devlete kızmış HDP'li seçmenin' oylarına dikkat çekiyor.

RS FM'de 'Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle' programına katılan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 'araştırmayla sabit' olduğu belirtilen bu iddiayı RS FM'de 'Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle' programına değerlendirdi.

Sputnik'te yer alan habere göre Önder'in yaptığı değerlendirme şöyle: 

"Etyen Mahçupyan'ın bulunduğu yerden önemli belirlemeleri var. Hayata son derece farklı bakıyoruz. Sayın Mahçupyan'ın tespiti ve belirlemelerini reddetmiyorum ama daha çok kendi gözlemlerime bakmak isterim. Kavramsallaştırma bakımından kullanmayı tercih etmediğim ama gözlem anlamında önemli bulduğum belirlemeler. Üzerine tartışılmayı hak ediyor." 

SÖZÜMÜZ HDP'Yİ KRİMİNALİZE EDENLERE DEĞİL İTİBAR EDENLERE'

Referandumun 'Evet' cephesinin, 'PKK, HDP, FETÖ, IŞİD, CHP hayır diyor vatandaşımız hayır demeyecek' söylemini değerlendiren Önder'in yanıtı, HDP'nin kriminalize edenlerden çok, söyleme itibar edenlere oldu.

"HDP'yi kriminalize etme niyeti çok açık ama buna kapılanların durumu daha trajik. ‘Yerin kulağı var, benim de kulağım var o halde ben yerim' gibi bir düz mantığa tekabül ediyor."

Kamuoyu araştırma şirketlerinin 'HDP seçmeninin yüzde 1.5'luk kısmı, evet oyuna sıcak bakıyor' iddialarına yanıt veren Önder'e göre durum pek de öyle değil:

" Değerleri bu kadar minimize tutmaları gerçeğin ne olduğu hakkında bize bir fikir vermeye yeter aslında ama bırakın yüzde 1.5'luk oyu, 1.5 gramını bile bulamazlar. 16 Nisan akşamı televizyondaki hükümete yakın medya ve analizcilerin size tek tek düşüncelerini söyleyeyim.

Mesela İbrahim Uslu'dan başlayabiliriz. İbrahim Uslu aynen şöyle diyecek, ‘HDP'li bu kadar siyasetçinin içeride tutulması, hayır oylarının bu kadar yüksek çıkmasını etkileyen ana nedenlerden biri oldu.' Yazın bunu bir kenara. Kürtlerin niye hayır dediğini bunlardan dinleyeceğiz.

‘Bu kadar düşmanlaştırmayacaktık' diyecekler, ‘sayın cumhurbaşkanı meydanlara bu kadar inmeyecekti' diyecekler. Çünkü artık ortada PKK etkisi ne FETÖ etkisi var. Sosyal medyada en küçük paylaşım yapan öğrencileri, gençleri, çocukları evlerinden toplayıp içeri atıyorlar. Ne etkisinden bahsediyorlar. Muhalefet alanına ya da iki seçenekten birini ifade edenlere dönük bu kadar kıyıcı zalim ve hukuksuz yaklaştığınız zaman kimsenin kimseyi etkilemesine ihtiyaç yok. İnsanlar görüyorlar. Onun için 17 Nisan günü yaşayacağız göreceğiz."

'REFERANDUM BİZİM İÇİN BİR VERİDİR AMA SEÇİMİN YERİNE GEÇMEZ'

Referandumun, 'Bölge insanı hendek siyasetinden sonra HDP'yi desteklemiyor' iddialarına da bir yanıt niteliği taşıdığı görüşüne katıldığını belirten Önder, Ak Parti hükumetine de bir çağrılarının olduğunu söyledi:
"Madem böyle, madem bu kadar net tespit etmişler, Madem halk bizden soğumuş, siz de bundan eminsiniz, buyurun belediye başkanlarımızı görevden aldığınız yerlerde seçime gidelim. Hodri meydan. Bu kadar da sandığı olumlayan bir yerden bakıyorsunuz, sabah akşam halkın tercihi milli irade diyorsunuz. 2013 yerel seçimlerinin sonucunu bölgede iptal ettiler. Tutuklanmayan iki tane belediye başkanımız kaldı. Şu an içeride olan belediye eş başkanlarımızın sayısı 80'i aştı. Tutuklu belediye meclis üyesi ve seçilmiş siyasetçilerimizin sayısı iki bine yaklaştı."

