Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, İstanbul Milletvekilileri Sırrı Süreyya Önder, Sebahat Tuncel ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, Sinop ve Samsun'da yaşanan linç girişimleriyle ilgili olarak Meclis'te basın toplantısı düzenledi.

'BDP, ÖRGÜT KURMAYA GİTMEDİ; GİTSE NE OLUR?'

BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, BDP'nin, Karadeniz'e, örgüt kurmak için gezi yapmadığını, Halkların Demokratik Kongresi'nin (HDK), bölgedeki bileşenleriyle buluşmak, demokratik özgürlük çalışmalarını birleştirmek, çalışmalara ulusal çapta doğrultu kazandırmak amacıyla 2 ay önce aldığı kararı yerine getirdiğini anlattı.

Kürkçü, "BDP, örgüt kurmaya çalışıyor onun için Karadeniz'e gitmiş değiliz. Gitse ne olur. Herkes, 'BDP Türkiye partisi olsun, her yere gitsin' diyor. Fındık meselesi, HES'ler, doğa katliamıyla ilgilenirse, barışın tarafı olursa kötü mü?" diye sordu.

'ÖZEL HARP KOALİSYONU İLE KARŞILAŞTIK'

Bölgede karşılaştıkları şeyin, halkın hoşnutsuzluğu ve direnişi olmadığını belirten Kürkçü, önceki psikolojik harekât stratejisinin parçası olarak, bölgeye yerleşen özel harp koalisyonu ile karşı karşıya kaldıklarını vurguladı.

"PKK'yı Karadeniz'e sokmayacağız" sözünün etrafına insanların dizilmesi için organizasyon yapıldığını belirten Kürkçü, "Ancak bu organizasyon ellerinde patladı, tutmadı" dedi.

'GEZİMİZE DEVAM EDECEĞİZ'

"Türkiye'de belli il, ilçe, bölgeler kimi insanlar ve siyasetler için kapalı alan mı? Bu şikâyet edilen bölünme iddialarının çoktan gerçekleştirdiğine dair kanıt sayılabilir mi?" diye soran Kürkçü, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Barıştan fayda görmeyeceğini görenler, özel harp, linç, ırkçı koalisyon bize Karadeniz'e kapıları kapatacak. Bunu asla kabul etmeyiz. Gezimize, değerlendirme için ara verdik, devam edeceğiz, 81 ilini gezeceğiz. Bu bizim hem mecburiyetimiz hem de hakkımızdır. Yapmazsak, vekâlete ihanet etmiş oluruz. Halk ile aramıza şiddet perdesi çekildi. Biz çatışmanın içinden konuşmak istemiyoruz. Polis himayesinde, polisin çektiği perdenin ötesinden halka seslenmek istemiyoruz, aracısız halkla buluşmak istiyoruz. Bunun için şartları olgunlaştıracak bir siyaseti kurasıya kadar, Karadeniz'de karşımıza çıkan özel harp koalisyonunu, özel harp perdesini yırtıncaya kadar bu tartışmayı aramızda sürdüreceğiz. Başbakan'a şunu soruyorum; milletvekili olduğumuzu, beğensin beğenmesin ülkenin her yerinde konuşma hakkına sahip olduğumuzu, CHP'ye karşı koz olarak kullanacağı gün mü aklına geliyor? Bunun için kendisine teşekkür etmiyorum, bu zaten benim hakkım. Hakkım olduğunu, hak olduğunu söylemek bir şey değil, bunu güvence altına almak mesele. 9 saat bizi Sinop'ta kuşatanlarla haşır neşir olan emniyet örgütüne hiza vermemek onun problemi."

