DEMOKRATİK Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Van bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, İmralı'da Abdullah Öcalan ile müzakere ve diyalog olmadığı takdirde Kürtler'le de diyalog ve çözüm olmayacağını söyledi.

 

Tuğluk, "BDP ve DTK'dan hiç kimse Öcalan ve Kandil'in reddedildiği bir müzakerenin yapılacağını düşünmesin" dedi. Tuğluk, Öcalan'ın 4 Nisan'daki doğum günü yıldönümü nedeniyle Halfeti ilçesine bağlı Ömerli Köyü'ne yapılacak yürüyüşün yasaklanmasını eleştirerek, her şeye rağmen bu yürüyüşü gerçekleştireceklerini ifade ederek, "Çözümün adresinin Abdullah Öcalan olduğunu göstermek için bu yürüyüşü gerçekleştireceğiz. Bu ülkede Kürt ve Türk birlikteliğinin tek güvencesi Abdullah Öcalan'dır" dedi.

DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, 3-4 Nisan'da Abdullah Öcalan'ın doğum günü nedeniyle Şanlıurfa'nın Halfeti İlçesi'ne bağlı Ömerli Köyü'nde yapılmak istenen ancak, İçişleri Bakanlığı tarafından yasaklanan yürüyüş ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Tuğluk, DTK olarak yürüyüşü destekleyip, katılacaklarını, yasak kararının ortamı gerginleştirmekten başka bir işe yaramayacağını, yasağa rağmen yürüyüşü gerçekleştireceklerini söyledi. Bu tür yasak ve uygulamaların 1990'lı yıllardakinden farksız olduğunu söyleyen Aysel Tuğluk, şöyle dedi:

 

"Bu yasak, İçişleri Bakanlığı'nın ötesinde hükümet uygulamasıdır. Türkiye bir kırılmaya doğru giderken bu yasak kimseye yarar getirmeyecektir. Newroz’da da yasak vardı ama halk tutum olarak bayramını kutlamıştır. Yapılacak olan yürüyüş için de aynı şey olacaktır. Bu yürüyüş klasik bir doğum günü kutlaması değil, siyasi bir önemi olan yürüyüştür. İmralı ve Öcalan Kürtler'in en önemli hassasiyetidir."

 

Yapacakları yürüyüşün Kürtler'in özgürlüğe yürüyüşü olacağını dile getiren Tuğluk, şöyle konuştu:

 

"Bu devletin Kürtler ve Öcalan'a yaklaşımını reddeden bir yürüyüştür. Kürt halkı, devletin kendisine bakışını Öcalan'a bakışı ile eş değer görüyor. İmralı'ya devletin yaklaşımını meşru görmüyoruz. Sevseler de, sevmeseler de sayın Öcalan bu halkın önderidir. Bu yürüyüş ile halk 'İmralı muhataptır ve muhatap alınsın' diye çağrı yapacaktır. Artık mesele tecrit ve koşullarının düzeltilmesi meselesini geçti. Artık, halk Öcalan'ın özgürlüğünün önünün açılması için adımlar atılmasını istiyor. Öcalan ve Kandil olmadan yapılan görüşmeler sorunu çözümsüz bırakmak anlamına gelir. İmralı'da Abdullah Öcalan ile müzakere ve diyalog yoksa Kürtlerle de bir diyalog ve çözüm yoktur diyoruz. Terör ve terörist demekle bu işin olmayacağı ortadadır. Ortada terörist ve terörizm durumu yoktur. İmha ve inkara karşı başlayan bir isyan vardır. Bu isyanı, bir kabullenme ve hakların verilmesi ile sonuçlandırabilirsiniz. Barışa giden yolun fırsatı henüz mevcuttur. Bu fırsatı kaçırırsak hepimiz kaybederiz. Hepimiz bir gemideyiz, gemi batarsa hepimiz batarız. Böyle bir kader ortaklığımız vardır."

 

"ÖCALAN, KÜRT-TÜRK BİRLİKTELİĞİNİN GÜVENCESİDİR"

Aysel Tuğluk, Abdullah Öcalan'ın bu ülkede Kürt-Türk birlikteliğinin güvencesi olduğunu da ileri sürerek, "Bu köprüyü havaya uçurarak barış sağlayamazsınız. Bütün mücadelemiz yeni acıların yaşanmaması içindir. Oturarak, diyalog ile müzakere ile sorunu çözebiliriz. Eğer bu olmaz ise Kürde düşen direnmektir. Bu kritik eşikte barışı sağlayamazsak Türkiye- 4-5 yıl daha kaybedebilir. Her halükarda yürüyüşü gerçekleştireceğiz. Devlet halkın taleplerine saygı duymak zorundadır. Umut ederiz yeni bir gerginlik yaşanmaz" diye konuştu.

 

"SADECE BDP İLE GÖRÜŞEREK SORUN ÇÖZÜLMEZ"

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Aysel Tuğluk, Kürt sorununun çözümünde Öcalan'ın birinci aktör olduğunu ve devletin bunu bildiği için kendisi ile 3 yıl müzakere yaptığını ve Oslo görüşmelerini gerçekleştirdiğini söyledi. Tuğluk, şöyle devam etti:

 

"Devlet, onun misyon ve rolünü iyi biliyor. Biz başından beri görüşmelerin kesildiği yerden devam etmesini istiyoruz. BDP ve DTK'nın da misyon ve rolü vardır. Siyaseti bunun için yapıyoruz, koltuk sevdalısı değiliz. Sadece BDP ile görüşerek sorun çözülmez ve bu zaman kaybına yol açar. Bu strateji güvenlik stratejisidir. 'Dağı vururum, Öcalan'ı tehdit ederim, 7000 BDP'liyi içeri attım. Kalan kırıntılarla kırıntı haklar için müzakere ederim' demektir. Ana dilde eğitim ve Özerklik olmayacaksa ne olacaktır. Bu çerçevede yapılan görüşmeler sorunu çözmeyecektir. Hiç kimse, Öcalan ve Kandil'in reddedildiği bir müzakerenin yapılacağını düşünmesin. Newroz’a gelen kitle PKK kitlesidir. Onlar da çözümün adresini Öcalan olarak göstermiştir. Bu mesele en doğru ve en hızlı şekilde sayın Öcalan ile görüşülerek çözülür."