Aleviliğin bir din olmadığını belirten TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Alevilik İslam içi bir oluşumdur. İslam dininin ibadet yeri camidir'' dedi.

 

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, parlamentoya cemevi açılmasını isteyen CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'e yazılı cevap verdi.

 

Meclis Başkanı Çiçek, cemevi talebinin reddedildiğini ifade etti.

 

Konunun daha önce de gündeme geldiğine işaret eden Çiçek, şunları kaydetti:

 

''Anayasa'nın 136. maddesine göre Diyanet İşleri Başkanlığı, 'laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.'

 

Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 1. maddesinde ise Başkanlık; İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli kılınmaktadır.

 

Diyanet İşleri Başkanlığı'na göre, Alevilik ayrı bir din olmayıp 'İslam içi bir oluşum, İslam'ın tarihi süreçte ortaya çıkmış bir zenginliği'dir ve İslam dininin ibadet yerleri camilerdir.''

 

Cemevi açılması yönünde talebi reddedilen Hüseyin Aygün, Cemil Çiçek'in açıklaması üstüne "Milli iradenin kaynağı din mi, TBMM mi? Fetva mı, toplumsal ihtiyaçlar mı?" başlıklı bir basın duyurusu yayımladı.

 

"ALEVİLERE 'CAMİYE GİDİN' DEMEK ALAY ETMEKTİR"

Aygün, taleplerinin Meclis Başkanlığı'na ulaşır ulaşmaz Çiçek'in konuyu Diyanet İşleri Başkanlığı'na havale ettiğini belirterek, Diyanet'in kendisini din alanında otorite ve referans mercii olarak dayatmasının, başta milli iradeyi temsil eden TBMM olmak üzere devletin diğer tüm kurumları üzerinde vesayetini devam ettirdiğinin gözler önüne serildiğini söyledi.

 

Cemil Çiçek'in taleplerini Diyanet'ten gelecek "fetva" için iki ay beklettiğinin altını çizen Aygün, Türkiye'de yaşayan Alevilerin inançlarının referans merkezinin Diyanet olmadığını vurguladı.

 

"Diyanet, Alevileri asimile etmeye çalışan, gerici-çağdışı ve kaldırılması gereken bir kurumdur. Yüzbinlerce çalışanı içinde bir tek Alevi yoktur. Diyanet'in vereceği 'fetvalar' Alevileri ilgilendirmemektedir. TBMM'nin Alevilik ile ilgili bir konuyu Diyanet'e sorması 'kuzunun kurda teslim edilmesi' anlamına gelmektedir."

 

"Diyanet talebimize ilişkin verdiği 'fetvasında' Aleviliğin 'İslamın bir zenginliği olduğunu' ve 'tüm Müslümanların ibadet yerinin cami olduğunu' söylemiştir. Türkiye'de var olan milyonlarca Alevi nerede ibadet edeceğini hiçbir zaman Diyanet'e sormamıştır. Katliamlar, asimilasyon, hakaretler ve yok sayılma politikaları karşısında yüzyıllardır camiye değil, cemevine giden Alevilere 2012'de hala 'camiye gelin' demek onlarla açıkça alay etmektir."

 

"KULLANDIĞINIZ KAYNAKLAR İSLAM'A UYGUN MU?"

Diyanet'in fetvalaşrına ihtiyaç duymadıklarını dile getiren Aygün, "Siz Aleviliği ve Alevileri tanımlamayı kendinize iş edineceğinize, Gayri Safi Milli Hâsılayı üretenlerin içinde yer alan Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, dindar, dinsiz, gnostik, agnostik, deist, ateist, mistik, Şii, Alevi ve adı geçmeyen tüm kesimlerin ödemiş olduğu vergilerden yararlanarak salt Sünniliği aktarmak üzere rekor seviyede kullanmış olduğunuz kaynakların İslam'a göre "haram" olup olmadığına dair fikrinizi söyleyin" dedi.

 

Cemil Çiçek'in cemevi talebinin reddine ilişkin kararını verirken "Diyanet İşleri Başkanlığına göre Alevilik ayrı bir din olmayıp İslam içi bir oluşum, İslam'ın tarihi süreçte ortaya çıkmış bir zenginliğidir" gerekçesini sunmasını da eleştiren Aygün, Meclis iradesinin Diyanet'e teslim edildiğini söyledi.

 

"Türkiye'yi TBMM mi Diyanet mi yönetiyor? TBMM kararlarının kaynağı din mi, milletin belli bir bölümünün ihtiyaçlar mı? TBMM üyesi bir milletvekilinin haklı talebinin karşılığı gerici ve çağdışı Diyanet fetvası mıdır? Bu milletvekili sizin fetvanızı tanımıyorsa ne olacak?"

 

"Siz Aleviliği inkar edip yüzyıllardır asimile etme çabasında olsanız da milyonlarca Alevi sizin gericiliğinize karşı dün olduğu gibi bugün de mücadele edecektir! Unutmayın, Alevilik dindir, ibadeti cemdir, ibadethanesi cemevidir!" (Bianet)