'KARŞI KARŞIYA KALDIĞIMIZ TABLO, GÜVENİK ZAAFI, FELAKETİDİR'

Karadeniz'de halk ile karşı karşıya gelmedikleri belirten BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, "Burada bir gladio, özel harp kalıntısı, Susurluk kalıntısı, Hrant Dink'in, Necdet Bulut'un katillerini örgütleyenler, bu kentleri, devrimciler, sosyalistler için yaşanmaz kılmak üzere özel harekât tertipleyenler, bu işlerin de arkasındadır. İki elimiz onların yakasındadır Hodri meydan, el mi yaman bey mi yaman görüşeceğiz. Barış, özgürlükler, demokrasi kazanacak, savaş son bulacak. Karadeniz'de karşı karşıya kaldığımız tablo, güvenlik zaafı, felaketidir. Bunun başında duran İçişleri Bakanı, İdris Naim Şahin'in mirasını devraldı, sürdürmektedir. En ufak yaprak oynamamıştır" dedi.

BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de, HDK'li vekiller olarak, barış sürecini paylaşmaya, bu sürece zarar verici politikalarla yalnız bırakılan halklarla buluşmak için bir dizi programa, Karadeniz'den başladıklarını anlattı.

'POLİS OLANLARI İZLEDİ'

Sinop'ta ilk toplantıyı yapacakları çay bahçesinin, daha önce "sivil faşist güçler tarafından tehdit edilerek kapatıldığını", üzerine bayrak asıldığını, önünde linççi güruhun toplandığını ifade eden Önder, bunun üzerine öğretmenevine geçtiklerini anlattı. Önder, Sinop polisinin, linçci güruhu seyirci vaziyette beklediğini, polisin gözetimi ve müsamahasıyla sloganların, taş atmaların başladığını belirtti.

Önder, kendilerine gösterilen yerel gazetede, Belediye Başkanı'nın, "Bunlar barış için gelmiyorlar" şeklinde bir demecini okuduklarını belirterek, "Ancak bu yerel gazeteye ulaşamıyoruz. Yereldeki arkadaşlardan bilgi almaya çalıştığımızda kimi bu demecin Dikme, kimi Gerze belediye başkanlarına ait olduğunu söylüyor. O kargaşada, o gazeteler de gittiği için, bulamadığımız için Sinop Belediye Başkanı hakkındaki iddiamızı geri alıyor, kendisinden özür diliyorum. Kanıtladığımızda tekrar gündemleştireceğiz. Ama iki vekil olarak bu demeci okuduk. Kamuoyunun linç kısmını değil de bu polemik kısmını tartışmaması için özür diliyor, sözümüzü geri alıyoruz" diye konuştu.

'MHP ÖRGÜTSEL OLARAK YOKTU; AMA MHP'LİLER VARDI'

Tanıkların söylemine göre, CHP Merkez İlçe Yöneticisi bir kişinin, kendilerine taş atanların ve kışkırtanların içinde olduğunu söyleyen Önder, CHP'nin, bu soruna sessiz kalışını, Çorum, Trakya'da CHP il örgütleri, yöneticilerinin HDK toplantılarını karşı hasmane tutumunu bildiklerini söyledi.

Önder, MHP'nin kurumsal ve örgütsel olarak işin içinde olmadığını ifade ederek, "Ama MHP'liler de vardı. Bu bir kafatasçı koalisyondu" dedi.

'MADIMAK'I HATIRLATTI'

İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel de, herkesin aklına Madımak geldiğini, Madımak'ın tekrar edileceği endişesi doğduğunu ifade etti. Tüzel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, milliyetçilikten söz edip, bu olaya değinmemesinin hayret verici olduğunu kaydetti.

'HÜKÜMET YEREL YÖNETİCİLERİ GÖREVDEN ALACAK MI?

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de, "Sivas gibi bir durum yaşansaydı, Türkiye bunun altında kalırdı. Ucuz atlattık. Biz kendi kendimizi koruduk. İçişleri Bakanı, Hükümet bu işin sorumlusu değilse, bu yerel yöneticileri görevden alacak mı? Birinin burnu kanasaydı, bugün Türkiye'de etnik çatışma ortaya çıkabilirdi. Biz sağduyulu davranıp, süreci yumuşattık" diye konuştu. (ETHA)