Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde (AKPM) Ermeni soykırımının başlangıcının 98. yıldönümü vesilesiyle yaptığı konuşmada, tarihsel gerçekleri ortaya çıkarmak konusunda kararlı olduklarını ifade etti.

Kürkçü, 24 Nisan 1915’te, aralarında mebusların da bulunduğu 240 Ermeni kanaat önderinin dönemin İttihad ve Terakki Partisi hükümetinin emirleri doğrultusunda sorgusuz sualsiz tutuklandığına dikkat çektiği konuşmasında herhangi bir yasal ceza davası ve mahkeme kararı olmadan 2.345 insanın topraklarından sürüldüğünü söyledi.

Bunun Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermeni tebasının karşı-isyan başlatmasına karşı önlem alma ve savaş zorunlulukları bahanesiyle Suriye çöllerine zorla tehcirinin ilk safhası olduğunu dile getiren Kürkçü, sözlerine şöyle devam etti:

“Savunmadan yoksun yığınlarca kadın, çocuk ve yaşlı insan, sonu olmayan bir yolculuğa çıkarıldı; yüzbinlerce insan katledilirken, Doğu Anadolu kendisini oluşturan yerel halklardan birinden oldu, onlarca şehir ve kasaba ise kendilerine can veren insan kaynağı ve yaratıcı güçten mahrum kalarak mahva sürüklendi.  

“Büyük Suç, ya da Ermeni halklarının bu alçakça işlenmiş insanlık suçunu adlandırdıkları haliyle, Metz Yegern (Büyük Felaket) kurbanlarının torunlarına grubum adına taziyelerimizi bildirmek isterim. 

“Ayrıca şunu da demek isterim ki; biz, bütün resmi engellere rağmen, Türkiye’de vicdan ve ifade özgürlükleri derinleştiği sürece, Metz Yegern’e sebep olan tarihsel gerçekleri ortaya çıkarmak ve kamuya mal etmek konusunda kararlıyız.

“Bu tavır; yeni nesilleri geçmişin çarpık söylemlerinden kurtarmak; karşılıklı anlayış sağlamak; ve esas olarak dünya ve bölgesel nüfuz odaklarının 19 ve 20. yüzyıl boyunca büyük güçler tarafından paylaşılması ve tekrar bölüştürülmesinin neden olduğu katliam, kıyım, tehcir ve sürgünlerden bitap düşmüş Kürt, Türk ve Ermeni halklarının yeniden uzlaşması ve kardeşlik duygularını pekiştirmesi için yeni iletişim kanalları inşa edilmesi adına bir esas teşkil ediyor.

“24 Nisan günü Türkiye’de İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır gibi kentlerde toplanan binlerce Türk, Kürt, Ermeni, yani geçmişteki olayların fail ve kurbanlarının torunları, önemli resmi hukuki bir engel olmadan ve nispeten büyük bir medya desteğini alarak Büyük Felaket’in kurbanlarını hepbirlikte andı.

“Biz, bu davranış biçimini, Türkiye’de geçmişin önyargı ve nefretten arındırılmış bir biçimde tartışılması için geniş anlamda bir anlayışın tesis edilmesi yönünde bir işaret olarak selamlamak isteriz.

“Ayrıca umarız ki; PKK lideri Abdullah Öcalan ve Türk hükümeti yetkilileri arasında süregiden görüşmeler Türkiye’deki silahlı çatışmaya son verir. Silahlı çatışmaların bitmesi umarız Türkiye’yi farklıların çatışma nedeni olmadığı, zenginlik göstergesi sayıldığı tam bir demokrasi seviyesine getirecek.” (Bianet)