BDP Milletvekili Kürkçü, Erdoğan'ın açıkladığı "demokratikleşme paketi"ni eleştirerek, Kürtlerin temel beklentilerinin karşılanmadığını kaydetti. Kürkçü, paketin "çözüm süreci"ne katkı sunmayacağına vurgu yaparak, yeni seçim sistemi önerisiyle "BDP'nin sadece belli bir bölgeye hapsedilmek istendiğini" ifade etti.

ANF'ye konuşan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan "demokratikleşme paketi"nin pek çok eksik içerdiğine dikkat çekerek, paketin "çözüm süreci"ne katkı sunacak bir niteliğinin olmadığını belirtti.

'KÜRTLERİN TEMEL BEKLENTİLERİ PAKETTE KARŞILANMIYOR'

Kürkçü, şu tespitlerde bulundu: "Bu paket, Kürt halkının ve çeşitli toplum kesimlerinin mücadeleleriyle getirdikleri noktaların kabulünden ibaret. Ama bu taleplerin çok küçük kısmının karşılandığını görüyoruz. Bir demokratikleşme yaratmıyor. W, X, Q harflerinin günlük kullanımı kabul gördüyse; bu, yasaklar aşılabildiği için sağlanmıştır. Kürtler çoktan mahkumiyetleri göğüsleyerek bunları sağladı. Yasak olmaktan çıkartılması halkın yasak olmaktan çıkartması anlamında. Başörtünün serbest olma meselesinde de öyle. Başörtülüler kamu alanında çalışmaya devam etmek için gösterdikleri çabanın sonucunu almış oldular."

Siyasi hak kabulünün pakette gerçekleşmediğini belirten Kürkçü, "çözüm süreci" bakımından Kürtlerin temel beklentilerinin bu pakette yer almadığına değindi: "Kürt halkının temel birkaç beklentisi var; partiler ve seçim kanununun değişmesi; seçim barajının kaldırılması, eşit temsil hakkı ve yerel parlamentoların sağlanması gibi. Yerel yönetim özerkliğiyle ilgili konularda bir adım yok. Ne partiler kanununda ne de Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartının, Türkiye'nin kabullenmediği maddeleri bakımından kabuller var... Bunlar olsa bile sorun çözülür, diyemeyiz ama niyet görülürdü."

'BDP'NİN SADECE BİR BÖLGEDE KALMASI İSTENİYOR'

Pakette yer alan, seçim barajı sistemiyle ilgili düzenlemeye ilişkin ise Kürkçü, şöyle konuştu: "Dar bölge, daraltılmış bölge, baraj yada barajsız... Ama bunların içine bakınca şimdiki milletvekili dağılımını, AKP açısından sabit yada ileriye götüren, BDP'lileri engelleyen bir formül. BDP açısından dar yada daraltılmış bölge mecliste daha az vekille temsil edilmesine yol açacak. Bu dar bölge sisteminde belli bölgede vekil çıkaracak kadar seçmenin yoğunlaşmadığı her yerde partilerin aleyhine olacak.

Örneğin İstanbul 1., 2. ve 3. bölgelerde BDP'li adayların yada bağımsız adayların herhangi birinin, bu bölgeler 5'e bölündüğünde bu bölgelerden birinden çıkmaları söz konusu olamaz. Bunun nesini beğenelim? Yüzde 20'nin, yüzde 30'un üzerine çıkamayan tüm partiler için problemli.

İkinci nokta; BDP "çözüm süreci"nin de gücüyle, Türkiye'nin tamamında siyaset yapma; HDP ile mücadeleyi her yerde birleştirmek için çaba gösterirken, BDP'ye 'sen sadece bir bölgede kalabilirsin, oradan çıkma ve burnunu sokma' denilmiş oluyor. Bu yaklaşım siyasi gelişmeleri daha da gerginleştirmeye, Türkiye'nin yönetimine ortak olma isteğinin köreltilmesine yol açmaktan başka sonuç getirmeyecektir. Çözüm sinerjisi içinde son derece olumsuz bir yenilik."

Cezaevlerindeki Kürt tutsakların lehine bir düzenlemenin de pakette yer almamasını eleştiren Kürkçü, "Hak mücadelesi sürdüren aktivistlerin kanunsuz şekilde tutuklanarak rehin alınma gerçeğinin değişmesini beklerdik. Bu önemliydi. Terörle Mücadele Yasası'nda değişiklik yapılmayarak yargıçların ve emniyetin keyfi tutuklamalara yol açmasına sınırlama getirilmemiş oldu. Hem de yeni koğuşturmaların önünü almadığı gibi, rehin alma politikasının kapısı açık kalıyor" dedi.

'ÇÖZÜM SÜRECİNE KATKISI YOK'

Ana dilde eğitim konusundaki düzenlemeyi ise "eşitsizlikleri derinleştiren, kendi dilinde eğitimi sadece parası olanlara serbest bırakan bir adım" şeklinde yorumlayan Kürkçü, bunun da hemen sağlanmayacağını, parlamenter sürecin ve müfredata dair düzenlemenin gerekeceğini belirtti.

"Hamam eski hamam, ortada yeni tas var mı, bilmiyoruz" ifadelerini kullanan BDP'li Ertuğrul Kürkçü, "Paket getirdikleriyle değil getirmedikleri bakımından önem kazandı; Kürtler çözüm için egemenlik paylaşımı öneriyor, hükümet ise bunu gündeme almadığı gibi Kürtlerin toplumsal, kültürel hayatta kazanmış olduklarını mevzuata dahil ederek aslında sistemi sürdürüyor. 'Çözüm süreci' enerjisi açısından paketin katkı sağladığını söylemek çok zor. Kürdistan'da ve Türkiye'de yaşayan halklar bu paketten sonra, kendileri kazanmadıktan sonra hiçbir şeyin kazanılamayacağını bir daha öğrenmiş oldu" dedi. (ANF)