HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana, Cizre'ye alınmamalarını Kürtlere yönelik yapılan ayrımcılık olduğunu belirterek, "Bir aydır vicdanımla tartışarak bir karara vardım. Kimseye gücüm yetemeyebilir ama kendime gücüm yetiyor. Gençlerin ölümünü seyredeceğime ben ölmeye hazırım. Ölümler durmazsa ölüm orucuna başlayacağım" dedi.

Evrensel'de yer alan habere göre, Cizre'de yaşanan katliamı durdurmak için iki gündür bütün engellemelere rağmen yaya olarak yola çıkan HDP heyeti Cizre'ye doğru yürüyüşünü sürdürüyor. İdil'de HDP heyeti adına açıklama yapan HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana, ölümleri durdurma çağrısı yaptı.

Cizre'nin tarihten beri direniş kalesi olduğunu belirten Zana,"Cizre'deki direniş ruhu hiçbir zaman kırılmadı bugün de kırılmayacaktır" dedi. Zana, ayrıca Kürtlerin çözüm sürecine verdiği değere de dikkat çekerek, saldırıların ilk başladığı yerlerden biri olan Diyadin'de yaşanan bir örneği de, "Bir HPG gerillası bu saldırı karşısında kimseyi öldürmemek ve bu sürece zarar vermemek için hayatına son verdi. Bunun dünyada bir başka örneği yok" dedi.

'OYALAMA SÜRECİNE GİRDİLER'

Türkiye'de yaşanan barış sürecine de dikkat çeken Zana şöyle konuştu: "Bir diyalog süreci yaşadık. İlk defa bir bütünen olarak Kürtler muhatap alındı. Sayın Öcalan İmralı'da muhatap alındı. Kandil'deki arkadaşlarımız kardeşlerimiz muhatap alındı. Parlamentodaki grubumuz muhatap alındı. Ama bunlar yapılırken, oyalama içine girdiler. Bugün git yarın gel dediler. Barıştan benim anladığım budur sende bunu anla dediler. Dedik ki halkımızın beklentileri var, gasp edilmiş halkları var. Bunları sadaka şeklinde değil doğal olan halklarımız olarak vereceksiniz dedik. Bunları talep ederken Türkiye halklarına karşı bir duruş içinde olmadık. Bursa'daki kardeşlerimize neyi hak görüyorsanız İdil'deki Cizir'deki halklarımıza hak görün. Ama bu zihniyet halen halkımızı kabul etmiyorlar. Eğer beni kabul etme zihniyetine sahip olsaydı bugün Cizre kapısını bana kapatmazdınız."

'ÖLEREK ÖLDÜREREK BÜYÜYEMEYİZ'

Yaşanan ölümler ve katliamlar nedeniyle yer yer duygusallaşan Zana, "Buradan silah kullanan bütün taraflara bir ricada bulunmak istiyoruz. 100 yıl çarpışarak öldük. Ölümü bize reva göndünüz, nefsi müdafaada bulunduk. Artık yeter (êdi bese ji we hemûyan re). Ölümle büyümeyeceğiz. Ölerek ve öldürerek toplumu ve vicdanları çürüteceğiz. Vicdanları ve duyguları çürüteceğiz" diye konuştu. Zana yeniden müzakerelerin başlamasını içinde, "Kimin kafasında zihninde ne varsa masaya dönmeli seçim sürecinden önceki pozisyonuna dönülmeli ve masada kozlar paylaşılmalıdır. Müzakereden niçin korkuluyor anlamıyorum" dedi.

'ÖLÜM ORUCUNA BAŞLAYACAĞIM'

Zana, aldığı ölüm orucu kararını da şu sözlerle paylaştı: "Gençler öleceğine varsın biz ölelim. Nefsimle bir aydır tartışarak şu karara vardım. Ölümleri durduramazsak ben ölüm orucuna yatacağım. Bunu söylerken tanıyan herkes bilir, söz ağzımdan çıktı mı kellem giderse arkasından giderim. Kimseye gücüm yetmeyebilir ama kendime gücüm yeter. Gençlerin ölümünü seyretmektense ölümü göze alıyorum. O annenin cenazesini kokmasın diye buzdolabında saklandığı ve 35 günlük bebeğin öldüğünü duyduğumda ruhum öldü."