Meral Akşener İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında kurma aşamasında oldukları partisinin kurucular kurulunun bir bölümünü açıkladı.

Akşener, partinin isminin, logosunun ve kurucular kurulunun tamamının 25 Ekim'de açıklanacağını duyurdu.

Akşener, “Her kesimden her yöreden ilgi duyuyoruz. Partimiz Türkiye’nin partisi olarak doğuyor. Sorun çözücü bir parti olarak doğuyoruz. Kurucular kurulunun bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum” dedi

Akşener’in açıkladığı Kurucular Kurulu’nda yer alacak isimler şöyle:

Cevher Cevheri, Eski milletvekili

Çiğdem Özer, Aşık Veysel'in torunu

Elif Gökdemir

Fatih Eryılmaz, 15 Temmuz gazisi

Erdoğan Bozdemir, Eğitimci

Fulya Yasemin, İş kadını

Hatice Bilici, İş kadın

Hüseyin Özlük, Gazi

Kazım Ataoğlu, eski Bingöl milletvekili

Orkun Ertürkmen

Suat Çağlayan, Eski bakan

Aydan Yılmaz

Tugay Uluçevik

Nafi Özyurt Sipahioğlu.

Akşener'in açıklamalarından satır başları ise şöyle:

-Bir parti kurulmadan onun yetkili organları oluşmadan herhangi bir görevlendirme yapmak hukuka aykırıdır. Biz bir hukuk mücadelesi verirken demokrasiyi çiğnemeyiz. Biz bir komisyon kurduk ve bununla ilgili bir çalışma yapıyoruz.

-Yurt dışında özellikle Avrupa Türklerinden kurucular kurulu üyemiz. İsmi Fulya Yasemin. Almancı denilen bir ailenin kızı.

-Şimdi bir kere dış politikayı iç politikanın öznesi kesinlikle yapmayacağız. En önemli sözümüz budur.

-Ben 21 aydır sokaklarda esnaf eli sıkarak meydanlarda, izbe salonlarda bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Önce bir adaylık süreci, arkasından referandum süreci geldi. Hiç değiştirmediğim bir şey oldu o da Türkiye'ye ait bir bayram sofrası. Ben Ahlat'ta kirasını kendim ödediğim bir ev kiraladım. Orada hepberaber bir sofra kuracağız, oradaki herkesle beraber yemek yiyeceğiz.

-Ahlat'ın özelliği benim açımdan şöyle; Ahlat'ta çok farklı etnik grup vardır. Partiyi kurduktan sonra 15 gün gideceğim ve Güneydoğu'yu tek tek, şehir şehir dolaşacağım. Ama toplantı yapmayacağım. Her ile gideceğim, rastgele el sıkacağım. Muş ve Bitlis'te bunu yapmıştım. Bir kahveye gideceğim ve ‘arkadaş ne anlatırsın bana, ne sorarsın bana' diyeceğim. Buna ihtiyaç olduğunu görüyorum.