Radikal yazarı Ezgi Başaran, TÜBİTAK’ın desteğiyle Prof. Mesut Yeğen, Mehmet Ali Çalışkan ve Dr. Uğraş Ulaş Tol tarafından 8 ayda yapılan ve Kürt seçmeni tanımak açısından önemli ipuçları veren araştırmayı ve sonuçlarını köşesine taşıdı.

12 ilde 1908 kişiyle yapılan araştırmaya katılanların özelliklerini aktaran Başaran, "Yüzde 75’i kendisini Kürt olarak tanımlıyor. Yüzde 80’den fazlası anadillerinin Kürtçe ya da Zazaca olduğunu söylüyor. Kürtlerin dörtte üçü, Zaza’ların da yarısından fazlası evde anadillerini konuşuyor," diye yazdı. Başaran ayrıca,

Başaran'ın "Kürt bölgesindeki seçmenle ilgili müthiş araştırma (1)" başlıklı yazısında aktardığı araştırmanın sonuçlarına ilişkin detaylar şöyle:

DİNDARLIK DÜZEYLERİ NEDİR?

Genel olarak dindar bir kitleden söz edebiliriz. Namaz kılma düzeyi yüzde 75. Nüfusun büyük bölümünü Sünniler oluşturuyor. Alevilerin oranı yüzde 5. Sünnilerin yüzde 73’ü mezhebini Şafii, yüzde 22’si ise Hanefi olarak beyan ediyor.

Araştırmacılar dindarlığı 4 kategoriye ayırmış.

Dindarlık yüzeyi yüksek olan, mutaassıp dindarlar adını verdikleri kategoride genellikle 5 vakit namaz kılan, hanesindeki kadınların tamamının kapalı olduğu yurttaşlar var. Orta düzey dindarlar kategorisinde, 5 vakit olmasa da vakit namazlarını kılmaya çalışan, hanesinde kapalı ve kapalı olmayan kadınların bir arada olabildiği, özetle dindar ama ilk kategorideki kadar mutaassıp olmayan yurttaşlar yer alıyor. Dindarlık düzeyi düşük olan sembolik dindarlar adını verdikleri kategoriyi ise, dindar ama ibadet sıklığı düşük olan, hanede kadınlar arasında kapalı olanların olmadığı, bir başka deyişle dindarlığı sembolik düzeyde kalan bir kesim oluşturuyor. Son kümede ise dindar olmayan, hiç namaz kılmayan, kendilerini dindar olmaktan ziyade seküler olarak tanımlayan yurttaşlar var.

Bu kategoriler ışığında bölgenin ‘orta düzeyde dindarların’ ağırlıkta olduğu görülüyor. Öte yandan mutaassıp olanların oranı da bölgede yüksek. İstanbul’da yüzde 27 olan mutaassıp dindarlar oranı, bölgede yüzde 40’a ulaşıyor.

AŞİRETLERİN ETKİSİ ARTTI MI AZALDI MI?

Hemen cevap verelim. Ciddi biçimde azalmış durumda. Aşiret ve tarikat bağları güçsüz ve günlük yaşamda karar alma mekanizmalarında etkisiz hale gelmiş. Bölge seçmeninin yüzde 4’ü bir tarikata, yaklaşık 3’te 1’i ise bir aşirete bağlı olduğunu söylüyor ama yüzde 75-80’in ne oy verme tercihlerinde ne de ekonomik hayatta bu bağlılığın etkisi olmadığını belirtiyor.

AKP VE HDP’NİN KEMİK OYLARI NE KADAR?

2000’den önce bir siyasi çeşitlilikten söz edilebilirdi ama sonrasında ve tabii şimdi, bölgede iki ana parti var: AKP ve HDP (bu seçime kadar HDP’nin temsil ettiği çizgideki bağımsız adaylar).

2007 ve 2011 genel seçimleri ile 2009 ve 2014 yerel seçimleri baz alındığında, 2014 yerel seçimlerinde AK Parti’ye oy verenlerin yüzde 75,6’sı,  HDP’ye oy verenlerin ise yüzde 77,6’sı önceki seçimlerde yalnız bu partilere oy vermiş seçmenlerden oluşuyor. Yani her iki partinin de oylarının 4’te 3’ü kemik oy. AK Parti seçmeninin yüzde 7,4’ü daha önce HDP’ye, HDP seçmeninin de yüzde 8,2’si daha önce AK Parti’ye oy vermiş.

2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mutaassıp dindarların %61’i Recep Tayyip Erdoğan’ı desteklerken, yeni dindarların %53,2’si ve sembolik dindarlar/laiklerin %64,3’ü Selahattin Demirtaş’a oy vermiş.

2014 yerel seçimleri ile Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçları karşılaştırıldığında AK Parti ve HDP arasında geçişkenliğin karşılıklı olduğu görülüyor. 2014 yerel seçimlerinde AK Parti’ye oy verenlerin yüzde 4’ü Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş’ı desteklerken, 2014 yerel seçimlerde HDP adaylarını destekleyenlerin yüzde 4’ü de Recep Tayyip Erdoğan’ı desteklemiş.

Araştırmanın bugün paylaştığım bölümüyle Kürt bölgesini layıkıyla anlamış olduk, yarın Türkiye’nin en büyük Kürt partisi kim, kimlerden oy alıyor kısımlarına, yani ‘asıl meseleye’ geçiyoruz.