Peki, referandum HDP için aynı zamanda bir seçim niteliği taşıyor mu? Bölgeden çıkacak sonuçlarla HDP seçmeninin oranı da ortaya çıkacak mı? HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in görüşü çıkacağı yönünde:
"Bir veri olarak elbette ortaya çıkacaktır.. Zaten başkanlık sistemi olarak önerdikleri şeyin, yerel yönetimleri alabildiğine önemsizleştiren, hayatın içerisinde sıradan memuriyetlere dönüştüren bir işlevi var.

Halkın kendisi için karar verme süreçlerine etkili bir müdahil oluş biçimi olan belediyeleri bu toplumun hayatından kaldırıp, ne verilecekse lütufla verip inayet gibi sunacaklar. Tek dertleri, bir derenin ıslahından tutun bir santralin yerine kadar her şey Ankara'dan ve orayı asla görmeyen bürokratlar tarafından başkanlığa bağlı olması. Referandum elbette ki bir veridir ama seçimin yerine geçmez. Bunun için böyle bir seçimi göze alamıyorlar."

HDP REFERANDUM KAMPANYASI YAPACAK MI?

En çok merak edilen konulardan biri de Eş Genel Başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları ve siyasetçileri cezaevinde olan HDP'nin nasıl bir referandum kampanyası yapacağı. Niteliğinden çok teknik olarak çok zor görünen bu sorunu Önder'de her HDP'li gibi esprili bir yanıtla karşılıyor:

"CHP ile yan yana yapacağız ki korkudan yürekleri kopsun. Şaka bir yana kampanya yapmamız bir hayli zor ama bu ilk defa başımıza gelen bir şey değil. 2009'dan sonra yapılan KCK operasyonlarında 11 bine yakın partilimiz tutuklandı. Ömründe şiddetle en ufak bir teması olmayan, bundan dolayı bir gün ceza almayan, hükumetin verilerine göre 8 bin bizim verilerimize göre 11 bin siyasetçimiz tutuklandı. Elbette zor olacak biz hayatımızın hiçbir döneminde kolaylıklar içerisinde siyaset ya da kampanya yapma şansına sahip olmadık.

En çok oy aldığımız seçim, yüzlerce canımızı kaybettiğimiz seçim. Mitinglerimizde canlı bombalar patladı. Onun için evet güç olacak ama biz bu güçlüklerin üstesinden gelmekle sorumluyuz. Yeri eksilen bütün arkadaşlarımızın yerine en az iki üç katı gönüllü müracaatlar oluyor. Sivil inisiyatifler bizi bile beklemeden sorumluluklar alıyorlar çünkü 7 Haziran kokusu gelmeye başladı meydanlardan, sokaklardan. Kürt halkı, bu kadar seçilmişini içeri atan ve kanunsuzca, hukuksuzca içeride tutmaya devam eden bir yönetime verecek hiçbir ama hiçbir oyu yoktur. 17 Nisan gecesi bunu bizzat yandaş kalemler ya da sözcüler ‘yanlış yaptık' diye bizzat söyleyecek. Belki de ‘biz yapmadık FETÖ yaptı' diyecekler."

HDP Ankara Milletvekili Önder son olarak 'Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle' programının dinleyicilerinden gelen "Referandum sürecinde, HDP'li siyasetçilerin tahliyelere şahit olur muyuz?" sorusunu yanıtladı:
"Soruyu soran bütün dinleyicilere ve izleyicilere selam ve sevgilerimi gönderiyorum ama sanırım bu sorunun muhatabı ben değilim.