CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin GenceArtı Projesi'nin açıklandığı basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone'nin "Bir yanda özgür basın deniyor ama bir yanda gazeteciler gözaltına alınıyor" sözlerine AKP'lilerin gösterdiği tepkiyi nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Biz o tür tartışmalara girmek istemiyoruz, birilerinin eline güç vermek için bir tartışma olmasını da istemiyoruz. İstediğimiz ve bildiğimiz şu, Türkiye'de basın özgürlüğü yok. Basının özgür olması lazım, basına sansür uygulanmaması lazım" dedi.

Özgür basının, demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğunu, basının iktidarı da muhalefeti de eleştireceğini ve buna saygı duyacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Ama muhalefete her türlü eleştiriyi yapabilirsiniz, iktidar eleştirilemez.' Bunun adına ileri demokrasi denirse bu doğru değil. AKP'yi AKP yapan kim, arkasındaki güçler kim? Başbakan, hatta parti lideri olmadan önce Amerika'ya gidip 'Bana destek verin' diyen kim? Herhalde halkımız bunu unutmadı"
diye konuştu.

"Mizah dergileri Sayın Beşir Atalay'a gerekli yanıtı verirler"

Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın "Türkiye'de basın ABD'den daha özgür" sözlerini de değerlendirirken "Herhalde mizah dergileri Sayın Beşir Atalay'a gerekli yanıtı verirler" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Soner Yalçın'la sizin telefon konuşmalarınız yasadışı bir şekilde polis ve savcılık dosyasına girmiş görünüyor, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine şöyle konuştu:

"Onu da merak ediyorum, Sayın Hasan Cemal ne yazacak acaba? Bir liderin telefonları dinleniyorsa, sokaktaki yurttaş cep telefonuyla konuşmaktan korkuyorsa, işadamları dertlerini anlatmaktan korkuyorsa, gazetelerin ekonomi sayfalarını açtığınızda ekonomideki başarı öyküleri anlatılıyorsa, işsizlik almış başını gitmiş, cari açık bu kadar artmış, bunlar görmemezlikten geliniyorsa bunu gazeteciler mi yazmıyor, yoksa birileri rahatsız olmasın diye özellikle mi yazılmıyor? Niye bunları düşünmüyoruz, görmüyoruz? Eğer bunları görmeyen, duymayan bir tablo varsa bu tablonun sorgulanması lazım."

Kendi telefonlarının daha önce de dinlendiğini, davayla ilgisi olmayan bir konuşmanın dosyaya konulduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Acaba bu hukuk dışılığı, AKP'yi savunanlar 'Bu kadarı da olmaz' diye yazma sevgisini göstermiyorlar mı? Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar? Sayın Seyfi Oktay'la telefonla görüşmüşüm. Görüştüm tabii, herkesle görüştüm. Bana dosya verecekti, yapılan yargı reformuyla ilgili dosya verecekti. Geldi, dosya masamın üzerinde duruyor. Ben çok kişiyle görüşürüm, CHP'li olmayanlarla da görüşürüm, gazeteciler ararlar, her gün görüşürüm. Bunların banda alınması, bunun adı demokrasi mi? Acaba kalkıp bunu eleştirme cesaretini niye göstermiyor medya? Bizi eleştirme cesaretini gösterdiklerinin 10'da biri kadar niye iktidarı eleştirmiyorlar, çekiniyorlar, korkuyorlar" diye konuştu.

"Nereye suç duyurusunda bulunacaksınız?"

Kılıçdaroğlu, yasadışı dinlemelerle ilgili suç duyurusunda bulunup bulunmadığıyla ilgili bir soru üzerine "Nereye suç duyurusunda bulunacaksınız? Hangi savcıya? Başsavcı zaten oturuyor koltuğunda, davaların savcısı oturuyor koltuğunda. Daha önce yaptığımız şikayetler vardı, ne oldu? Adalet Bakanlığı'na yaptığımız başvurular vardı, 'Hukuksuzdur bu' diye. Adalet Bakanı görmezden geldi" dedi.

"Babacan hesap biliyor mu?

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın, "CHP, Aile Sigortası hesabını yanlış yapmış" açıklamasını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Sayın Ali Babacan hesap biliyor mu? Gerçekten kuşkularım var. Hesap bilen adama sormak lazım bu cari açık nedir diye, bu işsizlik nedir diye? Hesap bilen adama sormak lazım devr-i iktidarınızda yoksul sayısı 818 bin kişi 1 yılda arttı diye. Hesap bilene sormak lazım yüzde 4 kalkınma hızıyla bu işsizlik nasıl çözülür? Hesap bilene sormak lazım, 12 milyon 715 bin yoksulu yönetmeye kalkıyorsunuz, yoksulluğu sonlandırmaya değil" diye konuştu.

"Halk TV'yle bir bağlantımız yok"

Kılıçdaroğlu, "Halk TV'nin Soner Yalçın'a devredileceği söyleniyordu, doğru mudur? Size yakın bir kanalın bu durumda olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna "Halk TV'yle bir bağlantımız yok. Hizmet satın alıyoruz, bedelini de ödüyoruz. Halk TV'yi devralmak isteyen çok kişi geldi, çok kişiyle görüştük, bizimle ilgisinin olmadığını söyledik. Eğer arzu ederlerse ortakları var, yöneticileri var, giderler, otururlar, konuşular. Devir mi edilir, satın mı alınır, onların bileceği şey" yanıtını verdi.

"Balyoz'dan tutuklanan askerlerin eşleri Anıtkabir'e gidecekler, CHP olarak destek verecek misiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Herkes arzu ettiği eylemi yapabilir demokrasi içinde, hukuk kuralları içinde. Şikayetini de yapabilir, bunlara saygı gösteririz" dedi.

Kılıçdaroğlu, Balyoz davasında tutuklanan Korgeneral Mustafa Korkut Özarslan'ın, annesinin cenazesine katılmasının "Başbakan'ın özel izniyle" gerçekleşmesini nasıl değerlendirdiğinin sorusunu da "Başbakan davanın savcısı zaten, savcı devreye girmeyecek de kim girecek, savcı da girer" sözleriyle yanıtladı.

GenceArtı Projesi nedir?

Kılıçdaroğlu, dün açıkladıkları Aile Sigortası projesiyle ilgili olarak ise asgari ücretin altında geliri olanların gelirini 600 TL'ye tamamlayacaklarını, hiç geliri olmayanlara çocuk sayısı, engelli sayısı, anne, baba dikkate alınarak asgari 600, azami 1200 TL ödeneceğini açıkladı. Bunun için bir yoksulluk envanterinin yapılacağını ve bu yolla yoksul olmayanların bu sistemden yararlanmalarının önleneceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, şu anda yardım yapan 14 ayrı kuruluşun "Aile Sigortası Kurumu" altında birleştirileceğini ve bu kurumların yaklaşık 4 milyar TL'lik bütçesine 7 milyar TL ekleneceğini ve toplam bütçenin 12 milyar TL olacağını belirtti.

Cumhuriyet