Sosyalist Birikim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Laçiner, başarılı olması için CHP’nin omurgasının değişmesi gerektiğini söylüyor. Türkiye'de sol bir partiye ihtiyaç olduğunu belirten Laçiner’e göre CHP’deki değişimin önündeki engel 'Ulusalcılar'.

Laçiner, Al Jazeera'den İrfan Bozan'a konuştu:

Yakın bir dönemde verdiğiniz bir mülakatta “CHP öldü aslında; o bilmiyor, bir de biz bilmiyoruz. Sakalı çıkıyor diye bazen ölülerin yaşadığı zannedilir” demiştiniz. Hala aynı kanaatte misiniz?

Evet. CHP ölü ama hala sakalları çıkıyor. Haliyle mecazi anlamda kullanıyorum.

Sizi bu tespite iten sebep ne?

CHP’yi temsil eden, omurgasını oluşturan sosyolojik yapı Türkiye’de AKP iktidarına karşı bir alternatif oluşturabilecek güçte ve nitelikte değil. Emekli öğretmenler, bürokratlar, emekli subaylar, taşra müteahhitleri; CHP’nin gövdesi bunlardan oluşuyor. Bu sosyolojik yapı AKP’nin sönük bir kopyası. AKP ile aralarındaki fark AKP pazardan geliyor, onlar devletten geliyor. Böyle bir CHP neden sürükleyici olsun ki? AKP’ye oy veren kesimlerin oradan kopup buraya gelebilmeleri ancak istisnai bir halde olabilecek bir şey.

CHP nasıl sosyolojik omurgaya oturursa sürükleyici olur?

Türkiye büyük ölçüde kapitalist ilişkilerin hakim olduğu bir toplum haline geldi. Türkiye’nin dört bir yanındaki herkes mahalle pazarlarını değil, ulusal hatta uluslararası pazarları düşünerek üretim yapıyor, evini kiralarken, satarken bunlara bakıyor. Böyle bir toplumda siyaset ister istemez iki omurga üzerine kurulur. Birincisi; Mülk ve teşebbüs sahipleri vardır, bunlar orta sağı oluştururlar. AKP bugün bunları temsil ediyor. İkincisi ise emekleri ile çalışanlardır. Bunların sürükleyici gücüyse nitelikli emek sahipleridir. Bunlar nitelikli işçilerdir, beyaz yakalı insanlardır, mühendistir, doktordur, mimardır, banka çalışanıdır. Dünyanın her yerinde sol ve sağ kesimleri bu sosyolojik taban temsil eder. Nitelikli emek sahiplerinin “Biz ülkeyi, sizden iyi yönetiriz” deme potansiyeline sahip olması lazım. CHP’nin müteahhit ve bürokratları bunu yapamaz. Bunu sağlayacak olanlar gerçekten kendi iş sahasında başarılı olmuş, nitelikli, bileğinin hakkıyla oraya gelmiş bir sosyal kesimdir. CHP bir şeyler yapmak istiyorsa zamana yayarak seçimi düşünmeden bir politika ile yüksek emek sahibi olan kesimleri mobilize etmeye onları partinin omurgası haline getirmeye yönelmeli.

Bu bahsettiğiniz sosyolojik tabanı muhafazakarlık ekseni kesmiyor mu? Bunları CHP nasıl ikna edecek?

Önce sizin bir omurganız olacak. Bugün nitelikli emeği temsil eden kişileri halk, partinin vitrininde görürse bu insanların dindarlara yaklaşımı samimi karşılanır. Çünkü karşılarındaki klasik CHP’li olmayacak. Kendi içinden çıkmış mühendis ya da nitelikli bir işçi olacak. Dolayısıyla muhafazakar için onun söylediği daha inandırıcı olur. Bu insanlar, medeni kıstaslara demokrasinin kıstaslarına haliyle sahip olacaklar. Onlar için başörtüsü, kılık, kıyafet sorun olamayacaktır Çünkü bahsettiğim kadroların politika yapmak için bunlara ihtiyacı yok. Bu insanlar kendi gibi çalışan diğerlerinin haklarını koruma temsiliyetini ve iddiasını sürdürebilir. CHP’nin şimdi yaptığı gibi “muhafazakar açılımına” falan da gerek yok. Sen eğer CHP’nin geçmişiyle özdeşleşmiş kesimleri tasfiye eden bir söylem ile çıkarsan onları tasfiye edersen böyle “muhafazakarlar açılım”larına da ihtiyacın kalmaz.

Kim bu tasfiye edilmesini önerdiğiniz kesimler?

Kim olacak Ulusalcılar. Bunlar CHP’de olduğu ve aday oldukları sürece CHP istediği muhafazakarı aday göstersin muhafazakar kesim “eksik olsun” diyecek.

Ulusalcılar’ın ne zararı var?

Ulusalcılar, CHP’nin transformasyonuna engel oluyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu “6 oku yeniden yorumlayacağız” diyor. Bu Bülent Ecevit’in 70’lerde söylediklerinden bile daha geride. Ecevit, “Gardrop Devrimleri” tanımını kullanmış bir siyasetçi. CHP’de bugün Kılıçdaroğlu, kendi parti meclisini istediği gibi şekillendirmiş olsa dahi ulusalcılar orada kaldığı için şansı yok. Ulusalcılar tasfiye edilmedikçe düze çıkması zor. Türkiye toplumunun bugün demokrat bir partiye ihtiyacı var. Sol bir partiye ihtiyacı var. “Sol ulusalcı değildir. Özgürlükçü, sol bir parti bütün insanların eşit olma haklarını savunur, insanların varoluşlarını kendilerinin düzenleme haklarını savunur. CHP, bunların tavizsiz kayıtsız destekçisidir, bu ilkelerin dışında olan herkes CHP ile ilişkilerini kesmelidir” dersiniz.  Muharrem İnce kaybetsem de partide kalırım diyor, bugün Aydınlık çevresi ile flört eden insanlar CHP içinde durmaya devam ediyorlar. Onlar orada kalmak istese de sen onları atacaksın. Kılıçdaroğlu,  bunları ne kadar yapar bilemem şu anda CHP’nin kararlı bir tarza ihtiyacı var.

Aslında nerede bir işçi direnişi olsa CHP’li milletvekillerini görüyoruz. CHP’li milletvekilleri cezaevleri konusunda rapor hazırladı, Soma’daki ölümler öncesi çalışma koşullarına dikkat çeken de CHP milletvekilleriydi. Hak ihlalleri davalarında bazı CHP milletvekillerini duruşma salonlarında görüyoruz. Bunlar “sol” kimlikli siyaset değil mi?    

CHP’li milletvekilleri bunları yapıyor da CHP’nin sosyolojik tabanı bunları sahipleniyor mu? Toplumda CHP şunları yaptı deniyor mu? Bunlar jestten öteye gitmiyor. Oysa AKP ne yapıyor? İsrail’in Gazze’ye saldırısı üzerine yardım kampanyası başlatıldı. Bütün AKP teşkilatları mobilize oldu, çalıştılar. İstanbul’un varoşlarında Gazze için seferberlik ilan edildi. Bir partinin tabanını mobilize etmesi böyle olur. CHP’liler cezaevi raporu hazırladı tabanı bunu sahiplendi mi? Mobilize oldular mı? Mesele bunu sosyolojik tabanına sahiplendirmek yoksa bir grup milletvekilinin iyi niyetli girişimi olarak kalır. Bırakın tabanını CHP’nin omurgası bu yapılanları ne kadar sahipleniyor? CHP’nin genç kadroları bir şeyler yapmaya çalışıyorlar ama partinin gövdesi öyle bir gövde ki olmuyor bu gövdenin bu organın değişmesi lazım.